Büyükekşi: Doğa Koleji’ni üç ortak alıyoruz

Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından Doğa Koleji satılıyor. Hisselerinin yüzde 80’i Turkven Yatırım Fonu’na ait olan Doğa Koleji’nin alıcıları ise üç kişilik bir konsorsiyum. Konsorsiyumu oluşturan üç işadamı Muharrem Usta, Haydar Sancak ve Mehmet Büyükekşi.

Haberin Devamı

DOĞA Koleji Şanlıurfalı eski bir eğitimci ve dershaneci Fethi Şimşek’in 2001 yılında kurduğu bir eğitim zinciri. 59 bin öğrencisi, 100’den fazla kampüsü ve 6 bin çalışanı var.

 

Şimşek, 2011’de hisselerinin yüzde 80’e yakınını Turkven Yatırım Fonu’na sattı. Yüzde 20 hissesi hala var.Geçtiğimiz günlerde Turkven yatırımın ardından 5 yıl geçtiği için hisselerini satmaya karar verdiğini açıkladı. Satış süreçleri hızlı başladı, hızlı sonuçlanacak gibi görünüyor. Doğa Koleji’nin yeni talipleri ise üçlü bir konsorsiyum. Konsorsiyumu oluşturan isimler Turkven’e de kamuoyuna da yabancı değil.

 

Fonun 27 hastane ve 14 bin çalışana sahip Medical Park’taki ortakları Muharrem Usta ve Haydar Sancak ile Flo ve Polaris markalarıyla tanınan Ziylan’da ortağı olan Mehmet Büyükekşi. Kamuoyunda ise Muharrem Usta iki küçük hastaneyle başladığı özel hastanecilikteki başarısının yanı sıra Trabzonspor Başkanlığı ile tanınıyor. Mehmet Büyükekşi ise malum Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin başkanı...

 

Haberin Devamı

 Yani geçen hafta Habertürk Gazetesi’nde yayınlanan haber bir farkla doğru, görüşülenler arasında Ethem Sancak yok. Önceki gün Büyükekşi’yi bu yatırımla ilgili aradım. Tesadüf, fonla satış detaylarını görüştükleri toplantı sırasında yakaladım.

 

Hem Büyükekşi ile görüştüm hem de Turkven yetkilisi Gültekin Dinçerler, Muharrem Usta ve Haydar Sancak’la.Muharrem Usta, sağlık grubunun yanında eğitime de özel ilgi gösteriyor. İstinye Üniversitesi ile bu konuda ilk adımı attı.

 

“Türkiye’nin yetişmiş insan gücüne ihtiyacı var. Eğitime o nedenle ilgi gösteriyorum. Ayrıca sağlık da eğitim de hizmet sektörü” diyor.Haydar Sancak ise “Ağabeyim Ethem Sancak’la uzun süre önce ayırdık işleri. O medyaya girdiğinden beri ortaklığımız yok. Medikal Park’ta Turkven’le ortağız. Zaten tanıyoruz birbirimizi” diyor. Mehmet Büyükekşi de Ziylan’da çok başarılı bir ortaklık yaşadıklarını, Doğa satışa çıkınca teklifin ilk kendilerine geldiğini söylüyor.

 

Haberin Devamı

Tek başına alamayacağı için de üçlü bir konsorsiyuma karar verilmiş. Usta ve Sancak da olumlu yaklaşınca, görüşmeler başlamış. 

 

5 YIL GEÇTİ

 

Turkven yetkilisi Gültekin Dinçerler ise yatırımın üzerinden 5 yıl geçtiği için eğitim sektöründen çıkmaya karar verdiklerini, Ziylan’la 3 yıldır ortak olduklarını ve satış için ilk Büyükekşi’ye teklifte bulunduklarını söylüyor. 

 

Üç ortak da Doğa Koleji’nin profesyonel kadro tarafından başarıyla idare edildiğini, söylentilerle buna zarar verilmemesi gerektiğini dile getiriyor. Peki, bu satın almada herhangi bir telkin var mı? Yanıt, “Cumhurbaşkanı’ndan da başka bir yerden de okulu alın diye bir telkin gelmedi” oluyor...

 

Haberin Devamı

 Bu arada yabancı fonların eğitim sektöründen uzaklaşmaya başlaması ise hükümetin eğitim alanında özellikle cemaatle mücadelenin ardından yoğun bir atağa geçmesinden de bağımsız görünmüyor! 

 

COŞKUN ULUSOY İŞ İÇİN SONBAHARI BEKLİYOR

 

Türkiye ekonomisinde 30 bin çalışanıyla, otomotiv, çimento, demir çelik sektöründe çok önemli şirketleriyle önemli bir yere sahip olan Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), Mayıs ayı başından beri sürpriz gelişmelere sahne oldu, oluyor...

 

Bilindiği gibi OYAK’ı 2000’den beri yöneten Genel Müdür Coşkun Ulusoy ile göreve gelişinin birinci yılında olduğu halde Yönetim Kurulu Başkanı Necati Özbahadır, sürpriz bir kararla istifa ettiler.

 

Haberin Devamı

Ulusoy’un istifasının ardından dört genel müdür yardımcısı; Nihat Karadağ, Dinç Kızıldemir, Hülya Atahan ve Ergun Okur da istifalarını verdi. Ulusoy’un göreve getirdiği danışmanlar Erdemir Genel Müdürü Ali Pandır ve Çimento ve otomotiv grubunun başında olan Celalettin Çağlar ise görevde kaldı.

 

16 yıllık yönetimi sırasında OYAK’ı yaklaşık 1 milyar TL değerindeki varlıktan 50 milyar TL’ye çıkaran Ulusoy’un istifasının hemen ardından, yerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Süleyman Savaş Erdem atandı. İşte bu atama, OYAK’ta “AK Parti darbesi” olarak yorumlanan bir süreci başlattı.  

 

Erdem’in herhangi bir özel sektör deneyiminin olmaması, isminin önceden belirlenmiş olduğu izlenimi bu yorumu güçlendiriyor.Henüz hükümet cephesinden de OYAK’tan bu yorumlara ilişkin resmi bir açıklama yok. Ancak öğrendiğime göre bu adımlardan komuta düzeyinde askerin bilgisi ve onayı var.Yeni Genel Müdür Erdem, OYAK’ta henüz inceleme aşamasında. Değişimin yakın zamanda başlayacağı konuşuluyor.Turgut Özal’ın prenslerinden biri olarak geldiği Ziraat Bankası’nda tanımıştım.

 

Haberin Devamı

Ulusoy’u... Ağzı sıkı, tepkilerini belli etmeyen bir bürokrat oldu hep. Ulusoy, bundan sonra ne yapacak? İstifa etmeyen arkadaşlarına kırgın mı? Bu soruları sormak için kendisini aradım ama ulaşmak her zaman ki gibi mümkün olmadı. Yerine bir yakını ile görüştüm. Ayrıldıktan sonra ne yapıyor diye sordum... “16 yıldan beri ilk defa boşta kalıyor. En azından üç dört ay iş düşünmeyecek” diyor.

 

Ardından ekliyor “Sonra çalışacak. Çalışmak zorunda. 67 yaşında ama çok dinamik. Sonbahardan itibaren iş arayışı başlar.” Henüz gelişmeler yeni olduğu için herhangi bir teklif gelmemiş Ulusoy’a. İzlenimime göre  projesyonel bir iş de düşünmüyor artık Ulusoy.  Alternatifler arasında artık uzmanlaştığı OYAK emeklilik fonu deneyiminden faydalanarak bir fon kurma projesinin de olabileceğini öğrendim.

 

Bu arada Ulusoy’la birlikte istifa etmeyen danışmanlardan Celalattin Çağlar, Coşkun Ulusoy’un 10 yaşından beri Darüşşafaka’dan sınıf arkadaşı. Yani 57 yıllık arkadaşlar. Bu harekete kırıldı mı soruma, “Kırılmadı. Herkesin kendi hayatı yorumunu yapıyor” dedi.Pandır ve Çağlar’ın yeni dönemde görevde kalıp kalmayacakları konusunda da çok spekülasyon var.

 

305 bin askerin maaşlarından kesilen paralarla yaratılan bu değer elbette korunmak zorunda. Yönetim değişikliği gibi önemli bir konuda ise spekülasyonların giderilmesi için kamuoyu bir açıklamayı hak diyor değil mi?

 

‘RUSYA İLE İLİŞKİLER KOLAY DÜZELMEZ’

 

ALİ Galip Savaşır 20 yıldır Rusya’da yaşayan bir işadamı. Meyve sebze ithalatı ile başlamış, bugün AGS Grubu olarak en büyük ithalatçılardan biri. DEİK Türk-Rus İş Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın yardımcısı. Türk diasporasını bir araya getiren Dünya Türk İş Konseyi Avrasya Başkanı.

 

Rusya ile Türkiye arasında ilişkileri yeniden canlandırma umudu doğuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın mektuplarını sordum. Savaşır, bir süredir ilişkileri yumuşamak için Ankara’dan olumlu adımlar atıldığını izlediklerini söylüyor.

 

Rus uçağının düşürülmesi ile Rusya’da pek çok Türk’ün dünyasının karardığını anlatan Savaşır, “20 bin çalışan oturma izni alamayarak Türkiye’ye döndü. Birçoğu Ruslarla evliydi, aileler parçalandı. Küçük iş sahipleri sahipsiz kaldı, bir kısmı cezaevlerine girdi” diyor. Savaşır, “Rusya’nın Türkiye’ye faturası yıl sonunda ortaya çıkar. Meyve sebze ihracatının durması Mersin’den, Kastamonu’ya, Adıyaman’a kadar üreticiyi vurdu” diyor.

 

Mektuplar umut yaratsa da ilişkilerin düzelmesinin kolay olmayacağını belirtiyor Savaşır. “Türkiye özür dilemeden Rusya yumuşamaz. O da Türkiye için zor” diyor. Ancak Rusya tarafından aldığı izlenim, “özürde kelimelerin yumuşatılması” yönündeymiş.

 

Rusya krizinin Türk ekonomisine faturasının 20-25 milyar dolara kadar çıkabileceği tahmin ediliyor. İlişkilerin düzelmesi bu nedenle sürpriz olmaz!

Yazarın Tüm Yazıları