Paylaş
Manisa Kırkağaç’ta Ankara’ya yürüyüşleri jandarma tarafından engellenen madenci temsilcileri ve sendikacılardan oluşan gruptan biri “Otobüse binin gidin, yürüyerek gitmeyin” diyen komutana böyle sesleniyordu...
Yürüyenler, 13 Mayıs 2014’teki facianın ardından Soma Holding ve Uyar Madencilik’te çalışırken tazminatları ödenmeden işlerinden kovulan 3 bin 500 işçiyi temsil ediyor.
Bugüne kadar verdikleri mücadele kâr etmedi, sesleri duyulmadı, paraları ödenmedi. İşçi temsilcileri ve Bağımsız Maden-İş yetkilileri haklarını aramak için 5 Ekim’de “gerekli izinleri de alarak” yola koyuldular ama ilerlemeleri mümkün olmuyor, olamıyor.
Yol boyunca durduruluyorlar, dertlerini barikatlara anlatmaya çalışıyorlar.
Geçtiğimiz mayıs ayında Soma’ya giderek temaslarda bulunan ve maden işçileriyle iftar programına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in bu gezisi bakanlığın web sayfasında şöyle duyurulmuştu:
“Madencilerle aynı masada orucunu açan Bakan Dönmez, daha sonra yaptığı konuşmada, Soma’daki maden faciasını hatırlatarak, şehit madencilerin haklarının ne yapılsa ödenemeyeceğini ifade etti...”
Bakan Dönmez “Ne yapılsa hakları ödenemez” derken herhalde şu anda yaşananları, kurulan barikatları kastetmiyordu.
Sorumluluğu Türkiye Kömür İşletmeleri’ne atan şirket yetkililerinin de TKİ’nin de kılı kıpırdamıyor işte.
Söz verilen ve biraz da “alicengiz” usulü sarı sendikacılıkla 36 taksite bağlanan tazminat borcundan sadece 3 taksit ödendi 3 bin 500 işçiye; onların hepsi de seçim arifelerinde!..
CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, süreci şöyle özetliyor:
“Soma Kömürleri AŞ’nin patronları Alp ve Can Gürkan’ın malvarlıkları TMSF’ye devredildi. TMSF bu malvarlıklarını satışa çıkartarak önce işçilerin ihbar ve kıdem tazminatlarını ödeyecekti. Ancak daha sonra Türkiye Maden-İş Sendikası devreye giriyor. Patronla protokol yapıyor. Tazminatların 24 taksitte ödeneceği konusunda anlaşılıyor. Sonra bir protokol daha yapılıyor. Taksit sayısı bu kez 36’ya çıkarılıyor. Şimdiye kadar sadece 3 taksit ödeniyor...”
Soma’da işçiler, aileleri, esnaf hemen herkesin alacağı var ama muhatap ödeme yapmıyor, dert anlatmak için Ankara’ya yürümeye de izin verilmiyor.
Eeee? Nasıl olacak peki bu işler?
Söylevlerde, demeçlerde “Aman madenci, canım madenci, aslan madenci, kaplan madenci; kömürler bizi bekler; in yerin dibine çıkar madenci” türküsü okunuyor ama kazanılmış haklar ödenmiyor.
“Ben gidip derdimi Ankara’da anlatayım” diyene “Yürüyemezsin” diye engel üstüne engel çıkarılıyor.
Bu kadar haksızlık olur mu?
Salın gitsin adamlar...
Ödeyin haklarını huzur bulsun adamlar...
Ayıptır yahu!
Paylaş