1945 doğumlu Franz "Der Kaiser" Beckenbauer, futbolu 1983’te New York Cosmos’ta bırakmıştı. 38 yaş, hele o dönemde zaten yeterince geç sayılıyordu futbola veda için.
Bıraktıktan sonra Derwall’den Alman Milli Takımı’nı devralıp 1986’da Dünya Kupası’nı finalde Maradona’lı Arjantin’e kaptırdı.
Dert etmedi 1990’daki finalde kupayı kazandı. Bundesliga ve UEFA kupaları da var.
Yaş şimdi 63.
Alman Futbol Federasyonu’nu bırakıp, yaşını küçültüp Beşiktaş’a gelir mi?.. Gelirse forma satışını patlatır o kesin; gerisini bilemem!
Erman Hoca’nın teşbihi sayesinde Kayzer’i anmış olduk fena mı?..
"Gerçekten" Fenerbahçe
YA Fenerbahçe’de ya da Portekizce’de bir problem yaşanmakta.
"Gerçekten Problemi" şeklinde adlandırabileceğimiz bu önemsiz ama aynı zamanda rahatsız edici hadiseyi özetlemeye çalışayım.
Gençlerbirliği OFTAŞ maçı bitmiş, teknik direktör Zico konuşuyor, tercüman Türkçe olarak aktarıyor.
Her iki cümlede bir, bazen her cümlede iki kez "gerçekten" diyor Zico veya tercüman öyle uygun görüyor. Problem sadece Zico’da yaşansa dikkatimi bu kadar çekmezdi.
Bir başka kanalda röportajları yeniden yakaladım ve ruh hastası gibi oturup saydım.
Bir dakikalık süre içinde Zico 7, Maldonado 5, Kezman 3 kez "gerçekten" dedi.
"Gerçekten mi?.." demeyin, bir dahaki sefere dikkat edin.
Problemin bundan ötesi kıymetli büyüğüm Hakkı Devrim’in alanına girer. Bir yetki tartışması daha yaratmayalım memleket gündemine...
Hoşgeldin Piero, bu mektup sana
LİG TV’yi canlı maç yayınları dışında da takip eden bir televizyon izleyicisi olarak bu küçük mektubu, kanalın bu yılki yıldızı Piero’ya hitap etmek isterim.
Sevgili Piero;
Bu senin adın mı markan mı bilmiyorum. Hitap şeklimde kusurum varsa affet.
Piero Ağbi;
Sen ki şutun hızını ölçmeye, mesafeleri çabucacık hesaplamaya, santimetrik ofsayt ölümü yapmaya muktedir bir cihazsın. Hikmetinden sual olunmaz.
Hazır Lig TV’ye girmişken, şu müzik ve program tanıtımlarına bir girişir misin?
Eros Ramazotti’nin şarkılarının İtalya’dan çok çalındığı tek memleket olduk sayelerinde.
Program tanıtımlarını da bir yapıyorlar sonra unutuyorlar.
Güzel insan Bahri Havadır’a bu konudaki şikayetimi dile getirmiştim daha önce.
Onun da gücü bir yere kadar tabii.
Fakat Piero sen bu işi halledersin bence.
Başta Top 10 Gol’de çalanlar olmak üzere bütün müzikleri imha edip yerine yenilerini bulur musun?
Abartmıyorum yıllardır aynı olan şeyler var.
Bilgin Gökberk’le Alev Hanım’ın program tanıtımında gördüğümüz çocuklar asker çağına geldi.
Gözünü seveyim kurtar bizi Piero!
Büyüksün Piero! Biraz özen Piero!
Akıllı pazarlar
TELEVİZYONLARDAKİ spor programlarında hissedilir bir değişim rüzgarı esmekte.
Bazı yorumcular ve yapılan tartışmaların düzeysizliği yüzünden "gelin/kaynana/enişte/dünür böğürmesi" programlarına dönen tarzdaki yapımların yerini akıllı uslu olanlar dolduruyor.
NTV Spor’dan ayrılanlar gittikleri kanalların (Bakınız HaberTürk ve 24) spor çizgisini çabucak değiştirdi.
Futbolun akıllı uslu ve bağırmadan da tartışılabilen, üzerine fikir üretilebilen bir oyun olduğunu hatırlatmak yolunda çaba sarf eden NTV, CNN Türk, SKY Türk gibi haber kanallarının yanına "popüler ulusal kanallar" da eklenmeye başladı.
Bakın Ziya Şengül’e mesela.
Karşısında Mehmet Özdilek ve şahsen en beğendiğim spor yorumcusu olan Uğur Meleke’yi bulduktan sonra resmen rahatladı.
Eskiden Adnan Aybaba karşısında her program ufak çaplı bir sinir buhranının eşiğinden dönen Şengül, şimdi huzurlu bir şekilde yorum yapıyor.
Bu örnek mühimdir.
Pazar günleri akıllı program arayanlara alternatifler çoğalırken yeni favorimi de söyleyeyim: Mustafa Denizli ve Cem Yılmaz’ın "Futbol Merkezi" adlı programı.