Hakkari/Şırnak: Bölüm 2 İKİ ay kadar önce
İKİ ay kadar önce Latif Demirci’yle şöyle bir mektup yazma kararı almıştık:
"Dante’nin İlahi Komedya’sını dipnotlara bakmadan okuyabilen;
yüceler yücesi, güzel insan, büyük yönetmen Ertuğrul Özkök Beyefendi’ye...
Biz, iki fakir, geçen seçim döneminde halkın nabzını tutmak ve bırakmak maksadıyla cennet vatanımızın Hakkari ve Şırnak illerinde görev yapmıştık.
Hakkari’nin doğasına hayran olmuş, yaylalara çıkmak için geri dönmeyi düşünerek ayrılmıştık.
’Latif çizdi, Kanat yazdı’ şeklinde yayınlama lütfu gösterdiğiniz seçim tahminlerimiz de tutmuştu. Tabii yine sizin sayenizde, sizin insanlığa saçtığınız ışık sayesinde...
Efendimiz;
Memleket, bizim bile görebildiğimiz kadarıyla seçime doğru gidiyor.
Yanılmıyorsak bir süre sonra Serdar Devrim veya Tarık Devrim (Akrabalıkları yok) tarafından aranacağız. Devrim Bradırs’ın (Akrabalık yok, tekrarlıyorum. Ayrıca olabilir de, kime ne ki? Di mi ama?) bu konudaki tavrı belli!
Biz şark hizmetini başarıyla (sizin takdiriniz efendimiz) tamamlamış iki kulunuz olarak bu kez Doğu Karadeniz veya -bu mevsimde oralarda çalışmanın güçlüklerini göze alarak söylüyoruz- Muğla ve Bodrum gibi bölgelerde de hizmet etmek isteriz.
Ey rotatifleri döndüren yüce güç!![/images/100/0x0/55eaab32f018fbb8f88f1f20]()
Haydi yap bi güzellik!
Kanat & Latif"
* * *
Böyle bir mektup yazacaktık, Latif bir şeyler çizecekti ve ne zamandır hayalini kurduğumuz karayoluyla Doğu Karadeniz’in altını üstüne getirmece yolculuğunu garanti altına alacaktık.
Fakat iki tembelin bir mektup yazmasına fırsat tanır mı Devrim Bradırs?!
Zırr telefon!
"Çanta yapmaca, bilet almaca, Van-Hakkari-Şırnak-Cizre-Mardin-Diyarbakır yolunu 4-5 günde tamamlamaca, Yüksekova-Hakkari Merkez-Şırnak’ta konaklamaca, dönmece ve yazıyı 15 Haziran’da teslim etmece komutu..."
* * *
Direkt Lato’yu aradım tabii.
"Alo canım, kalbim zıpırtol!"
"Her gün mutlaka!"
"Usta hatırlıyor musun Uludere’ye giden yol vardı bir tane, hani girişte polis kontrol noktası olan?.."
"Evet, hatırlıyorum. Şirin’e (Şoför arkadaşımız) namaz kılacak yer aradığımız gün gitmiştik... Ne sıcaktı di mi?"
"Hah! İşte tam orada bana hatırlat, sana mektup diyeceğim!"
"?.."
"Hakkari-Şırnak canım kardeşim. Sefer görev emri çıktı, nabız bulup tutacağız..."
"Doğu Karadeniz?.."
"Mektup için dört yılımız filan var, yolda yazarız..."
"Ne zaman gidiyoruz peki?"
"Adaylar kesinleşir kesinleşmez..."
"Bu sefer son gece Mardin’de kalalım ama..."
"Aynen yolcu!"
Bekle Hakkari/Şırnak, uygun bir zamanda, 10 gün içinde filan seçim için geliyoruz.
yüceler yücesi, güzel insan, büyük yönetmen Ertuğrul Özkök Beyefendi’ye...
Biz, iki fakir, geçen seçim döneminde halkın nabzını tutmak ve bırakmak maksadıyla cennet vatanımızın Hakkari ve Şırnak illerinde görev yapmıştık.
Hakkari’nin doğasına hayran olmuş, yaylalara çıkmak için geri dönmeyi düşünerek ayrılmıştık.
’Latif çizdi, Kanat yazdı’ şeklinde yayınlama lütfu gösterdiğiniz seçim tahminlerimiz de tutmuştu. Tabii yine sizin sayenizde, sizin insanlığa saçtığınız ışık sayesinde...
Efendimiz;
Memleket, bizim bile görebildiğimiz kadarıyla seçime doğru gidiyor.
Yanılmıyorsak bir süre sonra Serdar Devrim veya Tarık Devrim (Akrabalıkları yok) tarafından aranacağız. Devrim Bradırs’ın (Akrabalık yok, tekrarlıyorum. Ayrıca olabilir de, kime ne ki? Di mi ama?) bu konudaki tavrı belli!
Biz şark hizmetini başarıyla (sizin takdiriniz efendimiz) tamamlamış iki kulunuz olarak bu kez Doğu Karadeniz veya -bu mevsimde oralarda çalışmanın güçlüklerini göze alarak söylüyoruz- Muğla ve Bodrum gibi bölgelerde de hizmet etmek isteriz.
Ey rotatifleri döndüren yüce güç!
Haydi yap bi güzellik!
Kanat & Latif"
* * *
Böyle bir mektup yazacaktık, Latif bir şeyler çizecekti ve ne zamandır hayalini kurduğumuz karayoluyla Doğu Karadeniz’in altını üstüne getirmece yolculuğunu garanti altına alacaktık.
Fakat iki tembelin bir mektup yazmasına fırsat tanır mı Devrim Bradırs?!
Zırr telefon!
"Çanta yapmaca, bilet almaca, Van-Hakkari-Şırnak-Cizre-Mardin-Diyarbakır yolunu 4-5 günde tamamlamaca, Yüksekova-Hakkari Merkez-Şırnak’ta konaklamaca, dönmece ve yazıyı 15 Haziran’da teslim etmece komutu..."
* * *
Direkt Lato’yu aradım tabii.
"Alo canım, kalbim zıpırtol!"
"Her gün mutlaka!"
"Usta hatırlıyor musun Uludere’ye giden yol vardı bir tane, hani girişte polis kontrol noktası olan?.."
"Evet, hatırlıyorum. Şirin’e (Şoför arkadaşımız) namaz kılacak yer aradığımız gün gitmiştik... Ne sıcaktı di mi?"
"Hah! İşte tam orada bana hatırlat, sana mektup diyeceğim!"
"?.."
"Hakkari-Şırnak canım kardeşim. Sefer görev emri çıktı, nabız bulup tutacağız..."
"Doğu Karadeniz?.."
"Mektup için dört yılımız filan var, yolda yazarız..."
"Ne zaman gidiyoruz peki?"
"Adaylar kesinleşir kesinleşmez..."
"Bu sefer son gece Mardin’de kalalım ama..."
"Aynen yolcu!"
Bekle Hakkari/Şırnak, uygun bir zamanda, 10 gün içinde filan seçim için geliyoruz.
