Paylaş
Bilim insanları, vakti zamanında Uzay Yolu gibi bilim-kurgu dizilerinde veya romanlarında, öykülerinde hayal edilen pek çok şeyi gerçek kıldılar. Şimdi sıra Mr. Spock’un numarasında anlaşılan.
Amerika’daki Duke Üniversitesi’nden Miguel Nicolelis beyinle ilgili alanlarda hayallerinin peşinden koşan iddialı bir bilimci. Projeleri hep beyinden beyine bilgi nakli, beyne sahip olmadığı özellikleri kazandırmak veya canlıya sahip olmadığı özellikleri kazandırmak gibi sınırlarda dolaşan konular.
Mesela daha önce farelere sahip olmadıkları bir yeteneği, kızıl ötesi görmeyi verdi. Bunu, farenin sırtına bağladığı bir kızılötesi kamera ve kameradan çıkan elektrodu farenin beyninin bazı bölgelerine birleştirerek yaptı.
Nicolelis’in bir başka çalışmasında maymunlara zahiri bir dokunma duygusu verildi.
Bu başarılı çalışmaların ardından şimdi Nicolelis gözünü şu iddialı projeye dikmiş durumda:
Önümüzdeki yıl Brezilya’da yapılacak olan Dünya Kupası’nın açılış seremonisinde tamamen felçli bir insanı kendi imalatı olan bir robotik aletin üzerinde yürütecek ve hatta onun topa vurmasını sağlayacak. Felçli insan bütün bunları sadece düşünerek yapacak. Yani düşünerek robota kumanda edecek.
Nicolelis bu etkileyici projesinin üzerinde son 3 yıldır çalışıyor. Ama bu arada boş da durmuyor.
Son yaptığı işin haberini The Wired dergisinde okuduğumda bir süre kendime gelemedim.
Anlatmaya çalışayım. Biri Kuzey Amerika’da, Duke Üniversitesi’nin kampusündeki labaratuvarda, diğeri taa Brezilya’da bir başka labaratuvarda iki fare düşünün.
Farelerin beyinlerinde iki ayrı bölgeye elektrodlar bağlı.
Bu elektrodlar birer bilgisayara giriyor. Bilgisayarlar da biliyorsunuz internet aracılığıyla birbirine bağlı.
Ve Amerika’daki farenin beynindeki düşünceler, daha doğrusu bilgiler Brezilya’daki fareye gidiyor. Hatta o kadar ki, Amerika’daki fare, Brezilya’daki fareye onun bilmediği bir şeyi ‘öğretiyor.’
Bir an için bu uygulamanın insanlarda da olabildiğini, işlediğini hayal edin...
Deprem olmuş, enkazın altındasınız. Siz sağlamsınız ama etrafınızdakilerin acil tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. Beyninize elektrodu takıyorsunuz veya zaten hazır olan ‘interface’e kabloyu geçirip uzaktaki bir doktora ‘bağlanıyor’sunuz. Ve o doktor sayesinde etrafınızda ihtiyacı olanlara tıbbi yardımı yapıyorsunuz.
Bir anda aklıma böyle yüzlerce hayali durum senaryosu geldi. Beyinden beyine bilgi ve hatta yetenek nakli, inanılmaz imkanları beraberinde getiriyor.
Düşünsenize, kız arkadaşınızı etkilemek için ünlü çellist Efe Baltacıgil’den rica ediyorsunuz, o da sizi kırmıyor ve onun beynine bağlanıp onun gibi çello çalıyorsunuz!
Fare deneyi nasıl yapıldı?
ÇOĞUNUZ merak ettiniz eminim, bu Nicolelis Amerika’daki farenin bir şeyi bildiğini ama Brezilya’dakinin bilmediğini nasıl ayırt etti, diye.
Şöyle:
Önce Amerika’da bir grup fareye bir kapıyla karşılaştıklarında burunlarına dokunmaları öğretilmiş. Sık sık da kapının boyutları değiştirilmiş ve fareler burunlarına dokunmadıkça kapı açılmamış.
Ama Brezilya’dakilere bu öğretilmemiş. Sonra fareler arası beyin bağlantısı yapılmış, Amerika’daki fare Brezilya’dakine önündeki kapıyı açması için burnuna dokunması gerektiğini ‘öğretmiş.’
İşte bu kadar!
Paylaş