Paylaş
Hem önüne hem arkasına bakarak yürümeye çalışan kişi yolunda ne kadar verimli ilerleyebilir, onun takdirini sizlere bırakayım.
Memleket hakkında farklı düşüncelere sahip olsa da birlikte yaşamak iradesine hep tutunmaya çalışmış, ortak olarak sahip çıktığı bazı değerleri kavgalarından uzak tutmaya çabalamış bir toplumuz.
Her konuda ama her konuda kutuplaşma potansiyeli muazzam bir millet olsak da mesela “Ata” kavramı denildiğinde net bir çizgi çekeriz...
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın geçen cuma Ayasofya’da okuduğu hutbedeki “lanet” kısmını tartışıyor Türkiye haklı olarak.
Ali Erbaş’ın hutbesinde tepkilere yol açan “Fatih Sultan Mehmet Han, gözbebeği olan bu muhteşem mabedi kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfedip müminlere emanet bırakmıştır. Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar...” ifadesinin Atatürk’ü hedef aldığı yolundaki eleştiriler artınca açıklamalar ve bir de “iptal” geldi.
Ahmet Hakan, yönelttiği “Atatürk’e lanet ettiğiniz şeklinde bir eleştiriyle karşı karşıyasınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?” sorusuna Erbaş’tan gelen yazılı cevabı köşesinde paylaştı.
“Vefat eden insana dua edilir, beddua değil” diyen Erbaş’ın açıklaması “Geçmiş geçmişte kalmış mirim, biz önümüze bakalım” tonunda ve açıkçası çok da tatmin edici türden değildi.
Halkın çok büyük bölümünün kahramanı ve sevgilisi konumundaki Atatürk’ü polemik konusuna dönüştürmenin ne kadar riskli olduğu “çabuk tarafından” anlaşılmış olacak ki, Diyanet’in web sayfasında “iptal” işlemi gerçekleştirildi.
Diyanet, Ali Erbaş’ın alıntıladığım “lanet”li bölümünü hutbe metninden çıkararak web sayfasına koydu...
Ali Erbaş’a akıl vermek ne işim ne de sorumluluğum.
Ancak mücadele alanını din kisvesi altında menfaat sağlayanlara, darbe yapacak seviyede örgütlenip terör örgütüne dönüşenlere, bezirgânlara, şovculara, kutsal kavramları inanmışlardan para çarpmak için kullananlara doğru genişletirse sanki daha hayırlı bir iş yapmış olur.
Hem toplumun manevi açıdan daha huzurlu olmasının hem de başında bulunduğu kurumun saygınlığını arttırmasının yolu da buralarda bir yerden geçer...
Hutbesini düzelttiğine göre herhalde dediğinden, davranışından pişmanlık oluşmuş diyelim ama yine de hatırlatalım: Bu millet Ata’sını sever, kötülenmesinden hoşlanmaz.
Paylaş