Paylaş
“Yok arkeolojik çömlek çıktı, yok buluntu çıktı. Bunlarla önümüze engeller kondu...”
Yeri bir metre kazdılar, geç Osmanlı dönemine ait bir sokak, binalar, işlikler çıktı.
Beş metre daha kazıldığında meşhur Theodosius Limanı’na ulaşıldı, asırlar sonra...
Üç ayrı bölgede toplam 35 gemi kalıntısına ulaşıldı.
Her biri medeniyet tarihini değiştirecek türden buluntuların sayısı nihayetinde 40 bini bulacaktı.
MS 4-5’inci yüzyıla tarihlenen gemi bile bulundu.
MS 12-13’üncü yüzyıla ait kilise kalıntısı bulundu.
Bir ahşap mezarda büzülmüş vaziyette vücut bulundu, İstanbul’un neolitik dönemi pırıl pırıl aydınlandı.
Hatta İstanbul’un tarihi 8 bin 500 yıl geriye taşındı bulunanlar ışığında.
Toplamda 35-40 bine ulaştı buluntu sayısı.
Kazıları yürüten İstanbul Arkeoloji Müdürlüğü’nün ifadesiyle:
“Bu çalışmalar sırasında Yenikapı’da gün ışığına çıkarılan Theodosius limanı ve kalıntılar Neolitik yerleşme, Sirkeci ve Üsküdar kazılarında tespit edilen Osmanlı ve Bizans dönemine ait buluntular kent tarihi açısından olduğu kadar, dünya kültür tarihi açısından da önemli sonuçlar vermiştir.
Özellikle içinde yaşadığımız kentin 8500 yıllık süreç içinde geçirdiği kültürel, sanatsal ve jeolojik değişimi, gemi teknolojisi, kent arkeolojisi, jeo-arkeoloji, osteo-arkeoloji, arkeo-botanik, sanat tarihi, deniz ticareti, filoloji ve dendrokronoloji konularında önemli belgeler sunmuştur...”
NTV Tarih’in Şubat 2013 tarihli 49’uncu sayısında Yenikapı’nın son sürprizini Hayri Fehmi Yılmaz’ın haberi sayesinde tanıdık: “İstanbul’da bulunan en eski İslam hatırası”.
Muhtemelen bir devenin kürek kemiği üzerinde kûfi karakterde Arapça bir yazı.
Günümüz Arapçasından farklı, okunması güçlük yaratan türden.
Ama “Ben nimetlerine şükrü sana da hatırlatarak... Konstantınıyye...” gibi ifadeler okunuyor mesela.
Kimi uzman (Günay Paksoy) bunun Müslüman evlerine veya gemilere asılan türden bir koruyucu dua olabileceği görüşünde.
Kimi uzman (Ahmet Tekin) bir Müslüman’ın bir başka Müslüman’a yazdığı mektup olduğu iddiasında.
Emevilerin 7’nci yüzyıl sonları, 8’inci yüzyıl başlarında düzenledikleri Bizans seferine çıkmış bir gemiden de olabilir...
Görüşler farklı olsa da herkes bu kemik üzerindeki Arapça yazının önemi konusunda mutabık. İstanbul’un Bizans yönetiminde olduğu yıllardan bir İslam tarihi parçası, her arkeoloğun tatlı rüyası...
Radikal’den Ömer Erbil ve CNN Türk, kazılarla ilgili yakın takipleri ve titiz habercilikleriyle bu süreçte muhakkak anılmalı.
Dün Erbil’den şöyle bir haber aldık:
“İstanbul ’un tarihini 8500 yıl geriye götüren arkeoloji kazıları ‘Bütçe bitti’ denilerek durduruldu. Ulaştırma Bakanlığı Devlet Limanları ve Hava Meydanları (DLH) tarafından maddi destekle sürdürülen Yenikapı kazıları faks emriyle resmen sonlandırıldı. 40 bin kasa eserin tutulduğu depoların kapılarına mühür vuruldu...”
DLH’nin bahanesi kredi alınamaması, bütçe yaratılamaması vesaire.
Erbil diyor ki: “DLH adeta ‘Öküz öldü ortaklık bitti’ dedi. Çünkü metro arazisinin kazısı bitirilip DLH’ye teslim edildi.”
Bitmesine çok az kalmıştı çalışmaların. Altı ay kadar.
“Yaratılamayan bütçe ne kadar?”diye merak ederseniz eğer...
20 bağımsız arkeoloğun maaşı, kırtasiye faturaları, bulunanları koruma amaçlı kimyasalların bedeli derken ayda 100 bin lira.
İşi biten DLH’nin esirgediği para bu kadar.
Kültür Bakanlığı eserlerin ortada kalmaması için Ulaştırma Bakanlığı ile görüşme yapıyormuş şimdi.
Kıymeti maddiyatla ölçülemeyecek eserlerin kurtarılması için, aylık 100 bin lira için.
Çanak çömlek patlatan gelişmeler böyle sevgili okur.
Mutlu pazarlar.
Paylaş