Paylaş
KIBRIS’ta iki gün önce önemli bir karar açıklandı. Rum Kesimi de artık casino (kumarhane) turizmine girme kararı alıyor ve ilk adımı da 2020’de açılacak büyük bir yatırımla atıyordu. Aslında söylentisi yıllardır sürüyordu ancak kilisenin karşı olması, Rum yönetiminin önünü kesiyordu. Ancak Rum Enerji, Ticaret, Sanayi ve Turizm Bakanı Yorgos Lakkotripis tarafından açıklanan Avrupa’nın en büyük kumarhanesi olacak dev yatırımla, Rus kesimi de kumarhane turizmine güçlü bir şekilde gireceğini ilan etti.
300 MİLYON DOLAR
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için bu karar gerçekten önemli bir gelişme. Çünkü KKTC ekonomisinin temelini turizm, turizmin temelini ise casino turizmi oluşturuyor. KKTC’de bulunan 26 casinoda yan sektörlerle birlikte 10 bin kişi çalışıyor. 90’a yakın otelin bulunduğu Kuzey Kıbrıs’ta bu otellerin yaklaşık 30’u casinoya sahip. KKTC’nin 1 milyar dolarlık turizm gelirlerinin 300 milyon doları casinolardan geliyor.
KKTC hükümetleri uzun bir süredir bu soruna karşı hazırlık yapmak gerektiğinin farkındaydı. KKTC’de turizmi 12 aya çıkarmak, temalı turizme yönelerek öncelikli yatırım alanlarını sağlık, eğitim gibi alanlara kaydırmak istiyorlardı. Hatta Hürriyet’le Keşfet programımız için geldiğimiz de KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, bu konuya dikkat çekmişti.
Ayrıca aldığım bilgilere göre barış görüşmelerinin devam ettiği adada anlaşma olmazsa uygulanması beklenen Tayvan modeli de bir umut oluşturuyordu. Beklentiye göre Rusya ve İsrail KKTC’yi tanımasa da Tayvan gibi ticari ilişkiler hareketlenecek ve direkt uçuşlar başlayacaktı.
300 BİN TURİST
Bu beklentiler arasında Rum Kesimi’nin kararı çıktı. Rus kesimi ekonomik krizi aşmak için 2018’in ilk çeyreğinde geçici olarak açacağı kumarhanelerle sektöre giriyor. 2020’de ise Limasol’daki en büyük yatırım tamamlanacak. 300 bin turist, 500 milyon dolar gelir hedefliyor. Peki şimdi ne olacak? Aldığım yorumlar farklı. KKTC’li otelciler, seyahat acente temsilcilerine göre Rum Kesimi’nin güçlü bir şekilde kumarhane turizmine girmesi Kuzey’i etkileyecek. KKTC’ye gelen İsrailli, Rus ve Lübnanlı turistlerin güneyi tercih etmesi de büyük olasılık.
KARAR OLUMLU YANSIYABİLİR
KKTC’de yaptığı 2500 yataklı otel Elexus’la en büyük yatırımcılardan biri haline gelen Atlas Global’in ortaklarından Murat Ersoy ise tamamen tersini düşünüyor. Rum kesiminin ucuz bir destinasyon olduğunu ve oteller açısından yatırımların eski olduğunu söyleyen Ersoy, casino müşterisinin tamamen farklı bir kültüre sahip olduğunu belirtiyor. Türk tarafının bu konuda uzmanlaştığını anlatan Ersoy, şunları söylüyor: “Casino turizmi bambaşka bir olay. Avrupa’da sadece Cannes ve Nice’de var. KKTC de bu konuda çok ileride. Rum tarafının buna başlaması Türk tarafına yarar. Tanıtımı artırır güneyden turistleri kuzeye çeker. Türk yatırımcı etkilenmez aksine olumlu etkiler.” Ersoy önemli bir şey daha söylüyor ve 2017 yılının sonunda iki tarafın mutlaka anlaşacağını belirtiyor.
İSTANBUL’A YATIRIMDAN HİÇ PİŞMAN OLMADIK
Raffles dünyada 130 yıllık geçmişe sahip bir otel zinciri. Fransız Accor Grubu’nun lüks segmente girmek için satın aldığı zincirin dünyanın birçok ülkesinde 525 oteli var. Türkiye’ye 2014 yılında Zorlu ile birlikte girdi. Bu üç yıl içinde ise Türkiye turizmi krizlerden başını kaldıramadı.
Kısa süre önce otelin yanında residence hizmeti de vermeye başlayan Raffles’in Genel Müdürü Christian Hirt, ağırlıklı olarak Körfez’den kraliyet ailelerini ağırlıyor.
Körfez’de yaşanan ve hala gerginliği devam eden Katar kriziyle birlikte neler yaşanıyor, Hirt’le konuştum.
Öncelikle İstanbul’a yatırım yapmaktan tüm sorunlara rağmen pişman olmadıklarını söylüyor Hirt. Başlangıçta hedef pazarlarının hem ABD ve Avrupa hem de Körfez ülkeleri olduğunu ekliyor. Ancak batıdan iş amaçlı seyahatler çok azalmış. Buna karşın Körfez talebinin yüksek olduğunu anlatan Hirt, yaşanan tüm krizlere rağmen doluluk oranlarının yüzde 40’ın altına düşmediğini söylüyor.
Katar krizi ile birlikte ilk yansımanın ise yüzde 25 civarında olduğunu ekliyor. Ancak umutsuz değil. “Katar krizi sertleşmeden sükunetle çözülürse fazla bir kayıp yaşamayız. İstanbul bu ülkelerin tercihlerinde Londra ve Parisle birlikte ilk sıralarda. Bu yıl hedeflerimizi gerçekleştiririz” diyor.
Ayrıca ABD ve Avrupa taleplerinin de 2018’de canlanacağı görüşünde. Otel olarak bu ülkelerde pazarlama çalışmalarına şimdiden başlamışlar. Hirt’ün önümüzdeki günlerde bu ülkelere yoğun bir seyahati var. Hirt, grup içinde en başarılı otelin İstanbul olduğunu kaydediyor.
Paylaş