Paylaş
Çoğu ülkenin hayalini bile kuramayacağı genç bir kitle, nüfus yapımız incelendiğinde elmas gibi parlıyor...
İş övünmeye gelirse, 2019’da 15-24 yaş arası 13 milyon gencimiz bulunduğunu, bunun da nüfusun yaklaşık 6’da 1’ine denk geldiğini söyleyebiliriz ve yalan söylemediğimiz için başımız filan da ağrımaz...
NŞA, yani “normal şartlar altında” iyi eğitilmiş, sıkı donatılmış böyle bir nüfus roket olur, uçurur memleketi.
Ancak bu genç nüfusa biraz yakından bakınca, sorunlarına odaklanınca durumun uzaktan göründüğü kadar parlak olmadığı gerçeğiyle burun buruna geliyoruz ve bu karşılaşma ancak yüzümüzü buruşturmaya yarıyor...
Gençler arasındaki işsizlik oranı, resmi rakamlara göre yüzde 27 sınırına dayanmış vaziyette, en iyimser yaklaşımla bile 4 gencimizden biri “taşı sıksa suyunu çıkaracağı” çağında iş bulamıyor...
19 Mayıs dolayısıyla ortaya çıkan raporlardan, anketlerden, araştırmalardan çıkan sonuçlar “Enseyi karartmayalım” diye geçiştirilecek boyutu sıçrayarak aştığımızı gösteriyor.
SODEV (Sosyal Demokrasi Vakfı) tarafından 12 şehrimizde 15 ile 25 yaş arasındaki 600 gençle görüşülerek hazırlanan ‘Türkiye’nin Gençliği Araştırması’ epeyce haberleştirildi...
Neler ön plana çıkıyordu bu taze raporda?
Katılımcıların yüzde 70’e yakını ailesinden ayrı ekonomik bağımsızlığını kazanmadığını söylüyor...
Yüzde 62.5’i, imkân bulursa yurtdışında yaşamak istediğini söylüyor ki CHP’lilerin yüzde 74.4’ü, AKP’lilerin yüzde 47.3’ü ve MHP’lilerin yüzde 68.6’sı Türkiye’den gitmek istiyor...
“Nereye gitmek istiyor gençler” diye soracak olursanız, “Batı’ya” demek gerekiyor... Daha az, yarı yarıya ücret verilse bile Suudi Arabistan veya Kuzey Kore yerine İsviçre’yi tercih ediyor gençler... Yüzde 72’si “Yarı ücrete bile İsviçre’ye giderim, Suudi Arabistan’da işim olmaz” diyor...
Katılan gençlerin yaklaşık yüzde 28’i, üniversitelerin yeterli eğitim veremediğini düşünüyor ki yüzde 72’nin de çok memnun olduklarını sanmıyorum şahsen...
SODEV Raporu’nun şu kısmı insanın içini eziyor:
“Katılımcıların yüzde 61.7’si öğrenci, yüzde 19’u çalışandır. Yüzde 10.7’si iş aradığını, yüzde 7.3’ü iş aramaktan vazgeçtiğini, yüzde 3.3’ü ise ev kadını olduğunu ifade etmiştir. Yani aslında ‘diğer’ seçeneğini dışarıda bırakırsak, gençlerin yüzde 32’sinin herhangi bir eğitim kurumu ile ilişkisi olmadığı gibi, herhangi bir istihdam ilişkisi de yoktur...”
Koronavirüsün tetiklediği ekonomik sarsıntıların işsizlik ve yoksulluğun ekmeğine yağ süreceği net bir şeklide belirmişken, durumun kısa vadede olumlu yöne evrileceğini düşünmek de herhalde safdillik olacaktır.
Dedim ya, aslında gencecik milletiz ama...
‘Ama’sı bu işte, daha ne diyeyim?
Paylaş