3 Michelin yıldızlı festival

Vintage rock hadisesi almış yürümüş. Festivalleri bile pek fiyakalı. Hele İngiltere’deki Vintage Festival’da yemek servisi 3 Michelin yıldızına sahip The French Laundry’nin şefinden.

Haberin Devamı

Aylık müzik dergisi istihkakımı almak üzere uğradığım gazete bayii, “Bak böyle bir dergi de geldi” dedi.
Uncut ve Mojo dışında sektirmeden takip ettiğim bir dergi yok.
Kapak konusuna göre Rolling Stone, Q (eskiden o da sektirmediklerimdendi), nadiren Classic Rock, bazen de rastlarsam Downbeat, o kadar.
İnternete kuvvet takip ettiklerim de var fakat genelde Mojo ve Uncut işimi görüyor.
Gazete bayii dostumun uzattığı dergiye, “Alacağımdan değil ama bir bakayım” tribiyle yaklaştım.
Derginin adı ‘Vintage Rock’.
Henüz ikinci sayısı.
Kapakta Buddy Holly gülümsüyor.
‘Ustalara Saygı’ kontenjanından, bir de “Bakalım ne yapmışlar” merakından almaya karar verdim.
Bir Britanya mahsülü Vintage Rock. Butik dergi desem, yeridir.
“Eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” demiş ya atalarımız, cevaben “Yağıyor işte be atam, tutturamamışsınız!” dedirtecek bir dergi.
Dergiye konu olan ustaların çoğu (tamamı diyerek çam devirmemek için çoğu diyorum) artık dünyada değil.
Adından da anlaşılacağı üzere ‘yıllanmış’ rock’n roll sevenler için hazırlanmış.
Okudukça, nostalji fırınına odun yetiştiren bir yayından çok bir nevi sektör dergisiyle karşı karşıya olduğum hissine kapıldım.

Haberin Devamı

VINTAGE ROCK EKONOMİSİ

İş sadece, “Ne güzel ablamızdın sen Elvis” demekle bitmiyor.
Kendince bir ekonomisi var ‘vintage rock’ hadisesinin.
Plaklar, filmler işin sadece bir bölümü.
Modası, kulübü, festivalleri, turizmi, hediyelik ıvırı ve de zıvırı... Liste uzun.
1940 ve 1950’lere odaklanan, sadece o yılların ‘asi gençlik’ modellerini üreten epeyce marka var mesela.
Eşarbından deri montuna, ayakkabısından gömleğine tepeden tırnağa 1950 model giyinme imkanı mevcut, isteyenler heyecanlanabilir.
Hatta çocuklarını mini rock’n roll insanı şeklinde giydirmek isteyenler için ayrı bir marka bile bulunuyor.
Festivallerse ayrı bir hadise.
Laf olsun diye ‘hadise’ demiyorum.
Retro Festival, The Rockabilly Rave, Prestatyn Jive, Americana International (Bu yıl 32’nci kez düzenleniyor mesela!) dergiye ilan veren festivaller.
Ancak asıl festival belli ki 13-15 Temmuz tarihleri arasında düzenlenecek Vintage Festival.
Sadece ‘rock’n roll’ üzerine değil Vintage Festival.
Değişik tarzlardan gruplar var listede.
St. Etienne’den başlayın Chic’e, Sergio Mendes’ten The Damned’a kadar uzanın; böyle bir harman.

Haberin Devamı

KALİTELİ VE KONFORMİST
 
Tam bir butik festival. Northamptonshire’da bir malikanede, 17’nci yüzyıldan kalma Boughton House’un arazisinde yapılıyor.
70 grup sahneye çıkıyor ama müzik işin sadece bir parçası.
Klasik otomobil şovlarından tutun patenli diskoteğe, 1950’ler havasında modeller uygulayan kuaförden dans derslerine ne ararsanız (benim durumumda ne aramazsanız) var.
Klasik filmlerin gösterildiği sinema bölümü, defileler vesaire...
1920’ler-1980’ler arasını kapsama iddiasında, belli ki çok eğlenceli ve ‘ailelere yönelik’ vurgusu yapan bir festival.
‘Kaliteli ve konformist’ bir festival olduğunu şöyle bir örnekle açıklayayım: Rock festivallerinde ilk sıraya tuvaletlerin halini koyarak ‘fena şeyler’ listesi yapılsa yemekler de listede üst sırada yer alır herhalde.
Hoş benim gibi ‘pis yemek’ sevenler için bir nevi cennettir ama çoğunluk şikayet eder, “Yine mi hot-dog, yine mi dilim pizza!” diye.
İşte bu festival, yemek konusunda aşmış bir konumda.
Mesela pasta / börek / çörek işlerini sunacak hanımefendi, yani Claire Clark, 3 Michelin yıldızına sahip The French Laundry’den.
Michelin yıldızlı yemek sunan festival karşısında ayağa kalkmak, ceketi iliklemek ve uygun bir müddet saygı duruşunda bulunmak gerek...

Yazarın Tüm Yazıları