Paylaş
DYP Lideri Çiller'in Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili sözleri ortalığı karıştırdı. Toplantıya katılanlara sordum. Ben, 'bakanlık dayatması' gibi bir izlenim almadım. Ama ortalık toz dumandı. Dün sabah Ecevit'i aradım:
‘‘Çok yoğunsunuz, ama kıyamet kopuyor. Bir diretme var mı efendim?’’
‘‘Kıyamet kopacak bir durum yok aslında. Bizim ziyaretimiz sırasında 'Milli Eğitim Bakanlığı konusunda duyarlıyız' dedi. Fakat bizden çıkınca o konuyu fazlaca vurguladı. Akşam, kendisi de fark etmiş ki yazılı açıklama yapıp, 'Biz karışmıyoruz, dayatma değil' demiş. Yani bir sorun yok.’’
Kaygının atamalarla ilgili olup olmadığını sordum:
‘‘Vallahi sormak da istemedim. Bir tartışma açılmış olacaktı. Bakanlar Kurulu'nun teşkili sorumluluğu bizde. Çiller'in tek şartı, DSP dışında bir bakan olmasın.’’
Ecevit, üç bağımsız bakan için uzlaşmayı tercih ediyor:
‘‘Anayasa gereği olan üç bakanlık için onların da görüşünü alacağız. Sayın Mesut Yılmaz'ın önerileri olur, bizim olur. Bu Anayasal bir durum olduğuna göre, düşünce getirmeleri doğal.’’
Meclis'teki bağımsızların çoğu DYP'den ayrılan isimler. Üç bakanlığa milletvekili yerine dışardan bürokrat atayabilir. Bunu sorunca, ‘‘Olabilir, olabilir’’ karşılığını verdi. Liste pazartesi sabahı biter mi? Yanıt:
‘‘Ben takvimi, fiili bayram tatili öncesinde tamamlatmak istiyorum. O da pazara geliyor. Arkadaşlar, TBMM Başkanlık Divanı ile çözüm arıyorlar.’’
Sıra can alıcı konuya geldi: ‘‘Mevcut DSP'li bakanları aynen yerlerinde koruyacak mısınız? Yer değişikliği olur mu? Örneğin MEB veya Dışişleri!’’
BAKANLARDAN MEMNUN Ecevit, yine yumuşak bir üslup kullandı:
‘‘Daha Bakanlar Kurulu listesi üzerinde çalışmadık. Ben bakanlarımızın hepsinden memnunum. Herhalde Bakanlar Kurulu'nda kalırlar. Ama, bazılarının yerini değiştirmek gerekir mi, gerekmez mi? Onu şu sırada bilmiyorum. Bütün icracı bakanlıklar bize geçeceğine göre, değişiklikler de olabilir.’’
Dış konularda sanki Devlet Bakanı Prof. Şükrü Sina Gürel ile daha fazla mesai yapmıştı. Bu gözlemimi Ecevit şöyle yanıtladı:
‘‘Tüm dünyada dışişleri bakanları, bir gün yurtiçinde üç gün dışarıda oluyorlar. Ben, rahmetli Turhan Güneş Dışişleri Bakanı iken de, daha çok Hasan Esat Işık ile çalışırdım. Şimdi, İsmail Cem sürekli dışarıda oluyor. Ben memnunum. Bir sorun yok. Hiçbir bakanımla sorunum olmadı.’’
KADRO KIYIMI DSP Grup Başkanvekili Metin Bostancıoğlu'na uğradım. Odası doluydu:
‘‘25 yıllık arkadaşımsın. Sana yalan söylemem. İnan ki, Tansu Hanım öyle kesin ve katı bir şey söylemedi. 'Biz, demokratikleşme konusunda titiziz. Milli Eğitim'de kadro kıyımından rahatsızız. Bunu anlayışla karşılayın' dedi. Başka tek kelime etmedi. Diretme ve dayatma yapmadı.’’
Hikmet Uluğbay'ın yazgısı! Ne İsa'ya yarandı, ne Musa'ya. Sağcısı da kızdı, solcusu da. Ama o, geçmişten gelen kokuşmuşluğu bakanlıktan silip çağdaşlığı yerleştirme mücadelesi vermişti.
Çiller'in de seçim alanlarında kendi tabanına bazı gerekçeleri olacak. Siyaset, zaman ve zemini yakalama sanatı değil mi?
Bostancıoğlu'na, ‘‘Şimdi ne olur?’’ diye sordum. Adeta coştu:
‘‘Olan şu; Ecevit, hükümeti kuruyor. Bence başlık şöyle olmalı: 'Gelecek Ecevit iktidarının arifesi.' Kurulan bu hükümet, gelecek beş yıllık Ecevit iktidarının arifesidir. Neyle? Güvenle, kadrolarıyla; bakanlarımız bugüne kadar hiç hata yapmadı. Partizanlık ve yolsuzluk yakınlarından geçmedi. Yeni bakanlar da hata yapmayacak. Ve devlete dürüst siyaseti taşıyacağız.’’
Kapıya yürürken, ‘‘Arife nedir?’’ diye sordu. Kendi yanıtladı:
‘‘Arife, bayramı getirir!’’
Coşkusunu kutladım:
‘‘Hayırlı başarılar!’’
Paylaş