Paylaş
Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane’den sonra Enerjisa Genel Müdürü Yetik Kadri Mert’in gruptan ayrılması kesinleşti.
SABANCI Grubu son günlerde yönetimde yaşanan değişimlerle gündemde. Önce Carrefoursa Genel Müdürü Mehmet Nane ayrıldı ve gruptan daha önce kopmuş olan Ali Sabancı’nın şirketi Pegasus’la el sıkıştı. Şimdi yönetici kademesinde ayrılık mı, kan kaybı mı ne derseniz, bir kopuş daha var. Henüz resmi olarak açıklanmasa da Enerjisa Genel Müdürü Yetik Kadri Mert’in de gruptan ayrılması kesinleşti.
HAREKETLİ DÖNEMLER
Aslında Sabancı Grubu’nda Sakıp Sabancı’nın ölümünden beri hem aile üyeleri hem de yöneticiler arasında hareketli dönemler yaşandı. Ailede 6 kardeşten sadece Erol ve Şevket Sabancı hayatta. Şevket Sabancı çocuklarıyla kendi yolunu seçti. Erol Sabancı ise 50 yıldır Akbank’ın yönetiminde. Bugün Akbank’ta yönetim kurulu şeref başkanı.
Sabancı Grubu, halen finans, enerji, perakende ve sanayi alanlarında faaliyet gösteriyor. Ağırlığı Akbank sayesinde finansta.
RESMİ AÇIKLAMA YOK
Grubun son yıllarda büyüme açısından en parlak olduğu alan da bankacılık. Grubun diğer sektörlerinden biri olan perakendede, direksiyon Fransızlardan Sabancı’ya geçtiğinden beri yani üç yıldır olumlu sonuçlar alınmaya başlandı. Sanayi ve enerji ise yatırımın uzun vadede geri dönebildiği riskli ve sıkıntılı sektörler. Nedeni bu sıkıntılar mı bilinmez ama geçen hafta Alman Eon’la ortak olan Enerjisa’nın Genel Müdürü Yetik Kadri Mert de istifa etti. Bu konunun yabancı ortakla henüz konuşulmadığı için resmi bir açıklama yapılamadığı belirtiliyor. Yetik Kadri Mert’in yerine şirket içerisinden bir ismin atanacağı konuşuluyor. 60 bin kişinin çalıştığı Sabancı Grubu’nda yaşanan gelişmeler yakından izleniyor.
Nefesimiz kesiliyor
İshak Alaton’un 1952’de tesadüfen tanıştığı Üzeyir Garih’le birlikte kurduğu Alarko, bugün 6 bin 400 kişinin çalıştığı büyük bir grup. Ancak Türkiye, İshak Alaton’u yatırımlarından çok, siyasi ve sosyal mesajları, inandığı konularda sözünü sakınmamasıyla tanıyor.
Son birkaç yıldır sesi çıkmaz olmuştu. Alaton’la güneşli bir günde, Ortaköy’deki muhteşem manzaralı şirket merkezinde bir araya geldik. Bu kez sohbetimizde siyasetten çok yatırımlarına odaklandık.
İshak Beyi bugünlerde üzen bir konu var. O da sağlık sektöründe Türkiye için çok önem verdiği yüksek teknolojiye dayalı üretim yapan şirketi Alvimedica’ya ilişkin. Alvimedica, Alarko bünyesi dışında çocukları Leyla ve Vedat’la gerçekleştirdiği bir yatırım. Çatalca’da 2007’de kurulan fabrikada, damar stentleri, kateterler üretiliyor.
İshak Alaton, Türkiye’de sanayinin yapısının değişmesi gerektiğini söylüyor. Bunun içinde önceliğin yüksek teknolojilere dayalı ürünler olması gerektiğine dikkat çekiyor. Türkiye’nin geleceğinde en önemli sektörlerden birini sağlık olarak belirten Alaton, “Türkiye tıbbi malzemelere 22 milyar dolar harcıyor. Bunun yüzde 100’ü ithal” diyor.
Alvimedica yatırımını bu amaçla yaptıklarını anlatan Alaton, yatırımda büyük sıkıntılar yaşadıklarını ekliyor. Alaton üzgün ve kırgın, şunları söylüyor:
“Piyasada kalitesi belli Çin malı stentler yarı fiyatına rahatlıkla satılıyor. Hastanelerde bunlar kullanılıyor. Bizim Türkiye’de ürettiğimiz yerli stentlerimizin kullanılması için ise hiçbir destek yok. Oysa bu stentler Avrupa’ya ihraç edilecek kadar kaliteli. 240 kişi ile başladık, 80 kişiye düştük.”
Bugüne kadar iş için yakınmasını duymadığım Alaton, “Nefesimiz kesiliyor. Pes etmek istemiyorum, yıkımı göze alamam. Çıkar yol arıyorum” diyor.
Neyse ki Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu derdini sormuş Alaton’un. Bakalım, Alaton pes etmeden, bu konuda düzenleme yapılacak mı?
Alarko enerjide büyüyecek
İshak Alaton’a Alarko’nun geleceğini de sordum. Kısa süre önce yönetim kurulu başkanlığı görevini İzzet Garih’e devretmiş, oğlu Vedat Alaton da başkan yardımcısı olmuştu. Alaton, Alarko’nun stratejilerini üç yıl önce belirlediklerini söylüyor. Buna göre grubun enerjide büyümesine karar verdiklerini anlatan Alaton, şu bilgileri de veriyor:
“Karabiga’da büyük bir termik santral kuruyoruz. Yüksek bir teknolojiyi ithal ediyoruz 1.5 milyar dolar yatırım yapıyoruz. Konya’da güneş enerjisi yatırımımız var. 10 küsur lisans aldık. Yatırım tutarı 160 milyon Euro olacak. Türkiye’nin enerjiye her zaman ihtiyacı var.”
Ağaoğlu ile kavga bitti
Bu arada Ortaköy sırtlarındaki muhteşem manzaralı şirket merkezinin bulunduğu arazi ile ilgili Ali Ağaoğlu ile yaşanan kavga da son bulmuş. İshak Bey, “Şirket binamızın bulunduğu arsa bizim oldu. Kavga bitti. Artık tapumuz var. Bu bina böyle kalacak” diyor.
41 bin 553 metrekarelik arsanın üçte ikisini alan Ali Ağaoğlu’nun projesi ise henüz açıklanmadı. Daha önce otel yapacağı söylenmişti. Umarım proje, arsaya ödenen sekiz sıfırlı rakamlar yüzünden, Ortaköy’de kalan tek yeşil alanı da yok etmez.
Besim Tibuk, 10 bin fırın açacak!
Ankara’da 1994’te kurulan bir Liberal Düşünce Topluluğu vardı. Özgürlük, özel mülkiyet, piyasa ekonomisi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi kavramlarla ortaya çıkmış, bu konularda fikri ve felsefi çalışmaları desteklemeyi hedeflemişti... Kurucu başkanlarından biri de hukukçu Kazım Berzeg’di.
Türkiye’de liberal düşünce deyince ilk akla gelen isimlerden olan Besim Tibuk da aynı yıl, Liberal Parti’yi kurmuştu. Kökeni Adam Smith’e dayanan liberalizmin Türkiyeli savunucularının görüşleri toplumda pek karşılık bulamadı.
Berzeg, geçen günlerde yaşamını yitirdi. Uzun yıllardır Kuzey Kıbrıs’a yerleşen ve otel yatırımlarıyla turizmde büyüyen Tibuk, fikir arkadaşını unutmadı. Çok anlamlı bir ölüm ilan verdi. İlanda şunlar yazıyordu: “Ankara gibi bir yerde Liberal Düşünce Topluluğu’nu kurdun. Bu milletin seni anlaması için daha çok fırın ekmek yemesi gerek. Senin adına on bin fırın açmayı düşünüyorum.”
Türkiye elindeki özgürlükleri bile birer birer kaybederken, din ve devlet gücünün sınırlandığı, bireylerin ifade özgürlüğüne dayanan liberal demokrasiyi anlamak için on bin fırın açmak yeter mi?
Kale de gayrimenkulde büyüyor
Ekonomide son yıllarda bir tartışma var: Büyümede önceliği sanayi sektörüne mi inşaat sektörüne mi vereceğiz?
Sanayi sektörü yeterince desteklenmemekten yakınıyor, inşaat sektöründe ise siyaset ve ekonominin yaşadığı sıkıntıların gölgesi dolaşıyor. Ancak bu sıkıntılara rağmen, gayrimenkulde geri dönülmez bir trend var. Projelerin hızı kesilmiyor. Hatta sektörün yeni temsilcileri arasında Eroğlu, Zorlu, Özdilek, Eczacıbaşı, Konukoğlu gibi sanayiinin ünlü isimleri var.
Gayrimenkul sektörüne ilgisiz kalamayan sanayi gruplarından biri de Kale Grubu oldu. İbrahim Bodur’un 1957’de Çanakkale’de seramik fabrikasıyla temelini attığı Kale Grubu, bugün savunma sanayiinden, enerjiye 5 bin kişinin çalıştığı bir sanayi devi.
Kale Grubu şimdi de, geçen yıl kurduğu Bodur Gayrimenkul Geliştirme A.Ş. ile gayrimenkul sektöründe büyüme kararı aldı. Kale Grubu’nun ilk projesi Kartal’da başlayan 195 daireli Daire Kartal projesi. Grup bu proje sürerken İstanbul Ömerli, Sefaköy, Levent ve Ankara’da da eş zamanlı projeler yürütmeyi planlıyor.
Kale Grubu’nun merkezi Levent’te. Etrafında ise Kanyon, Özdilek, Loft, gibi onlarca gökdelen yer alıyor. Bir sohbetimizde Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, “Merkez binanın yerine gökdelen yapacak mısınız?” soruma “Henüz düşünmüyoruz” yanıtını vermişti. Büyük bir değer artışı yaşayan bölgede Kale Grubu ne kadar direnir, zaman gösterecek!
Paylaş