Emrullah Efendi şaka yapmıştı yahu

NE laf etmişsin ama Emrullah Efendi, aşkolsun!

Haberin Devamı

100 yılı devirdi geçti, hâlâ tepe tepe kullanıyoruz.

Başbakan Erdoğan’ın dün il başkanları toplantısında alıntıladığı “Şu mektepler olmasaydı Maarif’i ne güzel idare ederdim” lafı, İkinci Meşrutiyet döneminden kalma.

Erdoğan “CHP’nin tarihinde şu okullar olmasa Milli Eğitim’i ne güzel idare ederiz anlayışı vardır” dedi.

1858-1914 tarihleri arasında yaşayan Emrullah Efendi’nin CHP’li olması bazı teknik nedenlerden (ölmüş mesela!) ötürü mümkün değil.

Başbakan, Emrullah Efendi’nin meşhur lafını “zihniyet eşleştirmesi ve eleştirisi” yapmak amacıyla kullanmış olmalı diyelim geçelim.

Bir dakika, geçelim mi?

Yok, biraz durmakta fayda var...

*

Öncelikle Emrullah Efendi’nin hakkını yemeyelim, o meşhur lafı “şaka” olarak söylemiştir.

Renkli bir adam olduğu yazılır çizilir.

İki kere Maarif Nazırlığı yani bugünkü karşılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı yapmış, 1910-1912 arasında.

Murat Bardakçı 2005’te Hürriyet’te Emrullah Efendi’yi tanıtan şahane bir yazı yazmıştı.

*

Haberin Devamı

Emrullah Efendi’nin eğitim dünyasına katkılarından şöyle aktarıyordu yazısında Bardakçı:

“...Maarif Nazırı Emrullah Efendi’nin bir dost meclisinde şaka maksadıyla söylediği bu söz zamanla ‘cehalet eseri’ diye yorumlanır, eğitimde bir problem yaşandığında mutlaka hatırlanır ve alay maksadıyla telâffuz edilir oldu.

Dolayısıyla, sözün sahibinin nasıl bir yenilikçi olduğu, Türk eğitim sistemine ne kadar önemli hizmetlerde bulunduğu unutuldu, gitti. Ona göre, Osmanlı İmparatorluğu’nda ilköğretimin yaygınlaşması için en az üç neslin geçmesi gerekiyordu ama yüksek öğrenimin bekleyecek hali kalmamıştı ve 1912’nin 8 Nisanı’nda yayınladığı bir nizamname ile İstanbul Üniversitesi’nde köklü bir değişiklik yaptı.

Üniversite’deki fakülte sayısını üçten beşe çıkardı ve ders programlarını yeniden düzenledi. Sonra, liselerde felsefe ile ekonomiyi mecburi ders haline getirdi, bu arada ilkokulların programına da tarih, coğrafya, fen bilgisi, köy ekonomisi ve köy sağlığı derslerini koydurdu.”

*

Abdülhamid muhalifi bir sürgünden (sonradan affedilmiştir), İttihat ve Terakki’nin bir nevi eğitim teorisyeni olmuştur. Hoş daha sonra Divan-ı Harbi Örfi, yani sıkıyönetim tarafından yaka paça alınıp sorgulanmıştır...

İcraatı o dönemde de çok tartışılmıştır ama eğitim sistemine katkıları büyüktür.

Tek büyük “günahı”, Tevfik Fikret’in Galatasaray Lisesi Müdürlüğü’nden istifa etmesine yol açmak olarak görünüyor hayat hikâyesine bakıldığında.

Özetlersek...

1912’de ölen biri CHP’li olamaz.

CHP’nin zihniyet köklerini Emrullah Efendi gibi gösterirseniz kötü değil iyi bir şey yapmış olursunuz.

Adamcağız bir espri yapmış, 100 yılı geçti olur olmaz her yerde ciddi ciddi olarak kullanıldığını bilse herhalde “Şu şakalarım olmasaydı ne güzel idare ederdim özgeçmişimi” derdi.

Emrullah Efendi’yi iyi hatırlayınız.

Neticede şaka yapmıştı adam, şaka...

 

Yazarın Tüm Yazıları