MAÇIN kontrolü, fizik kimdeyse ondadır. Baş düdükler ve yardımcı düdükler, oyunun kurallar dahilinde oynanmasını sağlamakla yükümlüdür. Ve stat içindeki tüm yetki baş düdüktedir.
Dünkü maçta, önce çizgideki düdüklerden bir tanesi, verdiği kararlarla kafa karıştırdı, ortamı gerdi vesaire... Fakat ev sahibi takım 2-0 gibi net bir skorla önde olduğu için çizgideki düdüğün bu kararları, ufak homurdanmalara, sinir dalgalanmalarına yol açtı ama büyük bir hadise yaşanmadı.
G.Saray, iki farklı galip olmadığı sürece taraftarını huzursuz edebilen bir takım. Zaten öyle ahım-şahım bir futbol oynamadı. Futbol dediğiniz de çık oyna dedin mi oynanan bir spor türü değil. İyi bir kadronuz, takım dizilişiniz belli bir amaca yönelik olmalı. Gerets’in çıkardığı takımda defans var, forvet hattı var fakat orta saha görünürde var ama işlevsel olarak neredeyse yok.
Gerilimli dakikalar
Cihan takım otobüsünden zorla uyandırılarak indirilmiş ve sahaya çıkarılmış gibi gözüküyor mesala. Sadece Cihan mı? Birkaç futbolcuyu ayrı tutarsak gerisinin ne yaptığı belli değildi. Bu arada Erciyes de boş durmadı tabii. Oyunu beraberliğe taşıdı, hatta bulduğu pozisyonları toplarsak epeyce de gol atacak gibi oynadı. Maç berabere biter mi, G.Saray treni kaçırdı mı gibi düşünceler kafalarda koştururken ve son dakikaların gerilimi tribünü bıçaksırtı kıvamına getirmişken, baş düdük, Erciyessporlu futbolcunun "Bakın bu benim elim,bu da top" diyerek eliyle oynadığı pozisyonu, dolayısıyla G.Saray’ın penaltısını atladı ve olanlar oldu.
Kontrolden sorumlu baş düdük, karşılaşmayı yardımcı düdüklerinin katkılarıyla çığırından çıkarmayı başardı. Ortam iyice keman yeri kıvamına gelmişken, önce maç başından beri yılmadan saldıran Ümit sonra da Hakan’ın müthiş çabasıyla yarattığı pozisyonda golü yapan Hasan Kabze maçı kopardı.