Paylaş
Geçen hafta, perşembe-pazar arasını Sicilya Adası’nda, Metin Oktay’ın 50 yıl önceki Palermo sezonunun peşinde geçirdim.
TRT Türk’te yakın gelecekte yayınlanacak bir belgesel çekildi, ben de kendimce katkı sağladım.
İtalya kendi derdine düşmüş, malum. Sicilya ise başka bir âlem, bir nevi tatlı çılgınlar evi; bırakın dünyayı, İtalya’yla bile pek ilgileri yok.
Ne Time’dan haberin oluyor bu durumda, ne “Erdogan’s way”den.
Pazar sabahı, memlekete dönüş yolunda Time’ın kapağında “Erdoğan’ın yolu”nu görünce dergiyi aldım ve okuya okuya döndüm.
Yolculuk sırasında kapak fotoğrafına ayrıca takıldığımı, etkileyici bulduğumu, kim çekmiş acaba diye imzaya baktığımı (Marco Grob çekmiş) belirtmeliyim.
Döner dönmez öğrendim ki Başbakan Erdoğan fotoğrafını beğenmemiş ve “Bu fotoğrafı arayıp bulmak için çok eziyet çektiler herhalde” demiş.
“Acaba?” dedim, “fotoğrafı değil de derginin uluslararası haberler editör yardımcısı Bobby Gosh’un yazdıklarını mı sevmedi?”
Vallahi yazıda Erdoğan’ı kızdıracak pek bir şey yoktu.
Cezaevindeki gazetecilerden bahsedilmesi, Erdoğan’ın eleştiriye pek tahammülü olmadığının bir cümleye sıkıştırılması, “Gül-Erdoğan ikilisiyle Medvedev-Putin ikilisinin” karşılaştırılması dışında rahatsızlık verecek bir cümle bile yok.
Yazının kalan kısmı Erdoğan’ın Ortadoğu’daki yükselişini, hayranlık duyulan bir lider olduğunu, 8 yıl içinde kişi başına düşen geliri yüzde 288 artırmasını anlatıyor.
Yine “Acaba?” dedim, “yerli dizilerin rol çalmasına kızmış olabilir mi?”
7 sayfalık Erdoğan bölümünde “Yüz savaş gemisi gücünde” başlığıyla Türk dizi sektörüne ayrı bir kutu açılmıştı.
“Muhteşem Yüzyıl”dan bir fotoğraf eşliğinde sunulan yazıya Erdoğan’dan çok dizi sektörü bozulmuştur bana sorarsanız.
Çünkü Time bütün Türk dizilerini “soap-opera” yani “sabun köpüğü” torbasına tıkıştırmış ki, mesela Behzat Ç. amirim duysa dağıtır alimallah oraları, buraları!
Time’ın Emine Erdoğan’ın adını “Ermine” şeklinde yanlış yazmasına filan hiç takılmamak gerekir bence. Time’ın bu tür dikkatsizliklerine sıkça rastlamak mümkün.
Time’a bakarsanız Türkiye’nin para birimi hâlâ YTL mesela. Kapakta fiyat YTL üzerinden veriliyor; dokunmayın, öyle bilsinler.
Fotoğrafa dönelim.
Kendisini hiç fotojenik bulmayan biri olarak Başbakan Erdoğan’la empati kurabilirim bu hususta aslında.
Ancak Marco Grob’un hakkını da yemeyelim, çok iyi bir fotoğrafçı ve güçlü bir iş çıkarmış.
Fotoğraf alanında en büyük ödül olan (Oscar da diyebilirsiniz, Nobel de, Grammy de) Hasselblad Masters Ödülü sahibi, çok tanınmış bir isim.
Uzmanlık alanı portre fotoğrafçılığı.
Obama’dan Lady Gaga’ya, George Clooney’den Hillary Clinton’a Sting’den Elton John’a herkes seve seve poz veriyor, Grob’la çalışıyor.
Büyük şirketler, tanınmış markalar (Louis Vuitton, Adidas, Nike, Walt Disney Stüdyoları) fotoğraf işlerinde onu kullanıyor.
Erdoğan’ın fotoğrafı da Time için özel olarak (Büyük ihtimal New York seyahatinde) özel olarak çekilmiş.
Normalden biraz fazla esmer mi duruyor? Belki.
Biraz asık suratlı mı çıkmış? Eh işte.
Ancak “bulup seçmek için eziyet çekilmiş” gibi de durmuyor.
Başbakan Erdoğan beğenmediği için sevenleri, hayranları çerçeveletip evlerine ofislerine asmaktan vazgeçmiş olabilir.
Ancak Time’ın 15.95 dolardan başlayan fiyatlarla kapak fotoğrafı satmak gibi bir hizmeti var.
Dileyenler web sayfasından sipariş edebilir; çerçevelisi de var...
Paylaş