Rakamların soğuk diliyle seçim...

BU pazar hepimiz gideceğiz oylarımızı vereceğiz. Sadece 5 ay önce yine oy vermiştik.

Haberin Devamı

7 Haziran’da yurtiçinde 45 milyon 121 bin 773 geçerli oy kullanıldı. Seçime katılım yine sadece yurtiçi seçmenler hesaplandığında yüzde 86.43 olarak gerçekleşti.

7 Haziran’da ortaya çıkan şu tabloya bir bakın:

 
Rakamların soğuk diliyle seçim...


Hemen hatırlatayım, bu, partilerimizin yurtiçinde kayıtlı seçmenlerden aldıkları oylar. Ben katılımın bir miktar düşmesini bekliyorum ama sırf hesaplamada ve kıyaslamada kolaylık olsun diye katılımın aynı kalacağını varsayalım ve bazı farazi hesaplar yapalım. Günlerdir, hatta haftalardır havada oranlar uçuşuyor. Herkes hangi partinin seçimden yüzde kaç oyla çıkacağına dair tahminlerini söylüyor. Çok sayıda anket sonucu da var elimizde; havada uçuşan bu oranlara kaynaklık eden.
Bense her gördüğüm araştırmayı dönüyorum oy sayısına tercüme ediyorum ve çıkan rakamın aklıma yatıp yatmadığını kontrol ediyorum.
Seçim anketi yayınlamak yasak; o yüzden şimdi okuyacaklarınızı tamamen farazi rakamlardan hareketle yazıyorum. Söz gelimi, AK Parti’nin 7 Haziran’a göre oylarını arttıracağını söyleyen anketler var. Diyelim ki bu partinin yüzde 42 alacağından söz ediliyor. O zaman AK Parti’nin (seçime katılımın aynı olacağı varsayımıyla) 7 Haziran’a göre fazladan 600 bin oy alıp kendini 19 milyon oy sınırına yükseltmesi gerek. Tersine bakalım; AK Parti’nin yüzde 39’a düştüğüne yani... O zaman da bu partinin 750 bin oy kaybetmesi ve 17 milyon 600 bin oy sınırına düşmesi gerek.
Gelelim CHP’ye... 7 Haziran’da yurtiçinde yüzde 25.13 oy almıştı bu parti ve araştırmaların neredeyse tamamında oyları yükselişte gözüküyor. Yükseliyor ama ne kadar? CHP’nin yüzde 27 alabilmesi için 7 Haziran’dan 850 bin fazla oy alması gerekiyor. Bazılarına göre CHP yüzde 30’a yaslanmış durumda. Yüzde 29 için bu partinin 7 Haziran’a göre fazladan 1 milyon 750 bin oy daha bulması lazım.
Ya MHP? Bu partinin oylarının düştüğünü söylemekte ağız birliği ediyor bütün anket şirketleri. Peki ama nereye düştü? 7 Haziran’da yurtiçi oylarda yüzde 16.45 almıştı MHP, bugün yüzde 15 alsa, 650 bin oy kaybetmesi gerekir. Yüzde 14 alsa bu kaybın 1 milyon 100 bini bulması gerekecek.
Ve son olarak HDP... Bu parti yurtiçinde yüzde 12.96 oy almıştı. Şimdi yüzde 14’lerden söz eden araştırmalar var. HDP’nin yüzde 14 alabilmesi için 470 bin ilave oya ihtiyacı olacak. HDP’nin yüzde 11’e düştüğü senaryoda ise 900 bine yakın oy kaybetmesi lazım.
Sadece 5 ay önce yaptığımız seçimin rakamları ortada; bakıp hangi partinin yüzde kaç alacağına dair tahmini siz de yapabilirsiniz.
Bakın bakalım hangi seviyelerde oy kaybı veya kazancı size daha gerçekçi gözüküyor.

 

Haberin Devamı

AK Parti, ‘Yargı kararı’ deyip sıyrılamaz

 

Haberin Devamı

KOZA Holding’e yönelik suçlama belli: Yurtiçinde kazandığı paraları muhasebe oyunlarıyla yurtdışındaki ‘terör örgütü’ne aktarmak.
O örgüt terör örgütü müdür, tamamen ayrı bir tartışmanın konusu, şimdilik oraya girmeyelim.
Bu suçlama çerçevesinde holdinge kayyum atıyor mahkeme ama atanan kayyumların ilk işi holdingin medya kuruluşlarına girmek ve orada yönetimi değiştirmek oluyor.
Bu manzaraya bakınca işin içinden ‘Ama bu bir yargı kararı’ deyip çıkmak mümkün değil. O medya kuruluşlarına AK Parti karşıtı yayın yaptıkları için müdahale edildi; başka bir sebeple değil. Çünkü bu gazete ve televizyonların ‘teröre destek verdiği’ iddia edilmiş değil, böyle bir soruşturma bile yok. Ve görevinden yaka paça alınan medya yöneticilerinin yerine kayyumun atadığı isimler de hep AK Parti çevresinden isimler. Herhalde tesadüf değil.
Demek herhangi bir partinin 10 yıl iktidarda kalması başta yargı olmak üzere kritik bütün kurumların partizanlaşmasına yetiyor ülkemizde.
Bir kalemde 55-60 yıl önceye geri gitmek, 50’lerin ikinci yarısının tartışmalarını yeniden yapmak Cumhuriyetimizin 92. yılında hiç de iyi hissettirmiyor insanı.

 

Haberin Devamı


Tarık’ın gözyaşları...

 


BUGÜN Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros, kayyum eliyle yaka paça işyerinden dışarı atılırken ağlıyordu. Ankara’dan beri tanıdığım, mesleğini iyi yapmaya çalışan gazetecilerden biri Tarık. Onunla birlikte ben de ağladım. Bu kâbus, bu bitmek bilmeyen ‘olağanüstü dönem’ nasıl olsa sona erecek. Enseyi karartma Tarık...

Yazarın Tüm Yazıları