Paylaş
İktidar partisinin içinde olduğu durum için “kriz” demek belki biraz ağır olsa da sonuç olarak Başbakan ve hükümet değişikliğine neden olan ağırlık derecesinde bir gelişme bu...
Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık’tan şaşırtıcı bir hamle ile uzaklaştırılmasının yarattığı yeni dönem, Türkiye için de başkanlık sistemine gidişte önemli bir dönemeç...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında bir gerilimin olduğu biliniyordu ancak boyutları tahmin edilememişti.
BEKLEME DÖNEMİ BAŞLIYOR
Haziran seçimlerinde koalisyon gerçeğini bir kez daha yaşayan seçmen, kasım seçimlerinde “AK Parti’ye dünya krizi sırasında istikrarlı bir hükümetimiz olsun” diye tekrar çoğunluk oyunu vermişti.
Şimdi yine bir bekleme dönemi başlıyor.Son gelişmelerden etkilenebilecek bir kesim de iş çevreleri...
İş dünyası ile Davutoğlu kabinesinin bakanları arasında son dönemde yoğun bir şekilde sürmekte olan uyumlu bir çalışma ilişkisi şekillenmekteydi.
Ciddi yatırım sorunları yaşayan, finansman sıkıntısıyla karşı karşıya bulunan iş dünyası düzenlenen toplantılar, ziyaretler ve turlarla dertlerini hükümete daha kolay iletebilir hale gelmişti.
Geçen hafta yaşanan sürpriz gelişmelerle birlikte iş dünyasında yine bir merak başladı, bir dizi soru yeniden zihinlere yerleşti.
Yeni gelişmelere ilişkin beklentilerini sorduğum isimleri ben de saklı iş dünyası temsilcileri başlıca şu sorulara yanıt arıyor:
Başbakan kim olacak? Ekonomi yönetimi değişecek mi? Değişecekse yeni bakanlar kim olacak? Yeni bakanlarla, yeni başbakanla iş dünyası arasında yeniden nasıl bir çalışma ortamı yakalanacak? Kulislerde adaylar arasında başbakanlığa en yakın isimler Bekir Bozdağ, Binali Yıldırım, Berat Albayrak, Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu olarak sıralanıyor.
EN ÖNEMLİ İSİMLER
Yeni başbakanla tabii hükümette de ciddi bir yenilenme bekleniyor.
Değişmesi beklenen isimler arasında Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Lütfü Elvan ve Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci sayılıyor.
Bu isimler iş dünyasının en rahat çalıştığı isimlerdi.
Şimşek ise Ali Babacan’dan sonra teknik yaklaşımı ile ekonomi dünyasının önem verdiği, uluslararası finans çevrelerinin de güven duyduğu bir isim.
İş çevrelerinde bundan sonrasının nasıl ilerleyeceği artık meçhul.
Yapılan yorumlara göre zaten bir süredir beklemeye geçmiş olan Ankara bürokrasisinde işlerin yürümesi en azından yeni tablo ortaya çıkana kadar biraz daha ağırlaşabilir.
Türkiye gerçekten zor bir dönemden geçiyor.
İhracat geriliyor, 2023 hedeflerini yakalamak zorlaşıyor, turizm zorda...
Böyle bir ortamda Standart and Poors’tan gelen göreceli de olsa olumlu haberle biraz ferahlayan iş dünyasında neler yaşanacağını önümüzdeki aylarda izleyeceğiz!
İŞTE STARCİTY’NİN YENİ SAHİBİ
MURAT Ülker, son yıllarda yaptığı yatırımlar, satın almalarla en sürprizli işadamlarından biri.
Önce dünya çikolata devi Godiva’yı satın aldı, ardından bisküvi devi United Biscuits’i...
Bugün dünyanın üçüncü büyük bisküvi üreticisi.
Henüz sonuçlanmadığı için adını açıklamıyor ama yakında büyük bir satın alma daha gündemde.
Ülker’in gıda dışında denediği sektörlerden biri gayrimenkul ve alışveriş merkezi yatırımıydı.
Bunun için Boyner Grubu ile İstanbul Yenibosna’daki Starcity Alışveriş Merkezi, Dinçkök Grubu ile birlikte de Kadıköy’de Akasya Alışveriş Merkezi yatırımlarına girmişti.Ancak bu sektör Ülker’i pek açmadı.
Önce Akasya’daki hisselerini Raif Dinçkök’e sattı.
Starcity ise 2014’ten beri satılmayı bekliyordu.
140’a yakın kiracısı 47 bin 300 metrekare kiralanabilir alanı olan Starcity’nin satışı için nihayet dün imzalar atıldı.
80 milyon Euro’ya satıldığı belirtilen AVM’nin yeni sahibi Paladium AVM’ye Tahincioğlu Grubu ile ortak olan Gençoğlu Ailesi oldu.
POLİNAS’A KIYAMADIK
Önceki akşam Sabri Ülker Vakfı’nın Harvard’la düzenlediği toplantı için İstanbul’a gelen Nobel ödüllü Prof. Brian Kobila onuruna yapılan yat gezisinde Murat Ülker’le sohbet ettik.
Ülker’e göre Starcity’nin satışı “küçük bir satış”. “AVM sakin iş, bana göre değil” diyor. Bu arada satmayıp halka açmaya karar verdiği Polinas konusunda verdiği bilgiler de, şirket alıp satmaya nasıl baktığının ipuçlarını veriyor:
“Bir şirketin alımı satımı sadece karın faydanın hesaplandığı bir iş değildir. Bir şirket rakamlardan fazlasıdır. Son yıllarda ana işlerimize odaklanma stratejimiz gereği, kendi ellerimizle büyüttüğümüz bazı şirketlerimizi sattık. Bunu yaparken de bir baba kızını gelin ediyormuşçasına ince eleyip sık dokuduk. 1982’de kurulan Polinas’ın ayrı bir kıymeti var. Tüm şirketler için Türkiye’de bir dönüm noktasıdır. Ana konumuz dışındakileri satıyoruz onu da satmamız gerekirdi ama kıyamadık. Hisseleri topladık halka açıyoruz. Gelen parayı da şirkete yatıracağız.”
Murat Ülker, her yıl 1000 adet açtığı Şok mağazalarının raflarından, yenilikçi inşaat malzemesi manyezitin müteahhitlere satışı için tek tek mektup yazmaya kadar 12.5 milyar dolarlık grubunun her şeyiyle ilgileniyor.
Tabii profesyonellerle birlikte. Murat Ülker, 73 ülke pasaportuna sahip 47 bin çalışanlı şirketiyle, yerele ilgisini hiç yitirmeyen, gerçek bir küresel patron.
DEDEMAN TURİZMDE KÜÇÜLÜYOR MU?
YERLİ otelcilik denilince ilk akla gelen markalardan biri Dedeman.
Tarihi 1918’e kadar giden, inşaatla başlayıp madencilikle devam eden grup, turizme 1966’da Ankara’da açtığı ilk otelle başlıyor.
119 odalı otel Ankara’da dönemin en lüks oteliydi. İkinci beş yıldızlı otelini ise İstanbul Gayrettepe’de 1982’de açıyor.
Yurtdışında 4 ülkede açtığı otellerle Türkiye’nin ilk uluslararası otel zincirlerinden biri aynı zamanda.
Ancak Dedeman Grubu’nda son yıllarda adı konmamış bir sıkıntı söz konusu.
Önce ilk oteli Ankara’yı, sonra Diyarbakır’ı kapattı. Suriye’den ise olaylı bir şekilde ayrıldı.
Bugünlerde yeni bir gelişme daha var.
Dedeman Grubu en prestijli oteli olarak bilinen Gayrettepe’de bir değişim projesi var.
Projeye göre Gayrettepe’de yer alan otel yandaki yapı ile birlikte tamamen yakılıp yerine otel, iş merkezi, rezidanstan oluşan karma bir proje gerçekleştirilecek.
Projenin mimarı da belli, Mısırlıoğlu Mimarlık.
200 ODASI OLACAK
Projenin ilginç yanı şu. Dedeman Otel İstanbul’un 325 odası vardı.
Yeni otel 200 odadan oluşuyor. Yeni yapı 100 bağımsız bölümden oluşan rezidans ve 100 bağımsız bölümden oluşan iş merkezinden oluşuyor.
Yani otel küçülüyor, diğer bölümlere ağırlık veriliyor.
Turizmde sadece Antalya değil İstanbul’da büyük bir kriz yaşandığı bir gerçek.
Ancak Dedeman’ın attığı bu adımlar otelcilik sektörünün devlerinden bu grubun turizmden uzaklaşmaya başladığını düşündürüyor.
Dedeman’ın hedefi 2023’te 42 otele ulaşmaktı.
Umarız atılan adımlar sadece bir strateji değişikliğidir!
Paylaş