Paylaş
“Aileden sorumlu bakan da zaten birilerinin önüne yatmış vaziyette, o da konuşmuyor...”
Ne demek bu allasen?
Nasıl korkunç bir dil?
Lafı hiç dolandırmadan söylemek lazım... Kemal Kılıçdaroğlu ayıp etmiştir, terbiye sınırını fersah fersah aşmıştır, ilkel ve bayağı bir dil kullanmıştır.
Bir yanlışı işaret etmek için konuştuğunuzu, şu anda ABD’de sahtekârlıktan, dolandırıcılıktan vb yargılanmayı bekleyen Reza Zarrab’a Muammer Güler’in “Ben senin önüne yatarım Reza!” demesini işaret ettiğinizi bilmek kurtarmıyor bu rezaleti Sayın Kılıçdaroğlu.
Özür dilemek yerine “Sözlerimin arkasındayım” demek de özünde haklı olduğu çıkışında Sayın Ramazanoğlu için kullandığı ifadeyi aklamaz.
Hem hukuki hem de siyasi fatura çıkarılacaktır kendisine, çıkmalıdır da zaten...
Ayıp, çok ayıp, büyük ayıp!
MASUM DEĞİLİZ
Kılıçdaroğlu’nu kınamayan kalmasın, hak etmiştir...
Ancak “Cinsiyetçi dil... Terbiyesizlik... Bu hakaret bütün kadınlara yapılmıştır...” diyenlere “Haklısınız öyle” demekten ötesine geçip vaziyete bir de “samimiyet testi” olarak bakmak da gerek.
“Cinsiyetçi dil”, “kadını aşağılayan ifade” konusunda herkesin birbiriyle yarıştığı bir memleket, bir dünya burası...
Öncelikle iğneyi de, çuvaldızı da kendimize batıralım...
Bu konuda ayıp sabıkası en kabarık olan kesimlerin başında medya geliyor.
Kadına yönelik şiddet haberini “Nakavt” diye veren gazete gördük...
“Yav yanlış anlaşıldım. Yanlış anlaşıldık” demeye bile ihtiyaç duyulmayan binlerce örnek var kadını küçük göstermek, aşağılamak, suçlamak hususunda.
TDK’YA BAK, AĞLA!
Türk Dil Kurumu’na bakın diyeceğim yüzünüz kızarır. TDK Türkçe Sözlük’te “mal” kelimesinin karşılıklarından biri olarak “o...pu” yazıyor bugün bile!
Türk Dil Kurumu’ndan bahsediyorum yanlış anlaşılmasın ve tek örnek de bu değil! Çoluk çocuk da okuyor, ötesini yazmayayım...
Daha dilimizin “resmi” sözlüğünü ayıklayamamışız ve bundan hiç rahatsızlık duymadan yaşayıp gidiyoruz bir tımarhanede gibi!
Günlük konuşma dili, tribünler filan... Hiçbirimizin kadınların yüzüne bakacak halimiz yok aslında.
Son olayın yaşandığı TBMM’ye bakalım mı?İnternet üzerinde “Meclis’te küfür” diye bir arama yaptığınızda (çocuklara göstermeyin, aman!) ortaya saçılanlara bir bakın isterseniz.
BİR MECLİS MANZARASI
Daha yakın sayılacak bir geçmişten örnek vereyim...
AK Parti Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, 2013’te rahmetli Kamer Genç’e yönelik olarak utanç verici ifadeler kullanmıştı üstüne yürürken...
Daha sonra TBMM Genel Kurulu’nda kınanan Aslan’ın şu ifadeleri tutanaklardan silinmişti:
“Senin a... koyacağım. Senin a... koyacağım. Soytarı, köpek, şerefsiz! O.. çocuğu! P.. kurusu. P.. kurusu! Satılık köpek! Şerefsiz! Senin ananı s....m!”
Meclis çatısı altında görev yapan kadın gazetecilere “Ben sizin bacak aranızı çeksem, gazeteye bastırsam...” demiş olan Zeyid Aslan için olaylar sonra nasıl gelişti peki, hatırlıyor musunuz?
AKP Grup Disiplin Kurulu Aslan’ın partiden “geçici ihraç edilmesi” için toplandı bu ifadeleri yüzünden.
SİZE Mİ KÜFRETTİM?
Aslan, savunmasını şöyle yapmıştı:
“...Tüzüğümüzde sadece parti kurumsal kimliğine ya da yöneticilerine karşı böyle bir eylemde bulunulması halinde ceza öngörülmüştür. Bunun dışında bir suç tanımı yapılmamıştır. Örnek vermek gerekirse, milletvekili olarak trafikte bir vatandaşla aranızda benzer bir tartışma geçti, diyelim ki karşılıklı küfür de edildi, bu durumda ne yapılacak, ihraç istemi mi uygulanacak? Ya da Meclis Genel Kurulu’ndaki tartışmalara bakarsanız, milletvekilleri birbirlerine demediği lafı bırakmıyor...”
Neticede cezasız kaldı, bir “kınama” bile verilmedi.
Zeyid Aslan’ın halen AKP Tokat Milletvekili olarak görev yaptığını da hatırlatayım; şoka filan girmezsiniz diye umuyorum artık...
Bu son tartışma siyasi yığınaklara cephane biriktirmekten öteye geçer mi?
Zerre umudum yok...
“Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum, fıtrata aykırı” şeklindeki “veciz ifade” ile özetlenmiş ve sırtını “errkeg milleti”ne dayamış bir zihniyetten ne bekleyeceksin?
“Samimiyet” bu düzeyde, daha ne diyeceksin?
Paylaş