Aklım karıştı fikrim çatıştı

KAFAM ağır çalışır.

Fakat geç de olsa anladığımı, öğrendiğimi, vardığım doğruyu unutmam.

Haberin Devamı

Fehmi Koru’nun “Aydın Doğan’ın çevresinde arya çalıp kafasını karıştırıyorlar. Ben geleyim oralara, her gece fasıl, her gece fasıl. At onları Aydın Bey, beni al” demeye çalıştığını başlangıçta çözememiştim mesela.

Konuyu anlamam için Türk basınının mümtaz kalemlerinin analiz yazılarını okumam gerekmişti.

Bakın nereye geleceğim?.. 

1 Mayıs’ta Eser Karakaş’ın yazısının başlığı bir soru cümlesiydi: “Başbakan’ın danışmanları uyuyor mu?”

Eser Karakaş, Başbakan’ın danışmanlarını uygun pozisyonda topu arkadaşına aktarmayan ve golü kaçıran futbolcu pozisyonuna indirgiyordu.

Mesele şu:

Ülkelerin eğitim/sağlık/kişi başı milli gelir gibi kriterlere göre değerlendirildikleri UNDP’de Türkiye sıçrama yapmış.

Diyor ki Eser Karakaş “Zatıalinizin devr-i iktidarı başlar iken memleketimiz 177 ülke arasında 96’ncı sıradaydı. Şimdük 179’un içinde 76’ncı olduk. Danışmanlarınız sizi uyandırmıyor mu, bunu nasıl kullanmazsınız?. Sıı-kaaan-daaal!”

Haberin Devamı

Biz kendi durumumuzu biliyoruz ama çaktırmayın; dostlar alış verişte görsün... 

Dedim ya kafam ağır çalışır.

Bu yazıyı okuyunca kafamda iki çıplak tel ucu birbirine çarpar gibi oldu, içimden “Acaba Eser Karakaş sinyal mi çakıyor? ‘Bana ne, bana ne, bana ne/ Beni al, beni al, onu alma’ mı diyor?” der gibi oldum... 

Sonra kötü kalpli, pis bir herif olduğumu düşündüm.

Meşhur The Memecans’ House Party’ye beraber katılmışlıkları vardı; Eser Karakaş seçim gezilerinde çekilen kabin içi fotoğraflarda Erdoğan’ın tam karşısında otururken görülmüştü.

Hukukları vardı, hakkı vardı; bana neydi, ne haklaydı/35’e baklaydı.

Fakat Eser Bey yine Star Gazetesi’nde dün yayınlanan “Taze bir başlangıç nasıl olmalı?” başlıklı yazısıyla devrelerimi iptal etti.

Aklım karıştı, fikrim çatıştı, “Bin tombul köfte aşkına! Yoksa bu, bu... Bu bir The Fehmi Koru Efekti mi?” noktasında kalakaldım. 

Eser Karakaş 10 maddelik bir “Hemen Yapılması gereken 10 Hareket/Do it now beybi, oh yeah!” listesi kaleme almış:

Ermenistan sınırı açılsın, limanlar açılsın, etrafa sevgi saçılsın, türban çözülsün, DTP öpülsün...

Haberin Devamı

(Şahsen önerilerinin neredeyse tamamını desteklediğimi belirtmek boynumun borcu.)

Eser Karakaş’ın yazısı “Sana bi karışım yaptım, kaynat iç, bomba gibi olursun” havasında bitiyor:

“İlk yüz gün içinde bu konulara neşter atan bir siyasal iktidarın ilk genel seçimlerde oy kaybetmeyeceği hatta Türkiye’yi çok rahatlatacağı için oy artıracağına ben kendi adıma eminim...”

Nereye vardık?

Fehmi Koru’nun fasıl açılımı Hürriyet’in yönetimine talip olduğu şeklinde algılanıyorsa; Eser Karakaş’ın “Ben seni muhafazakarlaşasın diye mi sevdim? Beni dinle, gaza geleceksen benim gazıma gel; açıl çiçek, uç kelebek!” açılımını nasıl algılayacağız.

Buraya vardık.

Başka bir şey demem artık.

Haberin Devamı

Müsait bir yerde ineyim bir zahmet...

Şeriat imkânsız, bana inanın

BİRBİRİNDEN bağımsız iki gelişme Türkiye’de şeriatın mümkün olamayacağını net olarak ortaya çıkardı.

Birinci hadise Çanakkale’deki Uykucu İmamlar.

Merkezi ezan sistemi sayesinde sabah ezanı için kalkması ‘gereksiz’ hale gelen imamlar, sabah namazını da asmaya başlamış.

Cemaat camide, imam uykuda.

Merkezden hattı kesmişler, imamlar onarıp tekrar uyumaya devam etmiş filan.

Canım memleketim benim.

Uykucu İmam Tarikatı olan bir ülkede İslam Devrimi filan olmaz!

İçinde şüphe kırıntısı kalan varsa onlar da Nazlı Ilıcak’ı okusunlar.

Ne diyor Nazlı Ilıcak?..

“Arınç’ın, Meclis Başkanı olduğu dönemden kalan bazı hatıralar, bir kesimde, onun, ‘radikal’ görüşlere sahip olduğu izlenimini yaratmıştı. Ben şahsen bu düşünceye hiç katılmıyorum. Çünkü Bülent Arınç’ı, eşini ve ailesini yakından tanıyorum. Eğer radikalden kasıt, laik Cumhuriyet’i yıkmak ise, böyle bir durum bahis konusu değil.”

Haberin Devamı

Tamam mı, korkacak hiiiiç bişii yok!

Nazlı Hanım tanıyormuş, olmazmış öyle...

Buna rağmen olursa ben Uykucu İmamlar’a katılırım, şimdiden söyleyeyim.

Yazarın Tüm Yazıları