Ekmek almaya gitme çocuk!

Annesi bir iddiaya göre ekmek, bir iddiaya göre sebze almaya yollamış.
İşte PKK tarafından evlerinin önüne tuzaklanan patlayıcı böyle yakalayıp öldürmüş Fırat’ı; bakkala giderken...
“Evimizin önüne mayın yerleştirenlere Allah hakkımızı bırakmasın. Oğlum paramparça olmuştu...” diye parçaladığı yüreğini dökmeye çalışan annesine bu durumu açıklayabilecek olan varsa bir adım öne çıksın...
*
Ekmeğe giden çocukların öldürülmesine yabancı bir ülke değiliz.
Akıllara hemen Berkin Elvan geliyor...
Katili/katilleri, hamasi nutuklarla örülen bir adaletsizlik örtüsünün altında saklanarak, korunarak/kollanarak hayata devam ediyor; cezasız, soruşturmasız...
Kurban eti dağıtımından dönerken linç edilen 16 yaşındaki Yasin Börü...
6-7 Ekim’deki olaylarda cesedine bile işkence yapıldığı ortaya çıkmıştı Yasin’in...
Hayvan otlatırken üzerine havan mermisi düşen 12 yaşındaki Ceylan Önkol...
Annesi Ceylan’dan kalanları eteğine toplamıştı; acının keskinliğini anlatacak söz yok....
*
Hepimiz biliyoruz, bu “uğursuz çatışma ortamında öldürülmüş çocuklar listesi” arkasında masumların kanlarından mürekkep bir iz bırakarak uzar gider...
Elbirliğiyle o kadar çok çocuk öldürüldü ki bu ülkede.
Bakkal yolunda örgüt mayını, mezrada havan mermisi....
Megapolün göbeğinde polis ateşi, hayır işi dönüşünde linç....
*
Silvan’da, Bağlar Mahallesi Büyük Çeşme Caddesi’nde yaşayan Fırat Sımpil’i PKK’nın can almak için yerleştirdiği patlayıcı görevini büyük bir soğukkanlılıkla yerine getirerek öldürdü...
12 yaşında, kendisi başta olmak üzere herkesi ve her şeyi sorgulaması, varlığının farkına varması, ne bileyim ilk aşkına düşmesi, durmadan ama hiç durmadan müzik dinlemesi, hayatı biraz dalgaya alarak yaşaması gereken bir çocuk....
Bu ölümlerden siyasi rant veya kerameti kendinden menkul yüce ideal tapınaklarına temel taşı devşirenlere, Fırat’ın annesinin dediği gibi “Allah hakkımızı bırakmasın!”
Ekmek almaya giden çocukların öldüğü ülkede ister “özyönetim” ilan et, ister “bambaşbakanlık”; kimin umurunda?..