Halıcı dükkanı

SAVAŞ için Türkiye'nin ABD'ye destek verip vermeyeceği (Bu da kötü bir şaka aslında, öyle değil mi?) tartışması, insanın yüzünü kızartacak bir şekilde para pazarlığına dönüştü.

Dış basında ‘‘Halıcı dükkanındaki pazarlık can sıkıyor’’ başlıklı bir haber bile yayınlandı.

Dışarıdan bakıldığında Türkiye, dükkanına düşen turiste 'normal değerinin üzerinde bir fiyata' halı satmaya çalışan yani müşteriyi kazıklamaya çalışan bir tüccar olarak algılanıyor.

Yazarken bile utanıyor insan, ne acı!

***

Bir arkadaşım, ‘‘insults.net’’ adlı bir web sitesinden bahsetmiş ve ‘‘Bak istersen eğlenceli şeyler de var’’ demişti.

‘‘Insult’’, İngilizce ‘‘hakaret’’ demek. Bu çok orijinal sitede, hemen hemen aklınıza gelebilecek her konu hakkında ve pek çok dilde hakaret etmeyi öğrenebiliyorsunuz.

Lüzumsuz fakat çoğu lüzumsuz şey gibi, bu da eğlenceli olabiliyor.

Sitede, milletlerin birbirleri hakkında ürettikleri hakaretlere geniş yer ayrılmış.

Mesela, Hindistan'da İngilizler için şöyle deniyor: ‘‘İblisin biri maymunla evlenmiş, çocukları İngiliz olmuş.’’

Yine İngilizler için ‘‘Britanya İmparatorluğu'nun üzerinde neden güneş batmaz biliyorum; çünkü tanrı bile karanlıkta bir İngiliz'e güvenmez’’ denmiş.

Mesela Yunanlılar, İtalyanlar için ‘‘Para için babasını öldürür’’ diyor.

Almanlar da pek hoşlanmıyor İtalyanlardan. Onlar da ‘‘Almanya'daki -çok affedersiniz- bir popo, Roma'da profesör olur’’ diyor.

İtalyanlar da Almanlardan pek hoşlanmıyor. Onlar da ‘‘Dünyada üç şey zor durumdadır: Çocuğun elindeki kuş, yaşlı kocanın elindeki genç kadın ve Alman'ın elindeki şarap...’’ diyerek anıyorlar Almanya'yı.

Almanları sevmeyenlerin başında Polonyalılar geliyor. Şöyle bir laf icat etmişler: ‘‘Bir Alman bira demektir, iki Alman organizasyon, üç Alman ise savaş...’’

ABD için de liste uzun. Georges Clemencau, ‘‘Amerika, barbarlıktan dejenerasyona, medeniyete uğramadan geçmeyi başarmış tek ulustur’’ demiş. Bernard Shaw da ağır konuşmuş: ‘‘Yüzde 100 Amerikan demek, yüzde 99 idiot demektir.’’

Ruslar için de ağır hakaretler var. En çok Ukrayna sözüne rastlanıyor ve ‘‘Bir Rus'u nasıl tanırsın? Yanında uyursan seni soyar’’ bunlardan sadece biri.

Fransızlar yalancı ve kalleş, Yunanlılar hırsız, Macarlar günahkar, İspanyollar sahtekar... Liste böyle uzayıp gidiyor.

***

Haliyle merak ettim, bizim için neler denmiş diye... Türklere yönelik en popüler hakaretler şöyle sıralanıyor: ‘‘Türk kadar zalim’’, ‘‘Bir Türk'ü nasıl tanırsınız? Elindeki kandan’’ ve ‘‘Türk'ün ayak bastığı toprakta ot bitmez...’’

Nasıl, can sıkıcı değil mi? Benim de canım sıkıldı okurken ama açık konuşmak gerekirse ‘‘Halıcı dükkanındaki pazarlık can sıkıyor’’ kadar ağrıma gitmedi...
Yazarın Tüm Yazıları