BOL faul, bol top kaybı, az pozisyon ve kıt futbol zekası... Galatasaray'ın Gençlerbirliği Oftaş karşısındaki performansını özetlemek için bu kadarından fazlasını söylemek gereksiz aslında.
Gençlerbirliği Oftaş, Süper Lig'e umulanın ötesinde katkı sağlayan, futbol mahallemizin genç ve efendi çocuğu...
Gücünü bilen, kendi oyununa sarılan ve en önemlisi mücadele etmeyi bırakmayan bir ekip Gençlerbirliği Oftaş. Galatasaray'ın sertlik karşısında oyun kurgusunun çabucak dağılabildiğini öngörerek başladılar maça.
Sezon başındaki oynadığı havalı futbolla dikkat çeken Galatasaray, eriyerek, dağılarak, örselenerek de olsa liderliğini korumayı başarmıştı.
Ancak takati bu zorlu deplasmanı aşmaya yetmedi. Ve ilk yarıyı liderlik koltuğunda geçiren sarı kırmızılılar, bu son virajı alamayarak üçüncülüğe kadar geriledi.
Gençlerbirliği Oftaş deplasmanında, tatil öncesi, hocası yatak döşek yatarken ve sezon başında takımı sürüklemesi düşünen yıldızları eksikken üç puan alamamak normal karşılanabilir.
Büyük problemler var
Ancak Galatasaray'ın halletmesi gereken daha köklü problemleri var ve bu problemlerin çözümü için beklenen ara da geldi çattı.
Galarasaray'ı daha içeriden bilenler takımın son yıllarda hiç olmadığı kadar iç problemi olduğunu söylüyor.
Mesela Kalli'nin idmanlarda yaptığı uzun konuşmaların futbolcular arasında dalga konusu olduğu, bazı futbolcuların sağda solda "Söylediğini yarım saat sonra unutuyor" muhabbeti yaptıkları benim kulağıma kadar geldi.
Galatasaray, devre arasını tabii ki eksik görülen yerlere transfer düşünerek geçirecek. Ancak sorun transferden çok Florya'daki insan ilişkilerini gözden geçirmeden çözülecek gibi durmuyor.
Hele Adnan Polat'ın yaptığı gibi maç içinde koltuk değiştirme uğuruyla hiç çözülmez bu işler.
Futbolcular puan cetveline bakarak yeni yıla hak ettikleri yerde giremediklerini düşünüp hayıflanabilirler. Faydası olur mu, işte onu hiç sanmıyorum!