Paylaş
Yarattığı büyük ekonomik katma değer dolayısıyla ‘beyaz altın’ olarak bilinen pamukta artık bir yol ayrımına gelindi. Bu açıdan 2013 belki bir kader yılı olacak. Yani çiftçi pamuk üretimine ya tamam ya devam diyecek. Peki neden böyle oldu? Bu noktaya nasıl
gelindi? Sektör temsilcileri neler söylüyor?
Bu iş bitiyor
Söke Ticaret Borsası Başkanı Bertan Balçık
“Pamuk üretim alanları 2002-2012 döneminde 7,2 milyon dekardan 4 milyon dekara geriledi. Üretim alanı 2012 yılında, geçen yıla göre yüzde 35 azaldı. Oysa dünyada sınırlı sayıda ülkenin ekolojisi pamuk tarımına elverişli. Türkiye, dünyada pamuk üretimini gerçekleştiren az sayıdaki ülkelerden biri. Ancak sektör çok önemli sıkıntılarla karşı karşıya. Üretici pamuk üretiminden vazgeçiyor, bu iş bitiyor. Üretim alanları gerilemeye devam edecek ve pamuk üretiminin düşmesi kaçınılmaz olacak, bu da mevcut pamuk
ithalatımızın daha da artmasıyla sonuçlanacak. Hem dış açıkla mücadele edeceksiniz hem de pamuk ithalatına milyarlarca dolar ödeyeceksiniz. Bütün bunlar ekonomik akılla bağdaşmıyor. Mantık dışı bir politika izleniyor. Hükümeti göreve çağırıyoruz. Son sözümüz
bu” diyor.
Prim 1 TL olmalı
Söke Ziraat Odası Başkanı Kemal Kocabaş
ise “Pamukta bu ithalat ve ihracat dengesizliğini, ülkemizin uğradığı zararı rakamla ifade etmek istiyorum. 2011 yılında ithal edilen pamuk miktarı 442 810 ton iken aynı yıl içinde pamuk ihracatımız 18 768 ton oldu. Daha doğrusu Türkiye’nin lif pamuk ihracatının parasal değeri 32,5 milyon dolar iken ithalata ödediği para 1 milyar 365 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu anormal durumu düzeltmenin tek yolu pamuk ekimini desteklemek ve ihtiyacımız olan pamuğu çiftçimizin üretmesini sağlamaktır. Destekleme primi 1 TL olursa, işte o zaman çiftçi yeniden beyaz altına döner ve milyarlarca doları başka ülkelerin çiftçisine ödemekten kurtuluruz. Bakın İsmail Bey, TÜİK rakamlarına göre, 2012 yılında on iki aylık ortalama üretici fiyatları artışı yüzde 7,85… Ama aynı dönemde pamuk fiyatları geçtiğimiz yıla göre yüzde 12 geriden geliyor. Bu olacak iş mi? Çiftçimiz içi kan ağlayarak çok sevdiği beyaz altından yani pamuk üretiminden vazgeçip alternatif ürünlere yönelirken pamuğa dayalı sektörde iş yapan çırçırcı, iplikçi, hazır giyimcinin işleri tıkırında gidiyor. Bu durum kabul edilemez. Çiftçimizden zarar ettiğini bile bile pamuk ekmesini bekleyemezsiniz. Sektörün bütün yükünü biz çekiyoruz. Daha fazla devam etmesi mümkün değil. İp kopmak üzere” diye konuşuyor.
Tekstil zarar görür
İzmir Ticaret Borsası(İTB) Simsarı Mustafa Reis
“Pamuk stratejik ürün. Bu böyle bilinmeli. Ürettiğinin çok büyük bölümünü ihraç eden ABD’nin çiftçisine verdiği oranda bizde de destek verilse yani üretim giderleri eşitlense pamuk hemen canlanır. ABD’yi bir yana koyalım, Güneydoğu Bölgemiz ile Ege Bölgesi arasındaki mazot fiyat farkı bile yöremizdeki çiftçinin maliyetini bir hayli düşürür. Dünya fiyatlarıyla rekabet edebilmemiz için tükettiğimizin en azından 4’te 3’ünü üretebilmemiz, devletin de tekstilciyi kendi pamuğumuzu kullanma konusunda teşvik etmesi gerekiyor. Bu yüzden destekleme primi mutlaka çiftçiyi tatmin etmeli. Eğer ciddi önlemler alınmaz ve pamuk üretimi durursa sadece ithal pamuğa bağlı kalacağımızdan tekstilde büyük tasfiye olur. Kısacası çiftçiyi pamuk ekmeye teşvik etmekten başka çare yok. Ancak mevcut 46 kuruşluk prim miktarı ile bu mümkün değil” ifadesinde bulunuyor.
Durum ciddi
İTB Meclis Üyesi Nuri Uz
şu değerlendirmeyi yapıyor: “Türkiye tekstilde modern teknolojiye sahip alt yapısı, bilgi birikimi, eğitimli ve deneyimli iş gücüne sahip olması dolayısıyla küresel açıdan iddialı bir konumda. Ne var ki özellikle son yıllarda öneminin daha çok fark edildiği tekstil sektörünün ana girdisi olan pamuk ile ilgili sorunlar maalesef her geçen yıl artarak devam ediyor. Sonuçta pamuk ekim alanları sürekli azalıyor. Burada üreticiye verilen primin yetersiz olması ve girdi maliyetlerinin yüksekliği en önemli sebepler olarak ortada duruyor. Bu sorunların tümü pamuk üretimimizi olumsuz etkilemekte. Üreticilerden başlayan ve çırçır işletmeleri ile iplik fabrikalarından konfeksiyon firmalarına kadar uzanan sektörün içindeki zincirin tüm halkaları sorunlara sahip çıkmalı; Ziraat Odaları, Borsalar ve Üniversiteler ve Ulusal Pamuk Konseyi gibi kuruluşların da dahil olduğu bir çalışma grubu ile önlemler ve öneriler paketi hazırlanarak hızla yürürlüğe konulmalı diye düşünüyorum.”
Paylaş