Paylaş
Önümüzdeki yıl içinde hangi sanatçıların, toplulukların albüm yayınlayacağını öğrenmeye çalışırken işin bambaşka bir boyutunun hararetli şekilde olmasa da tartışıldığını fark ettim. Kimlerden albüm gelecek, hangilerini sabırsızlıkla, hangilerini “Kaçın abi, albüm yapıyormuş yine!” hissiyle beklemeliyiz bakacağız. Ama önce o tartışmaya bir bakalım, fikrimiz olsun cümleten. 2013 sona ererken müzik dünyasının çalışmadığı yerden gelen albüm, Beyoncé’nin ‘bir anda’ internet üzerinde beliren çalışmasıydı.
Beyoncé’nin albüm yapması değildi elbette sürpriz olan, albümün hiçbir promosyon çalışması yapılmaksızın, hatta “Geliyor!” bile denmeksizin çıkıp gelmesiydi.
Ne önceden bir video yayınlamıştı (17 video birden yayınladı!) ne ilan ne de röportaj vermişti. Milyonların izlediği sohbet programlarına çıkmamış, hiç duyurmadan gelmişti. Buna rağmen ilk gün sadece ABD’de 430 bin adet sattı albüm. Müzik üzerine yazıp çizenlerin bir kısmı bunun bir tür manifesto olduğunu, Lady Gaga gibi yıldızların ‘janjanlı’ kampanyalarına “Aha, böyle de olur bu iş cicim!” mesajı yollandığını söylüyor. Bir kısmı da “Bu da bir pazarlama yöntemi. Hem de çok etkili ve akıllıca. Bir gerilla pazarlama klasiği olarak kabul edilmeli” şeklinde yaklaşıyor.
Bu noktada 2007’nin son günlerine dönüp bir de Radiohead’i hatırlamak şart elbette. Malum, Radiohead, bugün en iyi albümlerinden biri olarak kabul edilen ‘In Rainbows’u hiç görülmedik şekilde sunmuştu. Grup, albümü internet üzerinden “Gönlünüzden ne koparsa” diyerek açık şekilde yayınlamıştı. Yani isteyen ‘sıfır kuruş, sıfır sent’ karşılığında indirebilecekti, isteyen ‘20 TL, 30 Euro, 40 pound…’ ne kadar isterse.
Bedava indiren çok oldu ancak rakamlar, dinleyicinin ortalamada insaflı davranıp grubun hakkını verdiğini ortaya koydu. Daha ilginç olan plak formatında 2008’in en çok satan albümünün ‘In Rainbows’ olmasıydı. Toplam satış da çeşitli formatlarda 3 milyonu aştı.
Pazarlama kısmına nokta koyup önümüzdeki albümlere bakalım. 2014’te her türden müzik meraklısı için sevinçler ve hayal kırıklıkları ufukta belirmiş vaziyette. Bruce Springsteen, U2, Stevie Wonder, Mariah Carey, Red Hot Chili Peppers, Mike Oldfield, Guns N’ Roses, Lily Allen, Foo Fighters, Beck, Limp Bizkit… Ne ararsanız var, yolda, geliyor…
Dikkat çekici olan noktalardan biri 1970 ve 1980’lerin heavy metal ve hard rock gruplarının çabası. Iron Maiden, Overkill, Judas Priest, AC/DC, Anthrax, Accept, Exodus, Mötley Crüe, Testament, Whitesnake’den yeni albüm bekleyebilir müziğini sert sevenler.
‘Eski dostlardan’ da yeni albümler geliyor diyeceğim ama ‘mezardan gelen ses’ diye korku filmi şeklinde yaklaşan da çıkabilir. Johnny Cash’in 1980’lerde kaydettiği bir albüm ve Michael Jackson’ın -büyük ihtimal- gün ışığı, plakçı rafı görmemiş çalışmaları da sırada.
Adele gibi “Ben en az 5 yıl yokum” deyip 2 yıl duramayanlar, The Presidents of the USA gibi yeniden toplananlar, The Horrors gibi “Bakalım şimdi ne yapacaklar?” diye heyecanla beklenenler de işaret fişeğini çakmış durumda.
Tony Bennett ve Lady Gaga’nın ortak albümü ‘Cheek To Cheek’ gibi daha yayınlanmadan merak edilenler de var. İkili ‘The Lady Is A Tramp’ düetlerinin başarısının ardından stüdyoya kapanıp Gershwin, Berlin, Kern, Porter standartlarından oluşan bir caz albümü kaydetmişti; bu ay içinde çıkıyor.
En heyecan verici olanlarsa umutla beklenenler arasından değil, yeni ve taze olanlar arasından çıkar diye umuyorum.
Bakalım, seneye bu zamanlar kısmet olursa nasılsa bakarız yine birlikte.
Paylaş