Paylaş
CHP neden kurultay topluyor? Derlenip toparlanmak için, değil mi? Ama, tersi yaşanıyor. Baykal bile, ‘kopmalar olacağından’ söz ediyor.
Yüzde 8'lik CHP'de tasfiye edilecek ne kadar da çok yetişkin varmış!
CHP gönüllüleri, ‘‘Baykal'ın adaylığı doğru mu?’’ diye soruyor. Yalan yapacak halimiz yok! Doğru, deyince aynı tepki geliyor: ‘Olmaz böyle şey!’
Olur, olur... Hem de neler oluyor, neler oluyor!
Hafta başında Kırklareli'ne gittim. Karşılaştığım CHP'liler, endişeyle gelişmeleri soruyordu. Baykal'ın adaylığı için imza toplandığını anlatınca çok kızdılar. Onlar, yeni ve genç bir kadro istiyorlar:
‘‘Ricky Martin görüntüsü bizi utandırdı, tabana yabancılaştırdı.’’
Onlar, koza örer gibi çalışacak üretken bir PM arıyorlar. Genel başkanlık için iyi konuşan değil, iyi çalışan genç biri yeterli:
‘‘Hurşit Güneş nasıl biri? Partiyi çekip çevirebilir mi?’’
Ürgüp Belediye Başkanı Bekir Ödemiş de, ‘‘Biz gençlerin öne çıkmasını istiyoruz abi, Hurşit Güneş diyoruz’’ diyor.
Hurşit Güneş'in sloganı kısa: ‘‘Genç Türkiye, genç CHP'yi kucaklıyor.’’
Mesajı da etkili: ‘‘Adaylığını koyanlar, rahmetli babamın arkadaşları. Ben 42 yaşındayım ve Ecevit'in başbakan olduğu yaştayım.’’
Atatürk'ün makamı için Atatürk'ü örnek göstermiyor. Altınoluk'tan Remzi Erkürem, ‘‘Bu Deniz, çılgın mı?’’ diye soruyor ve ekliyor:
‘‘Ne ayıp! Bu partiyi yok edecek. Bence, Hurşit Güneş seçilmeli.’’
Hayrettin Uysal önce telefon ediyor, sonra faks çekiyor:
‘‘Delegelerin, üreten, halka güven veren, kavga etmeyen, Atatürk'ü ve ilkelerini anlayanları öne çıkarması, dar kadroculuğu yadsıması gerekir.’’
Batıkent'ten Malik Şat, ‘‘Doğruyu çıkar hesabı yapmayanlar ortaya koyar ve savunabilir’’ diyor. SODEP kurucu Genel Başkanı Cezmi Kartay, 10 yıldır uygulanan ilkesiz politikalarla CHP'nin Meclis dışı kaldığını vurguluyor:
‘‘Kurultay delegeleri, şimdi görev sizindir.’’
CHP sevdalısı Avni Gürsoy, iyi niyetini yolluyor:
‘‘Biz kırmadan, dökmeden CHP'nin altıoklu bayrağını burca dikeceğiz.’’
Hasan Belovacıklı, aktif politikaya neden girmediğini açıklıyor:
‘‘Neden? Çünkü oradaki oportünist insanlara güvenmiyorum.’’
Hilmi Ziya Postacı, ‘‘Türkiye seçimde üçe bölündü, kimse bunun farkında değil, bunu görüp okuyamıyorlar’’ diyerek kaygılı saygılarını yolluyor.
Hurşit Güneş iyi hız aldı. Mehmet Kabasakal bir genç değer. Hollanda'dan Cezmi Dığaner neden göreve çağrılmaz? Abi olarak Altan Öymen bir fırsat. Murat Karayalçın da aday. Tarhan Erdem bir beyin. Ertuğrul Günay yetişmiş bir siyaset uzmanı. Ama önlerinde aynı engel: Deniz Baykal!
Vay canına! Böylesi ne görüldü, ne tahmin edildi.
Almanya'dan Fikret Güloğlu, ‘‘CHP, kayıtsız ve şartsız Ecevit'e, gerçek sahibine teslim edilmelidir’’ derken haksız mı? Eski Oleyis'in avukatı ve kadim dostum Ekrem Talu, ‘‘Bu aşamada CHP ile uğraşmak yerine Ecevit'e destek vermek gerekir’’ diye önerirken yanlış mı?
Celal Doğan ve Sefa Sirmen gibi çok sayıda CHP'li, ‘‘Deniz Bey gelirse, partiden istifa ederiz’’ diye tepki koyuyorlar. Amma. Ve lakin...
Deniz Baykal, her şeye rağmen adaylığını koyuyor.
NOT: 85 yaşındaki anneciğimin gözünü ameliyat edip dünyasını yeniden aydınlatan Kırklareli SSK Hastanesi Göz Hekimi Ender Konya'ya, pırıl pırıl hastanede her ihtimamı sağlayan Başhekim Dr. Muhittin Keleş, Hastane Müdürü Suat Bayraktaroğlu ile tüm hemşire ve sağlık personeline yürekten teşekkür ediyorum. Ayşenge sevinci, onların da yüreklerini aydınlatsın. (İ.S.)
Paylaş