Paylaş
TRT Haber’de yayınlanan bir program. Kamerayla donatılmış taksinin şoför koltuğuna bir milletvekili oturuyor ve hem direksiyon sallıyor hem de araca binen vatandaşlarla muhabbet ediyor.
Eğlenmekten yorgun düştüğümü söylersem yalanın kuyruklusu olur fakat kendi alanında farklı bir format, rahatça izleniyor, vekilin performansına göre seyirciyi bağlama ihtimali bulunuyor.
Şimdiye kadar trafikte arıza çıkarıp diğer şoförlere, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Vekilim ben, buna da vekil levyesi derler” diyenine rastlamadım (ki Ankara’da herkes ya ‘birisidir’ ya ‘birisinin bir şeyidir’ ya da ‘birisinin bir şeyini tanıyordur’, normal yani), haklarını yemeyeyim.
Gece tarifesi açanını, yol bilmeyeni Kızılay’dan alıp Yozgat üzerinden Çankaya’ya götürmeye kalkışanını, “Bozuk çıkmıyor” diye para üstüne yatanını da görmedim.
Güzel güzel taksileriyle hizmet veriyorlar, dert veya yorum dinliyorlar. İyi, güzel, tebrikler, başarılar, iyi günler vesaire...
Dünkü Cumhuriyet’in Parlamento Kulisi başlıklı sütununda “’Meclis Taksi’ Meclis Taksi’ye karşı!” başlıklı dedikoduyu okuyana kadar kafam gayet netti.
Ankara’dan eğlenceli –artık olabildiği kadar, malzeme ortada- kulis haberleri aktaran sütundaki haberi okuyunca, programın vekiller arasında çok popüler olduğunu öğrendim.
Programa çıkmak isteyen vekiller ve danışmanları programın yapımcıları yerine direkt Meclis Taksi Durağı’nı aramaya başlamış.
Ankara’daki Meclis binasıyla yaşıt taksi durağının programın yapımcısı olabileceğini düşünen/düşünebilen vekil ve danışmanların dramını nasıl açıklayabiliriz bilemiyorum ama danışmanlara da danışman atayarak veya klasik olarak “komisyon kurulması” talebiyle gündeme yüklenerek işe başlayabilirler!
Cumhuriyet’teki habere göre programa çıkmak isteyen vekilleri “Bizimle alakası yok” diyerek ikna edemeyen “Öz Meclis Taksi” çalışanları, numaralarını alıp programın yapımcılarına iletmekte çareyi bulmuşlar.
Vekillerin ek gelir olsun diye taksiciliğe merak saldıklarını düşünmeyeceğiz herhalde. “Garbın afakını sarmış seçimden bir duvar” günleri yaklaşırken herhalde seçmenin ve daha önemlisi liderin gönlüne giden yol televizyondan da geçer diyerek heves ediyorlar.
Sayısı belli olan “siyaset yıldızları”, “polemik ustaları”, “gazeteci kökenli siyasiler” gruplarına dahil olamayan vekillerin tanınma ihtimalleri çok düşük.
Ancak TBMM TV’de ekranda belirme ihtimalleri var ki kürsüde konuşacak vekilleri de parti yönetimleri belirliyor. Haydi tut ki çıktın, kim izliyor TBMM TV’yi? Ben izliyorum, bir de... Vallahi şimdilik başka izleyene rastlamadım...
Tanınmamaktan şikâyetçi vekillerin ne hale düşebildiklerini Bursa’da trafik polisine, “Beni tanıyacaksın!” diye çıkışan AK Parti vekili örneğinde görmüştük; hazin manzara...
Haberi eğlenerek okuduktan sonra Meclis Taksi Durağı’nı (gerçek durağı) aradım.
Telefonu açan durak görevlisine kendimi tanıttım, haberi sordum.
Hafif bir “Başımıza bir şey gelmeyecekse” tedirginliği yaşasa da sağ olsun beni aydınlattı.
Meclis binasıyla yaşıt, köklü bir durak. Toplam 27 araç var. Meclis çalıştıkça onlar da çalışıyor; mesailerini buna göre ayarlıyorlar.
Başbakan ve bakanlar hariç tüm vekillerin ve meclis personelinin duraklarını bir şekilde kullandığını söylüyorlar.
Meclis Taksi programıyla bir bağlantıları yok fakat vekillere gönüllü bir şekilde danışmanlık yaptıklarını söylediler. Programa katılacak olan vekillerden gelip yol yordam soranlar olunca yardımcı oluyorlarmış.
Taksimetre nasıl açılır/kapanır’dan hangi yolu kullanacaklarına kadar pek çok soruyu cevaplıyorlarmış.
Programın reklamları olduğunu düşünüyorlar ve durumdan memnunlar.
Telefonu kapatırken, “Çakallık öğrenmek isteyen çıktı mı?” diye sormayı düşündüm ama neticede Meclis, saygı duymak gerekir diye vazgeçtim...
Paylaş