Bas Gaza ve Telli Turna

PAZAR gecesi futbol programlarında neredeyse gerçeküstü diyebileceğim anlar yaşandı.

Sarı kart kurbanı olan Hacettepeli Teli için Maraton’da Erman Toroğlu bizzat Yeni Türkü’nün "Telli Turna" parçasını seslendirdi: "Teli Teli şu telli turnaaağ!"

Hadise burada bitse iyi...

Sakinleşmek için CNN Türk’teki "Futbolmania"yı açtım.

Bu programdaki manzara daha irkilticiydi.

Aziz Üstel eliyle masaya vurarak tempo tutuyor, Ömer Çavuşoğlu da İsmail YK’nın "Bas Gaza" parçasını Servet Çetin’e ithaf ediyordu: "Bas gaza Serveeeet, bas gazaaaağ!" Neler oluyor? Biri bana açıklasın! Tedirginim!

Şükür’e yoga tavsiye ederim

HAKAN Şükür’ün TRT’deki yorumculuğu maaş çeki üzerinden tartışma yarattı. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar; çenemin huzurunu bozmak istemem...

TRT, "Parasını verdik, konuştururuz Hakan’ı" havasında. "Stadyum"un diğer yorumcuları Mehmet Demirkol ve Ömer Üründül eskiye göre daha sessiz.

Sanki "Hakan konuşsun, bakalım ne diyecek?" havası onları da sarmış.

Hakan Şükür futbolcuyken de sakin ve kelimeleri seçerek, üstü kapalı da olsa mesajını vererek konuşurdu.

Artık kendi deyişiyle "Futbolu bıraktığıma göre konuşabilirim..." havasında. Arda Turan’ın geçen sezonki transfer görüşmesini Mehmet Demirkol’la duvar pası yaparak ifşa etti.

"Kafkavari" bir açılımla kendisine yabancılaşıp, Hakan Şükür olarak "Hakan Şükür" yorumu yaptı.

Şöyle dedi: "Hakan Şükür gibi bir golcü istediğini kendisi söyledi Skibbe’nin; basına yansıdı. Baros bir Hakan Şükür müdür?.."

Arda’nın "kandırılarak" Galatasaray’da kaldığını ima eden Hakan Şükür’e biraz sakinleşmesini, futbolu bıraktığı süreçte yogayla uğraşmasını tavsiye edeceğim haddim olmayarak.

Kendisinden "Meşhur futbolcu", "Büyük Kaptan" şeklinde söz etmesine gerek yok.

Galatasaray tarihindeki ve taraftarındaki yeri belli.

Fakat Hakan Ünsal’ın Galatasaray yorumlarının maksadını aştığını düşünen Galatasaraylı sayısı hiç az değil.

Aynı hoşnutsuzluğun Hakan Şükür’e yansımaması için bir engel yok.

Sinirlenmeden konuşmak bir marifet; Hakan Şükür bu işin ustası.

Fakat doğruları söylerken bile sevimsiz olabilir insan.

İnce ve hassas bir çizgi.

Bir de henüz ikinci haftasında "Böyle değilse ben yorumculuğu bırakırım..." demesini yadırgadım.

Destur, daha yeni geldin Hakan Şükür...

Hümanist bir figür: Ahmet Çakar

AHMET Çakar, başarılı bir ekran yorumcusu. Tansiyonu yükseltmeyi biliyor. Eğitimli olduğu için kelime hazinesi geniş, kültür birikimi var.

Karşısında tartışmaya girenlerin çoğu, nereden geldiğini anlayamadıkları bir mantık çerçevesine hapsoluyor; lafını unutuyor, "Pes hoca, haklısın" deyip sahneden çekiliyor.

Show TV’deki 6 Pas’ta ekonomik kriz nedeniyle yorumcu sayısı düşürülünce Melih Gümüşbıçak’la başbaşa kaldı.

"Mustafa Denizli hoca falan değil" dediği sıralarda "Ooooo kopmuş bile burası" diyerek seyretmeye başladım. Katılmadığım bir görüşü körüklüyordu, uzaklaştım.

Bir daha bağlandığımda "Polis benim dostum..." diyordu. Konunun buraya nasıl geldiğini anlamaya çalıştım. Hakem Bünyamin Gezer’in derbi öncesi çıkan "karakol röportajı"ndan yola çıkmış.

Bir de klasiklerden "Zenci demek suçtur Amerika’da" tiradı var.

Suç değil de kabahattir. Bir "Afrikalı/Amerikalı"nın yüzüne "nigger/zenci" derseniz eleman haklı olarak kafanızı kırar! Eline de sağlık olur!

Fakat diyelim yönetmen Quentin Tarantino, film senaryosunda "Nigger"ı kullanınca yargılanmaz, sadece "Afrikalı/Amerikalı" sivil toplum örgütleri tarafından kınanır, protesto edilir, kuklaları yakılır.

Ahmet Çakar, ırkçı hassasiyetle yaklaştığı konuda şu benzetmeleri kullandı: "Siyah İnci... Kömür siyahı... Pamuk beyaz..."

Perhiz ve lahana turşusu mu demiştiniz?







Yazarın Tüm Yazıları