Paylaş
SEZER Aygen, çok ünlü bir mimar, aydın bir işadamı: - Kimse kusura bakmasın, 35 yıllık büromu 1 Nisan itibarıyla kapattım.
Milletin vekilleri olup bitenleri görmek zorunda. İnsanlarımız burnundan soluyor. Her gün yüzlerce işyeri kapanıyor. Binlerce insan işsiz kalıyor.
Ehl-i Dil'in gündemi ekonomik kriz, konuşmacı Mustafa Özyürek idi:
- Sümerbank ve Etibank gibi devlet bankaları önce özelleştirildi. Bu kez içleri hortumlandı ve fona alındı. Yani yeniden devletleştirildi.
- Eski zararları milyon dolardı, hortumlanan paralar 13 milyar doları aştı. Bu da milletin sırtına bindi.
- Batık bankalar fona alındı, 500-700 milyon lira maaşı olan memurlar genel müdür yapıldı. 8-10 milyar maaş verildi. Lojman ve aracı da cabası.
Ekonomiyi düzeltmesi gerekenler konuştukça batırıyorlar. ABD'den Derviş, Ankara'dan Ecevit, ‘‘15 günde 15 yasa’’ olur olmazına girdiler. Borsa dibe vurdu, dolar fırladı. Önemli olan 15 yasayı kimin istediği! İstikrar diye diye istiklalimizden oluyoruz! Yine onlar, kendimize dönmemizi istediler.
Kendimize dönerken, halimizi bir de Kamran İnan'dan dinleyelim:
- Türkiye'de 125 bin makam aracı var. Japonya'da 10, İngiltere'de 12, Almanya'da 15 bin. TBMM'de 120, ABD parlamentosunda tek makam aracı var.
- Türkiye'de 262 bin resmi telefon, 350 bin lojman var. 100 bin yataklı dinlenme tesisleri devlete yük. Dışarda maaş alan insan sayımız 7 bin 500.
- Dışişleri Bakanlığı, bütçeden şikáyet ediyor. Ama 70 tane Mercedes 500 SEL alındı. Hem de, her biri 428 bin Alman markına.
Derviş, bu israf çetelesini öğrenip çarpıklığı giderse, bir yıl kazanır.
* * *
DSP kurultay kararı aldı. Tebrikleri ben kabul ettim. Uyutma örtüsünü kaldırdığım için bir DSP milletvekili kızmış (!) DSP parti olmadan harekette yer alan birine, ‘‘Şiştin mi Solak?’’ diye soruyor... Şaşkın!
Ben şişmedim, piştim. Ya sen? Hane halkı'nın gözüne girdiysen yine de sevinirim. Bil ki, DSP'li olmak için, Aczimendi müridi gibi baş sallamak ve gözyaşı dökmek yetmez. Fethullah'çılarla iç içe olmak da DSP'yi kurtarmaz.
DSP'li Sema Pişkünsüt'ün söylediklerini hiç olmazsa gezetelerden oku.
Rıdvan Budak gibi milletin vekili olmak için çaba göster. Bak ne diyor:
- Bu hükümet başarısızdır ve gitmelidir. En azından başarısız bakanlar değişmelidir. Partiler mutlaka demokratikleşmelidir
Sor şimdi millete, ‘‘Bunlar yanlış mı?’’ diye. Sahi, adın neydi?
* * *
Türkiye korkunç bir girdaba itildi. Millet kan ağlıyor. Umut, Atatürkçü gençlerde. Önceki gün ve dün; Ankara Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi'nde, ‘‘Atatürkçü Düşünce Kulüpleri Federasyonu Anadolu Kurultayı’’ yapıldı.
Sanki, Mustafa Kemal yeniden Samsun'a çıkmıştı. Sanki, Erzurum ve Sıvas Kongreleri yeniden yapılıyor, yeni bir kurtuluş savaşı veriliyordu.
Vural Savaş, Yekta Gangör Özden, Bedri Baykam, Prof. Nusret Aras, Prof. Alpaslan Işıklı, Halil İbrahim Şahin, ben, Ümit Gürtuna, Mustafa Kemal Palaoğlu, Necip Hablemitoğlu ve Nezih Gençler onların yanında olduk.
Salonda ne irtica vardı, ne ihanet, ne bölücülük, ne yolsuzluk...
Kemalizmin yeniden şahlanışıyla, birlik-dirlik coşkusunda tek yürektik! Palaoğlu, 41 üniversiteden gelen gençleri, Sıvas Kongresi'nde Mustafa Kemal ile birlikte mandacılara direnen Tıbbiye öğrencisi Hikmet Bey'e benzetti:
- İstikrar mı? İstiklal mi?
Mustafa Kemal Paşa, 1922'de, ‘‘Hangi istiklal vardır ki, yabancıların nasihatlariyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin?’’ diye haykırmıştı.
Aydınlık ve güzel yoldasınız çocuklar... Yolunuz açık olsun!
Paylaş