Bayram telefonları...

İsmet SOLAK
Haberin Devamı

Bayramı zehir eden telefon sorunu için, ‘kilitlenme oldu’ demek yetmez. Telefonlar üç gün de felçti. Sorumlu kim veya kimlerse, böyle bir çağda o kurumda duramaz, durmamalı. İstifa etmiyorsa, ettirilmeli!

Bayramı Kırklareli'nde geçirdim. Annem 85, babam 84 yaşında; gözleri her bayram yolda... İlk gün ellerini öpüp hayır dualarını almak, huzur veriyor.

Saat 11.00'de telefon başına çöktüm. Ara ki bulasın! Çevir allah çevir. Ne Ankara düşüyor, ne İstanbul. Bazen, bant kaydı devreye giriyor:

‘‘Sayın abonemiz, aradığınız yöne doğru bütün hatlarımız doludur. Lütfen bir süre sonra yeniden deneyiniz.’’

* * *

Birden foto muhabiri Berat Yurdakul'u hatırladım. Sakinleştim. Berat, bir gün acele telefonu çevirir, düşüremez. Bir daha çevirir. Karşıdan bir bayan sesi gelir: ‘‘Sayın abonemiz, şu an hatlarımız doludur, lütfen...’’

Berat sonuna kadar dinleyip, ‘‘Sağol bacım, Allah razı olsun! İşimiz aceleydi, ama n'apalım!’’ der. Bu yanıt dilimin ucuna geldi, güldüm.

Evden telaşla Telekom'a gittim... Uzun kuyruklar, çaresiz insanlar. PTT dönemi daha iyi idi. Görevli memur, ‘‘Bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok, tek çareniz İstanbul'a gitmek’’ demez mi? Tansiyonum çıktı... Tam o sırada bir yazıya takıldım: ‘‘Lütfen gülümseyiniz. Gülümseyince işinizin kolayca çözüme ulaştığını göreceksiniz!’’

Gülümsedim, işe yaramadı. Cepten Nevşehir ve Konya'ya ulaştım, Ankara'ya ulaşamadım. Yazımı yazamadım. Bayram sevincime telefon sıkıldı.

* * *

Türk-İş Başkanı Bayram Meral'in bir sözünü hatırladım. Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'in istifasından sonra, CHP önseçim kararı almıştı. Taşdelen, şaşırmış ve üzülmüştü. Meral teselli etti:

‘‘Üzme canını, koyunun etlisini dağa salarlar!’’

Neden dağa salındığını, yine Meral açıkladı:

‘‘Kurt yesin diye!’’

Kırklareli Belediye Başkanı Kadir Gökçe de, bu dönem milletvekili adayı olacaktı. Bana da açmıştı. İddialı ve liste başı için şanslıydı. CHP lideri Baykal, ‘‘Sen bize orada lazımsın’’ deyince Ankara'dan Kırklareli'ne bu mesajı iletip, ‘‘Genel Başkanım, beni önseçimsiz belediye başkanı adayı yapıyor’’ demiş. Dönüşte üçüncü kez aday olacağını açıklamış. Tam, ‘‘Benim yapacak bazı işlerim daha var’’ dediği an il yöneticileri, genel merkezden gelen son kararı getirmişler: ‘‘Kırklareli'nde önseçim yapılmasına...’’

* * *

Akşam, meşhur köfteciye girerken cep telefonum çaldı. Arayan Prof. Temel Yılmaz'dı. Brüksel'den arıyordu. Bu kez çok güldüm. Keyifle sohbet ettik:

‘‘Fatih Belediye Başkanı Sadettin Tantan, istifa etmeden bir gün önce Davutpaşa Medresesi'nin Türkiye Diyabet ve Eğitim Vakfı'na devrini yaptı. 500 yıl sonra bu büyük medrese, ‘Yaşama Dönüş Yolu' oluyor. Diyabet Eğitim Merkezi üç değişik kültürün mimari damgasıyla hayata geçiyor.’’

Bir güzel haber daha verdi. Alfa Air, Brüksel’de bir konser düzenliyor. Geliri tümüyle bizim vakfa verilecekmiş. Alfa Air yetkilileri Ercan İlbay ve Turgay Çeliköz şeker çocuklar için bir sürpriz daha hazırlıyorlar. Bizim 15 şeker çocuğumuzu, bir grup medya mensubuyla Kurban Bayramı'nda Brüksel'e ve oradan Fransa'ya götüreceklermiş.

Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de, Anadolu yakasında tarihi bir köşkü bizim vakfa bağışlamıştı. Vakfımızın sosyal komitesinin en faal üyesi Canan Talu Hanımefendi bir müjde daha vermiş. Lionslar bu merkezimize, 120 bin dolar değerinde bir göz cihazı armağan etmişler.

Elimde telefon, bu güzel haberlerle coşuyorum. Kollarımı açsam uçacağım. Şeker çocuklar sanki cıvıl cıvıl kuşlar gibi yanıma koşuşuyor! Kış günü tüm ağaçlar yeşeriyor. Gözlerime sevinç damlaları doluyor.

Mutluyum mutlu! Asıl bayram, işte bu...



Yazarın Tüm Yazıları