İKİ şef de elindeki malzemeye göre yemek hazırlamıştı Papazın Çayırı’ndaki piknik mönüsü için. Zico, topu koşturabilen vatandaşlarını sürmüştü sahaya. Feldkamp ise tamamı yerli üretim gençlerden kurulu, durmaksızın koşabilen bir ekip seçmişti.
Galatasaray futbol takımının "tek yabancı Feldkamp" şeklindeki kadrosunun bir tercih değil, bir zorunluluk olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor tabii.
* * *
Galatasaray’ın son yıllarda Kadıköy’deki karnesi berbat; kırık dolu. "Maç Kadıköy’deyse Fener yener de kaç gol atar bilemem" havasına kapılmamış Galatasaray taraftarı bile kalmayacak neredeyse; durum o kadar vahim. Galatasaray, bu süreçte Kadıköy’de iyi oynadı yenildi, kötü oynadı yenildi, gol atıp yenildi, gol pozisyonu bile bulamadan yenildi. Hep yenildi. Dünkü maç öncesi Fenerbahçe cephesi yeni bir "zafer" için bütün şartlara sahipti. Son üç maçta 19 gol atmış istim üzerinde bir takım. Dolu ve konforlu tribünler. Hatta kadronun ağırlıklı bölümünü oluşturan Brezilyalıların milli takım hocası Dunga bile tribünde. Yani motivasyon üzerine motivasyon.
* * *
Fenerbahçe adına oluşan neredeyse fantastik şartları bozabilecek tek ihtimal Galatasaray’ın iyi oynamasıydı. Ve Galatasaray’ın gençleri, belki de son kez Kadıköy’de derbiye çıktığı için olağanüstü efor sarfeden Hakan Şükür önderliğinde bunu yaptı. Galatasaray çok koştu, Fenerbahçe’ye Kadıköy’de 70’inci dakikaya kadar pozisyon koklatmayan bir üstünlük kurdu, hem iyi oynadı hem de rakibini kilitledi ve oynatmadı.
Dunga sanırım maç sonunda "Sarı kırmızılı takımda Brezilyalı varsa alayım, yoksa bana eyvallah!" demiştir...
İki ayaklı kupa mücadelesinde rakip sahada gol atmak önemlidir. Atamıyorsan da yemeyeceksin.
Feldkamp ve her biri ayrı ayrı mükemmel oynayan Galatasaraylı futbolcular Kadıköy’de dik durdular, mağrur bir şekilde evlerine dönmeye hak kazandılar ve bir de sanırım Fenerbahçe’nin özgüvenini sarstılar. Demek neymiş?.. Aslan Kadıköy’ü şöyle hafiften kükreyerek ürkütüp avlanmadan da evine dönermiş.
Dunga’ya Cimbomlu verseydik diyeceğim ama kadroda ona uygun topçu yok.