Ankara: Kırmızı kongre, rock albümü ve stencil

HAFTA sonu için yol tabelası Ankara’yı gösteriyor.

Haberin Devamı

“İstanbul’da sıcak bastı, başkente gidip damardan kara iklimi yüklemesi yapıp kakırdayayım” şeklinde açıklayacak değilim durumu; işim var, işlerim var.

* * *

Esas işim, Kırmızı’nın “Bölge Reklam Ödülleri” için cuma akşamı CerModern’de düzenlenecek olan törene katılmak.
Kırmızı’nın arkasındaki güçler (bakınız Ayşe Sözeri Cemal) tarafından kandırıldım.
Niyetim cuma sabahı dumanı kalbimizde halen tüten Haydarpaşa’dan trenle yola çıkmak, cumartesi günü yine trenle, Ferhan Şensoy’un “Gündeste”sinden dizeler eşliğinde anavatana (İstanbul) dönmek:
“boris vian diyor ki
yalnızlıktır dinimiz
örneğin bir trenden
istediğiniz yerde ininiz
yeknesak karmaşık dingiltisi trenin
kararsızlıklardan yana
lingi lingi ling
lingi lingi ling.”

* * *

Sonra devreye Oray Eğin girdi.
“CHP Kongresi’ne gideceğim Ankara’ya” dedi.
“Üstümde bugünlerde bir manyaklık var, canım parti kongresi izlemek istedi birden. Hem belki çoraplarımızla sıraya çıkıp matrağına hatıra fotoğrafı çektiririz. Bir nevi sanatsal eylem koymuş oluruz üstüne yumurta da kırarsak, happening!” dedim ve planı zamana yaymaya karar verdim.

* * *

Haberin Devamı

Fakat “Bir Cuma’dan Pazar’a; gözü yaşlı, başı yaslı Ankara” programını bir tören, bir kongre ile doldurmak mümkün olmaz.
Gündemimi zenginleştirme arayışına girdim.
Sahaf Sanat’a uğrasam? Yarım saat.
Gâvurkale veya Külhöyük gezisi? Hem donarım hem uzak kalır.
Jülyen Sütunu? Kafayı kaldırdın, sütunu süzdün, yola devam et, 15 dakika.
Müze gezecek olsan hakkını verecek zaman yok; Metehan Demir’e yancı yazılıp Tirilye’ye gitsen kaç saat yemek yiyeceksin?

* * *

Sonra zihnimde parlak bir ışık belirdi ki; pek olmaz!
Softa’nın kayıtta olduğunu hatırlayıverdim.
“Softa kayıtta” deyince gidip bir tarikatın telekulak üssünü ziyaret edeceğim düşünülmesin.
Softa, memlekette en sevdiğim yeni rock gruplarından biri. Ankara’da albüm kaydediyor elemanlar, gidip neler yapmışlar ona bakabilirim, bangır bangır rock dinleyip özüme dönebilirim.
Ve hatta sonra Ankara’daki “Gaziosmanpaşa tabelasını Tosun Paşa olarak değiştirmece”, “kaldırım koruyucu beton mantarları Pacman’e çevirmece” gibi parlak sokak sanatı işleri yapan kardeşlerimle buluşup “stencil” yapmaya, yani şablon ve sprey boyayla sokak şenlendirmeye çıkabilirim.
Kim bilir belki Kamerist/Gençist Hareket lideriyle bile görüşebilirim.

* * *

Haberin Devamı

Sonra bin trene Ferhan Şensoy’u bıraktığın yerden okuya okuya dön:
“boris vian’dır tren arkadaşım
eski şehirlerden geçiyoruz eski şeyler aklımızda
lingi lingi ling
istanbul’dan kaçıyorum
gözlerim kapalı
fakir size sığındı devlet demir yolları...”

Yazarın Tüm Yazıları