Paylaş
Yıllardan beri yazılarımı okuyanlar bilir, ısrarla aynı vurguyu yapıyorum. Tarım ve gıda sektörü için hep Hollanda örneği veriliyor ya, sizi tutan yok ama tekerleği yeniden keşfetmenin alemi de yok! Tarım, sanayi ve teknoloji ile buluşacak. Katma değer ve zenginlik burada, çiftçi refahı burada. İşte güzel bir örnek daha... Bintepeler Tarım Ürünleri İmalat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. yetkilisi Metin Altmışkara ile zeytinyağı sektöründe yeni bir markalaşma girişimi olan ‘Görece’yi konuştuk.
Görece’nin anlamı
Metin Altmışkara, “Ben aslen avukatım, kayınbiraderim Ahmet Kiriş ise iktisatçı. El ele verdik ve 2007 yılında Manisa’nın Saruhanlı ilçesinin Büyükbelen beldesinde tamamı özkaynaklarla finanse edilen kontinü sistem zeytinyağı işletmemizi kurduk. Yaklaşık 2 milyon liraya mal ettiğimiz tesisin bölge için örnek bir işletme olduğunu düşünüyoruz. Önceleri sadece zeytinyağı sıkım tesisi olarak faaliyete geçen fabrikamızda 2012 yılında şişeleme ve paketleme birimlerini de devreye soktuk. Böylece fabrikamızda üretilen zeytinyağları artık şişe ve tenekelere doldurulmak suretiyle bölgede üretilen yağların daha iyi değerlendirilmesi mümkün hale gelmiştir. Ayrıca 2011 yılından itibaren zeytin eleme makinasını da fabrikamıza dahil ettik. Toplanan yağlarımız sezon sonunda cam, pet ve teneke şişelerde paketlenme ve marketlere satılıyor. Sonuç olarak firmamız ürünlerini ‘Görece’ markası ile şişelemekte, paketlemekte ve satışa sunmaktadır. Niye bu ismi aldık diye soranlar oluyor, ben Menderes ilçesi Görece kökenliyim, çok güz
el bir raslantı ortağım ve kayınbiraderim Ahmet Kiriş de Saruhanlı’nın Görece köyünden... Aslında kelime anlamı da ‘gör güzeli’ demek” diyor.
Zeytinde de varız
Altmışkara, “Gelecek yıl üçüncü tesis olarak Salamura Zeytin Fabrikası kurmak ve sektöre zeytinde de markamızla hizmet vermeyi planlıyoruz. İki yıl sonra ise bir prina işletmesi kurarak, yörede faaliyet gösteren 20’e yakın zeytinyağı fabrikasının prina artıklarını değerlendirmeyi hedefliyoruz. Şu anda çeşit olarak sadece natürel sızma zeytinyağı üretiyor ve 12 çeşit ürün skalasını satışa sunuyoruz. Halihazırda riviera yağ üretimini düşünmüyoruz. Bizim yağımızın en önemli özelliği belli bir yöreye (Bintepeler bölgesi) özgü olması ve karışık konvansiyonel yağ olmaması... Çünkü yalnızca fabrikamızda sıkılan zeytinlerden elde edilen yağlar şişelenmekte ve paketlenmekte” diye konuşuyor.
Hedef dünya pazarı
Metin şu değerlendirmeyi yapıyor: “Şahsen zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelecek vaad ettiğine inanıyorum. Birkaç yıla kadar hem zeytin hem zeytinyağında dünya liderlerinden biri olacağız. Ancak çok temel sorunlarımız var. Bunlar nasıl çözülecek bilmiyorum. Zeytinyağı fiyatları yıllardır neredeyse aynı, ama maliyetler ciddi ölçüde artıyor. Ayrıca tağşiş sorununun tam olarak çözülemediğini düşünüyorum. Burada gerek üretici gerekse tüketicinin gerçekten mağduriyeti söz konusu. Bir diğeri ise hâlâ beyaz tenekeler ve kullanılmış pet şişelerde yağ satılabiliyor. Bu mutlaka önlenmeli. Dikkatimi çeken bir başka husus da şu; sektörde çok tuhaf bir sürtüşme var. Bunu rekabet olarak göremeyiz. Adeta düşmanlık havası içindeyiz. Sektör temsilcileri bu gidişe dur demeli. Rekabet başka şey, düşmanlık başka! Biz neyi paylaşamıyoruz? Üretim bugünkü rakamları katlayınca o zaman ne yapacağız? Bu sürdürülebilir bir durum değil. Biz kendi açımızdan kaliteyi hep yüksekte tutmaya çalışarak projelerimize devam ediyoruz. Nihai hedefimiz önümüzdeki 5 yıl içerisinde yurtta ve dünyanın birçok ülkesinde tanınır, bilinir bir zeytin ve zeytinyağı markası olmaktır.”
Paylaş