LİGİN ikinci yarısıyla birlikte, ilk yarının ardından tatile giren futbol programları da yeniden sahaya çıkmış oldu. İlk pazar gecesinin en dikkat çekici yönü, ağır konuklar ve ağır röportajlardı.
CNN Türk’teki Santra, Atilla Kıyat’la başladı, daha sonra BJK Başkanı Yıldırım Demirören’i ağırladı. Sanem Altan ve Yiğiter Uluğ gecenin en ağır stüdyo konuğunu yakalamıştı yani. Ancak, haber kanalı olmanın dezavantajları da var. Irak seçimlerinin olduğu bir günde, muhabbeti en tatlı yerinde kesmek zorunda kaldılar.
TRT’de yayınlanan Tele Lig’de ise konuk Ziya Doğan’dı. Faik Çetiner ve ekibi bence her hafta bir konuk getirmeyi sürdürmeli, gayet iyi oluyor. NTV, Can Bartu’nun yokluğunda Atilla Gökçe ve Güntekin Onay’ın yanına Levent Tüzemen ve Erdoğan Şenay’ı alarak sahaya çıktı. Necati Ateş ve Rıza Çalımbay’la yapılan canlı telefon bağlantıları gayet başarılıydı. Onay, mantıklı sorularıyla ayrı bir cazibe merkezi oluyor futbol seyircileri için. Telegol, klasik olarak bomba üstüne bomba patlattı. 22 Temmuz’dan beri pek konuşmayan, 7 aydır uzakta kalan Haluk Ulusoy’un Milli Takım, federasyon, Ersun Yanal, Hakan Şükür’le ilgili olarak söyledikleri hakikaten bombaydı.
Bu arada Ersun Yanal’ın aslında Milli Takım için düşünülen hoca listesinde altıncı sırada olduğunu, önce Fatih Terim’in, sonra Lippi, Scolari, Daum, Lucescu’nun adlarının geçtiği, hiçbiri olmayınca Yanal’a yönelindiğini, birinci ağızdan öğrenmiş olduk. Telegol, skandal dosyalarında olayı Türkiye sınırları dışına taşıdı ve Rusya’daki futbol kirliliğini de haber yaptı. Böylece bir yerde beynelmilel futbol programı oldu. 1,5 yıl önce Rusya’nın Rostov takımına giden Mehmet Aksu’nun Rusya’daki şike iddiaları, en zanıdna Türkiye’deki şaibelerle örtüşmesi açısından ilginçti.
Namaz benzetmesi
ERMAN Hoca, lig tatilini belli ki iyi değerlendirmiş. Gayet formda döndü hoca sahalara. F.Bahçe’nin penaltı vuruşu sırasında, topa vurulmadan önce iki takımın oyuncularının da ceza sahasına doluşmasını ‘Sanki cemaat bayram namazına gidiyor... Erol Ersoy ne yapıyor peki bu arada. O da imam, seyrediyor...’ şeklinde yorumladı ve Şansal Büyüka dahil herkesi kopartmayı başardı.
G.Saraylıların bittiği an
MARATON’da Şansal Büyüka, G.Saray’ın Metz’den almaya çalıştığı Fransız oyuncu Ribery ile ilgili haberi vermeye çalışıyor. Büyüka, ‘Bize ulaşan bilgiye göre... G.Saray... Ribery’yi... Sabaha karşı...’ demesine kalmadan, rejiden kulaklığına uyarı geldi ve Maraton’un patronu ‘Şimdi aldığımız bir habere göre, F.Bahçe Anelka’yla anlaşmış ve bu futbolcuyu sabaha karşı özel bir uçakla İstanbul’a getiriyormuş.Resmi açıklama bu...’ dedi. F.Bahçe’nin bu havalı transfer haberinin, G.Saray’ın belirsiz transfer haberini bölerek girmesi işin bir başka acı yanıydı...
Anelka/Alenka
TELEGOL’de Ersin Düzen, Anelka haberini verir vermez Ziya Şengül’e döndü ve yorum rica etti. Usta yorumcu, söze ‘Alenka’ diye başladı ve öyle devam etti. Normaldir, dil sürçmesidir fakat Anelka’nın minimum 3,5 sezon Türkiye’de oynayacağı göz önüne alınırsa, şimdiden adına alışmakta fayda var. Malum, Aurelio’nun (Orelyo okunuyor, bilen biliyor) adı bir kez ‘Aurello’ diye yerleşti, söküp atmak mümkün olmuyor...
Skor çubuğu olmamış
LİG TV maç yayınları sırasında ekranın sağ üst köşesinde duran skor çubuğuna takımların logolarını da ekledi. İyi bir fikir gibi gözükse de uygulamanın çok başarılı olduğunu söyleyemeyeceğim. Bir kere logolar o boyutta yayınlanınca zaten bir şey anlaşılmıyor. Bir de çok göze çarpıyor ve ekranı fazlaca kaplıyor. Avrupa maçlarındaki sade, basit ve gayet şık skor çubuklarını incelemelerini tavsiye ederim.