Epokhe

UĞRAYIP vakit geçirmeyi sevdiğim dükkânda plak rafları arasında yaklaşık bir saat geçirdikten ve titiz bir eleme yaptıktan sonra elimde iki plakla final anına varmayı başarmıştım.

Haberin Devamı

Önümde 3 seçenek vardı:
1- İlk beğendiğim plağı alabilirdim.
2- Diğer plağı alabilirdim.
3- İkisini de alabilirdim.
O anda hafızanın derinliklerinden gelerek imdada yetişen bir kelime dördüncü seçeneği hatırlattı.
O kelimeyi tekrarladım, “Epokhe” dedim ve iki plağı da yerine bırakıp huzur içinde dükkândan ayrıldım!..
Perşembe günü yaşadığım bu gerçek ve son derece önemsiz hikâyenin anlamlı hale gelmesi için biraz daha açık konuşmam gerekiyor, farkındayım...

*

Sokrates “Bildiğim tek şek hiçbir şey bilmediğimdir” der. Kuşkuculuğun bu temel şiarını bir adım ileriye götüren Phyrronculuk eklemeyi şöyle yapmıştır: “Ki bundan da emin değilim...”
Phyrroncular önlerinde beliren her türlü soruyu/sorunu, Yunancada “Yargıyı askıya almak, bir yargıya varmamayı tercih etmek” manasına gelen “Epokhe!” diyerek aşmıştır.
Bilgeliğe, huzura veya tam adıyla söylemek gerekirse kuşkuculuğun “Nirvana”sına yani “Ataraksiya”ya giden yolun işaret levhasıdır “Epokhe!”

*

Haberin Devamı

Haddim değil, aslında çok umurumda da değil fakat size de tavsiye ederim... Sadece derin manalar içeren tartışmalarda değil, güncel her türlü meselede taraf belirlemek gerekirse “Epokhe!” diyerek yolunuza devam edebilirsiniz.
Yola devam etme konusunda da Phyrron’u örnek göstereceğim. Çukura düşen hocasını bile çıkarıp çıkarmaması gerektiğini kısa bir süre tarttıktan sonra “Epokhe!” diyerek yoluna devam etmiştir. Başkaları tarafından kurtarılan hocası, Phyrron’u bu davranışından dolayı tebrik etmiş ve övmüştür!
Bu konuyu “AKP-Cemaat” gibi bir tartışmaya kulp olarak yerleştirmek isterseniz paşa gönlünüz bilir tabii; ben size de “Epokhe!” der ve geçerim.

*

“Peki niye pazar pazar bu konuyu açtın be adam!” derseniz, durduğum yerden kıpırdamadan okuduğum kitabı işaret etmekle yetinirim.
Sarah Bakewell’a 2010’da Britanya’nın prestijli edebiyat ödülü “Ulusal Kitap Eleştirmenleri Ödülü”nü kazandıran “Nasıl Yaşanır?” aslında farklı türde bir Montaigne biyografisi.
Kitap “Nasıl yaşanır?” sorusunda Montaigne’in izinde yürürken beliren
20 cevaptan oluşuyor.
Bu soruya “Her şeyi sorgulayın” cevabının verildiği yedinci bölüm, çoook kaba hatlarıyla aktardığım bu tavrı ve “Epokhe”nin sırrını çözmenizde yardımcı olacaktır.
Özetle, “Bunu mu giysem, şunu mu giysem?”den “Aşk herşeyi affeder mi?”ye oradan da “AKP mi, Cemaat mi?”ye her soruya verecek haklı ve sağlam bir cevap alternatifi bulup huzura erebilirsiniz: “Epokhe!”
(Nasıl Yaşanır, Sarah Bakewell, Çeviri: Emre Ülgen Dal, Domingo, 2013)

Yazarın Tüm Yazıları