Paylaş
“Etliyim, butluyum, mutluyum” demeyenler için yepyeni bir zayıflama yöntemi öğrendim.
Üstelik bilimkurgu filmlerindeki sahneleri aratmayacak cinsten bir metot bu!
Bu zayıflama yönteminin adı Diet Tube ama baştan söyleyeyim YouTube’la uzaktan yakından ‘akrabalığı’ yok...
Ülkemize yeni gelen bu bilimsel sistemi uygulayanlardan biri olan Obezite Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Yavuz ve ekibi, 10 gün içinde normal kilonuzun yaklaşık yüzde 10’unu verebileceğinizi söylüyor.
Peki bu iş nasıl oluyor?
7 gün boyunca bir makineye bağlı kalarak...
“Haydi yürü git be İzzet” demeden söyleyeceklerime bir kulak verin.
Yöntemi uygulamaya başlamadan önce detaylı bir tıbbi muayene ve testten geçiriliyorsunuz. Makine dediysem de öyle büyük bir şey değil. Yanınızda taşıyabileceğiniz ebatlarda bir cihazdan bahsediyorum.
Bu cihazın içinde protein ağırlıklı özel bir karışım var. 2 mm çapındaki bir sonda ağrısız şekilde burnunuzdan midenize ulaştırılıyor. Diğer ucu da bu cihaza bağlanıyor. İşin ‘Uzay Yolu’ kısmı da böyle başlıyor.
Anlatılana göre Diet Tube’a bağlı olduğunuz ilk hafta neredeyse canınız hiç yemek çekmiyor, çünkü ikinci günden itibaren açlık hissiniz yok oluyor.
Verilen diyet listesiyle beraber istediğiniz kadar su, soda ve şekersiz kahveyle çay içmek serbestmiş...
Vücudun ihtiyacı olan ana besin kaynaklarıysa yanınızda taşıdığınız, burnunuzdan midenize bağlı cihaz tarafından sağlanıyor.
ABD’de bir ‘diyet trendi’ haline geldiği günlerde büyük tartışmalara yol açan bu sistemi ilk keşfedenler ise gelinler.
Yanlış duymadınız! Düğünden önce hızlı kilo vermek isteyen gelin adayları sporu, pilatesi, rejimleri bırakıp tüplerle beslenmeyi tercih etmişler.
Hatta düğün organizatörleri bu yöntemi kullanan doktorlarla beraber çalışıp müşterilerini en doğru uzmana yönlendirmeye başlamışlar.
Doktorların yakın takibi altında yapıldığı sürece riski olmadığı iddia edilen Diet Tube’dan alınan kesin ve hızlı sonuçlardan dolayı bu sistemin popülaritesi dünyada hızla yayılmaya devam ediyor. Çünkü vücutta biriken yağların yakımıyla kilo kaybı sağlanırken kas ve diğer dokulara herhangi bir zarar gelmiyormuş.
Üstelik 10 gün içinde selülit tedavisinde gözle görülür bir değişim yaşanması da bu yöntemin tercih edilmesindeki önemli bir diğer etken...
Vallahi Kobay İzzet olarak Diet Tube taktırmaya henüz cesaret edebilmiş değilim.
Ben cesaret edemesem de bu sistemi son beş aydır memlekette kullanan pek çok kişi olduğu dedikodusu kulağıma geldi. Hatta kimi ünlülerimiz herkesten önce keşfetmiş bu mucize ‘diyeti’.
Ortalıkta “Bir haftalığına tatile kaçıyorum” diye açıklama yapan şöhretler görürseniz, bilin ki bunların bazıları burunlarına sonda taktırmaya gidiyor...
Bakmayın siz onların Arnavutköy-Bebek hattında yürür gibi yaptıklarına, o kiloların çoğu bu tip tıbbi yöntemlerle veriliyor.
Dada Dandinista’yı izlerken bitap düştüm
Mevzubahis Okan Bayülgen olunca ister istemez beklenti de çok yüksek oluyor. Üstelik geçen sezon Show’daki programı da niyeyse pek iyi gitmemiş, yılların Okan’ı aynı yayın grubunun iki kanalı olan Habertürk’le Show arasında daldan dala sekerek eski ışıltılı performansını hepimize mumla aratmıştı.
Bu yıl ekranların dört büyük ana kanalından biri olan Star’la el sıkıştı. Belli ki kanal, Acun’un kendi dükkanı TV8’e gitmesiyle birlikte cumartesi gecelerinde onun yarattığı derin boşluğu Okan’la kapatmayı planlamıştı.
Hem Okan, hem de Star için ciddi bir adım, önemli bir başlangıçtı. Herkes çok heyecanlıydı…
İki haftadır dikkatle seyrediyorum, Okan bu tarz şovlara yeni başlamış acemi telaşını bir türlü üzerinden atamadı. Beyaz, 20 yılın tecrübesiyle şovunu, formatını, tavrını, tarzını iyice oturttu ama Okan hâlâ sahnede elini, kolunu nereye koyacağını bilemeyen yeni şöhret olmuş türkücü misali oradan oraya koşturup duruyor.
Programın başından sonuna kadar laf hep kendisinde, neredeyse konuklarına konuşacak hiç fırsat bırakmıyor.
Onun bu telaşı, bir türlü rafine edemediği genç irisi enerjili hali, ekran karşısındaki seyircisini de yoruyor. Hele o müthiş tatsız skeçleriyle iyice bayıyor, hatta bayıltıyor...
Dost acı söylermiş misali, bunları inanın hem Okan’ı sevdiğimden hem de eski Okan’ı çok özlediğimden yazıyorum. Aman sen sen ol, perdeyi daha iki hafta önce açmışken otur da kendini bir izle Allah aşkına. Sendeki zeka ve yaratıcılık eminim ekran karşısında hepimizi bitap düşüren Dada Dandinista’ya bir çare bulacak, bir reçete yazacaktır.
Yoksa korkarım genç seyircin bu lezzetsiz kaostan sıkılacak, birkaç haftaya rakip kanallara kaçacaktır.
Görünen o ki Star, haftanın üç gecesinde reytinglerde kendisini hep birinci çıkaran Acun’un boşluğunu doldurmak konusunda ciddi zorluk yaşıyor.
İşler böyle devam ederse Acun’u transfer ederek birinciliğe yükselen Star, bu sezon o liderlik koltuğuna bir daha zor oturur.
Okan da ‘one man show’unun dozunu iyi ayarlayamaz, skeçlerine lezzet katmaz ve konuklarına iki kelime edecek fırsat bırakmazsa, olan bizim cumartesi geceleri ekran karşısında yaşadığımız keyfimize olur...
Aman Okan yol yakınken hepimizin selameti için bir neşter vur bu duruma...
Bitmesine gerçekten üzüldüğüm 4 program
Fırtınalar kopuyor ekranlarda. Hem diziler arasında, hem habercilik sahasında hem de gündüz kuşağında amansız bir rekabet yaşanıyor. Kavga bu kadar keskin olunca, maalesef olan da büyük emekler harcanan onlarca yapıma oluyor. Çünkü hiçbiri hak ettiği sürede ekranda var olma fırsatı bulamıyor. Eriyor, bitiyor, yok oluyor...
Kimisi üçüncü haftayı bile göremeden arşive yollanıyor, kimisi ‘ha bu hafta bittik, ha önümüzdeki hafta final yapacağız’ korkusuyla
ecel terleri dökerek, kırık dökük topal ördek misali ilerlemeye çalışıyor. Kısaca şu sıralar vedalaşma korkusu yüzünden programları sevmeye de korkar olduk...
İşte her alanda yaşadığımız süratli toplumsal değişime kurban giden ve beni de üzen 5 yapım...
Bir Senaryo muhteşem, oyunculuk muhteşem, enerjisi muhteşem...
Ekranlardaki ağalı ve ağlamalı dizilerin yanında yüzümüzü güldüren, bana göre IQ’su yüksek olan yegane yapım Yalan Dünya...
İki Kanal D Haber için bir kazanç ama yıllardır takipçisi olduğumuz CNN Türk için büyük bir kayıp olan 5N1K...
Üç Kim derdi ki koskoca Kıvanç Tatlıtuğ’un dizisi bile reytinglere yenilecek ve yayından kaldırılacak. Ne kadar eleştirsem de Kurt
Seyit ve Şura...
Dört Bitişiyle İbrahim Tatlıses’i bile isyan ettiren, ekranda Yeşilçam rüzgarı estiren Benim Adım Gültepe...
Paylaş