Paylaş
Aslında pekâlâ kalabilirdim de, neyse...
Stanford Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapan Amerikalı felsefecinin kitabının adı “Erteleme Sanatı”.
Alt başlık biraz daha açıklayıcı: “Oyalanma, Savsaklama ve Kaytarma Rehberi...”
Tembelliği bir sanat olarak görenlerdenim ve bu konuda hiç de fena sayılmam.
Mesela hayatımı değiştiren kitap Karl Marx’ın damadı Paul Lafargue’ın “Tembellik Hakkı”dır.
Bana sorarsanız dünyada bir cennet oluşturmanın tek yolu Lafargue’a kulak vermektir, buna inanırım.
Bütün varlığımla desteklediğim görüşlerinden dolayı, siyasi görüşüm sorulduğunda “Polist ve Lafarkist’im” der geçerim...
*
Kıymetli felsefeci John Perry’nin kitabına dönelim...
Perry, tembelliği değil “ertelemeyi” bir sanat olarak görüyor, bu görüşünü temellendiriyor ve “sistematik ertelemeciler” için bir manifesto ve hayat rehberi sunuyor.
“Sistematik erteleme”, tembelliğin akrabası sayılabilir.
Perry, “diğer bazı işleri yapmayarak çok iş kotarabileceğine” inanıyor.
“İşleri sürekli erteleyen, öteleyen” kişilerin duydukları vicdan azabının gereksiz olduğunu savunuyor ve açıkçası bu ruh haline sahip olanların içini ferahlatacak bir kuram geliştiriyor.
Yapılacak en önemli işi yapmamak için yapılan daha az önemli işlerin faydalarından ve güzelliklerinden bahsediyor.
Mesela üniversitede “okunacak sınav kâğıtları, hazırlanacak dersler, yazılacak makaleler, kurul raporları vesaire” yığılı vaziyette beklerken, bütün bu işleri mümkün olan en uzak tarihe öteleyerek öğrencilerin yurdunda takılırmış.
Bu “kaytarmanın” faydası ise kendileriyle yakından ilgilenen, pinpon oynayan, geyik muhabbetlerine katılan Perry’nin “efsane, güzel insan” ilan edilmesi olmuş.
*
Perry’nin bir makalesini “üşenmeyip geliştirerek” hazırladığı kitabı, yeryüzünün bütün erteleyicileri için kendileriyle barışma imkânının ötesinde bir hizmet de sunuyor.
Bu “kusuru”, yani erteleyici olmayı nasıl lehinize çevirebileceğinize dair hem felsefi hem de pratik öneriler sunuyor.
Üstünüzde “bi üşenme haliyle” yaşayanlardansanız okuyun...
Veya boşverin, sonra okursunuz...
Mark Twain’in kitabın girişine de yerleşen meşhur lafını hatırlayın: “Bugünün işini yarına bırakma, mümkünse ertesi güne bırak...”
(John Perry, Erteleme Sanatı, Sel Yayıncılık, Türkçesi: Elvan Kıvılcım)
Paylaş