İsmail Uğural

Zeytinyağında yeni strateji

20 Haziran 2014

Ege Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin (EZZİB) yeni yönetim kurulu başkanı Gürkan Renklidağ ile önümüzdeki dönemi konuştuk. Yeni dönemin stratejisi uzlaşma ve ortak hareket üzerine kurulacak.

Proje ve uzlaşma

Renklidağ, “Geçmişin bütün olumsuzluklarını silerek, sektörün gelişmesini sağlayacak adımları atacağız. Sektörün tüm bileşenleriyle barış içinde bir arada olacağız. Ülkemizde ve dünyada zeytin ve zeytinyağını bugün olduğu yerden daha iyi noktalara taşımak istiyoruz. Sektörümüzün birikmiş sorunlarını sektörün tüm bileşenleriyle uzlaşarak çözmeyi hedef aldık. Bundan sonra kavga yerine proje ve uzlaşma hakim olacak. Oluşturduğumuz etkin alt çalışma gruplarıyla hareket ederek ihracatın önünü açacak ve sorunları giderecek adımlar atarken, Lisanslı Depoculuk için de çalışma başlatıyoruz. Amacımız Türk sofralık zeytinini ve zeytinyağını dünya markası yapmaktır’’ diyor.

Ortak hareket

Bu anlayış çerçevesinde ilk ziyaretlerini Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği’ne yaptıklarını söyleyen Renklidağ, “Haziran ayından itibaren zeytin üreticilerinin sıkıntılarını yerinde görmek ve üretim yapılan bölgeleri tanımak için toplantılarımızı zeytin üretim bölgelerinde düzenleme kararı aldık. Üreticinin, tüccarın, sanayicilerin ve ihracatçı firmaların bir araya geleceği toplantıların ilkini bildiğiniz gibi Ayvalık’ta gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Bu toplantının benzerlerini sektörümüzde önemli yeri olan Akhisar, Gaziantep, Aydın, Bursa gibi yerlerde de yapmayı planlıyoruz. Sektörümüzün tüm bileşenlerinin bir arada olması büyük önem taşıyor. Yeni stratejimizin sektörel işbirliğine dayanması gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü ancak üretici, tüccar, sanayici ve ihracatçının ortak hareket etmesiyle sorunlarımızı çözmek mümkün olabilir” diye konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

ARİSÜD sektöre hareket getirecek

13 Haziran 2014

Süt sektörü kabına sığamıyor. Yıllık üretim 20 milyon tona doğru ilerliyor. Türk halkı yeteri kadar süt içmediğine göre “Bu kadar sütü ne yapacağız?” endişesini daha önce bu köşede okumuştunuz. Allahtan süt içmiyoruz, ama mamul tüketiyoruz demiştim. Gerçekten de peynir, ayran, yoğurt, yağ ve sütlü tatlılar bizi kurtarıyor. Yoksa sektörün hali harap. Şimdi ise çok yeni bir gelişme var. Türkiye’nin en çok süt üretilen ili İzmir’de “Ari ve Onaylı Süt Üreticileri Derneği (ARİSÜD)” kuruldu.

Ortak çalışma
Geçici Başkan Melih Kırkpınar, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde yapılan toplantıda Derneğin 16 Mayıs 2014 tarihinde resmen faaliyetine başladığını açıkladı. Şimdilik 50 üye olduklarını, ancak kısa zamanda 100 işletmeye ulaşmayı planladıklarını ifade eden Kırkpınar, sözlerini şöyle sürdürdü: “ARİSÜD İzmir’de kuruldu, ancak Ege ile birlikte bütün Türkiye’yi hedef alıyoruz. Hepimizin yaşadığı sorunların en başında süt satış koşulları ve fiyatlandırılması bulunmasına rağmen, maliyetlerin yüksek olması sektörde ayakta kalmamızı her geçen gün zorlaştırıyor. Derneğimizin gücü ile sektörümüzde alınan kararlarda söz sahibi olmak ve yem alımlarında birlikte hareket ederek fiyat indirimleri sağlamak istiyoruz. Damızlık alım satımı, personel eğitimi, yapılan sözleşmelerin incelenmesi, TARSİM sigorta işlemlerinde avantaj temini, ilgili yönetmeliklerin uygulanmasında ve kayıt sisteminde yeni sistemler uygulanmasını talep etmekteyiz. Son olarak Derneğimizin kurulmasında bizleri her konuda destekleyen İl Müdürü Ahmet Güldal ve diğer yetkililere şükranlarımızı sunuyorum.”

Onaylı çiftlik
EgeVet Genel Müdürü ve hayvancılık sektörünün akil adamlarından Veteriner Hekim Tahir Yavuz ise, “Bir sütçü sığır işletmesi sadece süt satarak kazanç elde edemez. Düve, inek, boğa istasyonlarına damızlık boğa ve hatta embriyo satabilmelidir. Bunları yapabilmesi için de ari veya onaylı çiftlik belgesine sahip olmalıdır. Dolayısıyla böyle işletmelere ‘damızlıkçı işletme’ sertifikası verilmelidir” diye konuştu.

Yazının Devamını Oku

TARİŞ’ten Kooperatifçilik Strateji Belgesi

6 Haziran 2014

Kooperatifçiliğin stratejik önemi tartışılmaz. Peki neden özellikle kırsal kalkınmada, tarım ve gıda sektöründe kooperatifçilik bir türlü etkin hale gelemiyor. Kamuoyunda bilinenin aksine sayıca çok fazla olmasına rağmen başarılı örneklerin çok az olduğu bu işbirliği - güçbirliği hareketinin güç kazanması konusunda Tariş Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Başkanı Cahit Çetin ile görüştük.

Üreticiyi koruyoruzÇetin, “Kooperatifleşme, üreticiyi korurken, ulusal sermayenin güçsüz kalıp, erimesini önleyen ve küresel kriz dönemlerinde de ekonomiyi domino etkilerinden koruyan bir örgütlenme modeli. Avrupa Birliği’nin tarımsal ve gıda alanındaki üretim ve pazarlamasında yüzde 50 ve üzerinde pay sahibi olan kooperatifçilik, Türkiye’de hala zor zamanlar yaşıyor. Bazı kooperatifler kapanmakta, etkin stratejiler geliştiremeyen kooperatifler de küçülüp, gücünü yitirme riski yaşamakta” diyor.

Yeni politikalarÇetin, “Ege Bölgesi’nde 32 kooperatifte 28 bin ortağa sahip olan TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği olarak, Türkiye’de kooperatifçiliğin gelişerek, AB düzeyine ulaşabilmesi için Strateji Belgesi 2014-2018’i yayınladık. Strateji Belgesi, TARİŞ özelinde kooperatifleşmenin üreticilere ve Türkiye ekonomisine katkısının artırılması için çok sayıda önlem ile adımı içeriyor. Aynı zamanda Türkiye’deki diğer kooperatifler için de etkili bir yol haritası sunmaktayız. Yeni dönemde Birlik bünyesindeki kooperatifçilik anlayışını daha da geliştirerek, “Ortak, Kooperatif, Birlik” ağ yapısını güçlendireceğiz. Bunun için ortakların ve kooperatiflerin kooperatifçilik bilincini ve ürün alım sürecinin verimini artırmaya yönelik bir dizi çalışmayı hayata geçirmenin hazırlığı içindeyiz” diye konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Canlı Hayvan Fuarı amacına ulaştı

30 Mayıs 2014

TÜRKİYE’nin ilk canlı hayvan fuarı olan “Anadolu EXPO Canlı Süt Ve Besi Hayvanları Çiftlik Ekipmanları, Süt ve Et Teknolojileri ve Yem İhtisas Fuarı” 22-25 Mayıs tarihleri arasında İzmir Ülkü Yarış Pisti’nde, Platform Fuarcılık tarafından gerçekleştirildi. İlk olmasına rağmen geniş ilgi gören bu etkinliğin hayata geçmesinde büyük rol oynayan İzmir Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (İDSYB) Başkanı Ali Gülkaynak, İzmir Kırmızı Et Üreticileri Birliği (İZKEB) Başkanı Veteriner Hekim Osman Civil ve İzmir Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği (İKKYB) Başkanı Özer Türer ile görüştük.

Üretici güçlenmeli
Ali Gülkaynak, “Bu Fuarı biz çok önemsemiştik. İşin sonunda haklı olduğumuzu gördük. Üreticimizin böyle etkinliklere ihtiyacı var. Hem yeni uygulamaları yerinde görmek, hem de üreticilerin kendi aralarında işbirliği ve iletişimi artırmaları bakımından çok isabetli olduğunu düşünmekteyiz. İzmir Damızlık Sığır Birliği olarak amacımız il genelinde üreticilerimizin daha da güçlenmesini sağlamak” diyor.

Ödüller önemli
Osman Civil ise, “En çok dikkatimizi çeken şey yetiştiricilerin yarışmalarda aldığı derecelerin karşılığı olan ödüllerin yarattığı etki. Çünkü üretici binbir zahmetle baktığı ve özen gösterdiği hayvanlarını artık büyük bir özgüvenle yarışmalara sokabiliyor. Bir de bunun ödüllendirildiğini gördüğünde çok motive oluyor, bundan sonra daha iyisini yapmaya çalışıyor. Çok faydalı bir Fuar oldu” diye konuşuyor.

Küçükbaş coğrafyası
Küçükbaş eti konusunda toplumda yanlış algılar olduğunu hatırlatan Özer Türer de şunları söylüyor: “Türkiye’nin aslında bir küçükbaş coğrafyası olduğunu unutmayalım. Neyse ki bu gerçek son yıllarda iyice anlaşılmaya başlandı. Bütün kamuoyuna küçükbaş eti çok değerli ve yararlı bir besindir diye anlatmaya çalışıyoruz. Bu sağlıklı beslenme yönünden de böyle. İzmir’de başlattığımız küçükbaş eti ile ilgili faaliyetler başarıyla devam ediyor. Canlı Hayvan Fuarı söz konusu gelişmeleri gözler önüne açıkça serdi diye düşünüyoruz.”

Yazının Devamını Oku

Tüketim değil üretim artıyor

23 Mayıs 2014

ULUSLARARASI Sütçülük Federasyonu’nun (IDF) 1956 yılında aldığı kararla 21 Mayıs, bütün üye ülkelerde “Dünya Süt Günü” olarak kutlanıyor. Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı ile bu günün anlam ve önemini konuştuk.

Süt üretimi yetersiz
Harun Çallı, “Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketimi maalesef arzu edilen düzeyde değil. Yıllık kişi başı içme sütü tüketimi AB ülkelerinde 89 kg, Avustralya’da 107 kg, ABD’de 83 kg düzeyinde iken, Türkiye’de 33 kg civarında seyretmekte. Süt ürünleri ile birlikte bu miktar 225 kg’a çıkıyor. Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 verilerine göre, ülkemiz insanının yüzde 44’ü hiç süt tüketmiyor. Buna karşılık her gün yoğurt, ayran, kefir vb. süt ürünlerini tüketenlerin oranı yüzde 55, peynir tüketenlerin oranı ise yüzde 76. Tüketimi mutlaka artırmalıyız” diyor.

9. sıraya yükseldi
Türkiye’nin 2013 yılı sonu itibarıyla 18.2 milyon tonu aşan çiğ süt üretimiyle, dünya süt üretiminde dokuzuncu sıraya yükseldiğini belirten Çallı sözlerini şöyle sürdürüyor; “Sanayide işlenen süt miktarı 8 milyon tona yaklaştı. Kayıt dışılığın azaltılması yönünde ciddi çabalar harcayan ASÜD, modern teknolojiyle AB standartlarında üretim yapan süt ve süt ürünleri sanayiinin en büyük sivil toplum kuruluşu konumunda. Dernek olarak birinci önceliğimiz insan sağlığının korunması ve geliştirilmesidir. Süt ve süt ürünleri ihracatımız 282 milyon doları buldu. Bu rakamı yeterli görmüyoruz. Bundan sonrası için çalışmalarımız ihracatı daha da artırmak yönünde olacak.”

Yazının Devamını Oku

Denizden sofraya katma değer geliyor

18 Mayıs 2014

KENDİ alanında dünyanın en büyüğü olan Brüksel Su Ürünleri Fuarı, geçtiğimiz hafta Belçika’da gerçekleşti. Türk firmalarının da geniş katılım gösterdiği etkinliği Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) Başkanı Melih İşliel ile görüştük.

Görsel bir şölen

Melih İşliel, “Türkiye’de ihracatın yıldız sektörlerinden su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, Fuar’da tam anlamıyla görsel bir şölene imza attı. Türkiye’den 14 firmanın katıldığı fuarda en büyük ilgiyi Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun standı gördü. STG olarak fuara katılan binlerce ziyaretçiye, levrekten karidese, çipuradan kaya levreğine, ahtapottan sinarite, trançadan Anadolu’nun lezzeti alabalığa kadar birçok ürünün tadımını yaptırarak ziyaretçilerin beğenisine sunduk. Gördüğümüz ilgiden çok memnun kaldık” diyor.

Sağlıklı beslenme

İşliel, “75 ülkeden bin 700 katılımcı ve 145 ülkeden 25 bin alıcı ve tedarikçi ile dünyada sektörün her kademesindeki profesyonel alıcılara ulaşılabilen bu kadar büyük başka bir organizasyon yok. Biz bu Fuar’da asıl oyunculardan biri olduğumuzu gösterdik. Şu an Avrupa’nın su ürünleri ihtiyacının önemli bir bölümü artık Türkiye tarafından karşılanıyor. Katma değeri yüksek ürün üretimini artırarak Türkiye’nin dünyadaki pazar payını daha da yükseltmeyi hedefliyoruz. Tabii asıl amacımız 2023 yılında 1.5 milyar dolar olan su ürünleri ihracat hedefine emin adımlarla ilerlemek. Kamuoyunun şunları da bilmesi çok önemli. Kültür balığı denizden sofraya hem lezzet hem katma değer taşıyor. Bir yandan sağlıklı beslenme ve yaşamada balığın rolünü vurgulamak, diğer yandan da her geçen gün artan ihracatımızla ülke ekonomisine sürekli katkıda bulunmak istiyoruz” diye konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Ödemişli sanayici peynirde iddialı

9 Mayıs 2014

Okurlarımız hatırlarsa, geçtiğimiz ay iki yazı üst üste yazarak, Ödemiş ilçesinin Türkiye’nin peynir üretim merkezi olması gerektiğini değerlendirmeye çalışmıştım. Şimdi bu son yazımda kısaca da olsa Ödemişli süt sanayicisinin görüşlerine yer vermek istiyorum.

GÖLCÜK SÜT – İlçenin süt üretiminde Türkiye birincisi olduğunu vurgulayan Gölcük Süt Yetkilisi İsmail Dadal, “Katma değerli üretime geçmek zorundayız. İlçe ekonomisinin geleceği Ödemiş’in Türkiye’nin bir numaralı peynir markası olmasında yatıyor. Bu vizyon ve inançla çalışmalıyız” diyor.

ARAPOĞLU - Ödemiş’in köklü firmalarından Arapoğlu Süt’ün yönetici Mustafa Karaman ise şunları söylüyor: “İsmail Bey, ilçemizin gerek süt üretim potansiyeli gerekse Ödemiş’in Türkiye’nin peynir merkezi olması konulu yazılarınızı okuyoruz. Görüşlerinize tamamen katıldığımızı ifade etmek isterim. Gerçekten de üretimde büyük aşama yaptık. Şimdi sıra yüksek kaliteli ve markalı üretim ile bütün Türkiye’ye aynı zamanda mamul merkezi olduğumuzu kabul ettirmekte.. Peynirde ‘Arapoğlu’ markasıyla bu süreçte iddiamızı sürdüreceğiz.”

GÖRGEN SÜT - “İşletme olarak her zaman daha çok büyümektense daha sağlıklı üretmeyi tercih ettik” diyen Görgen Süt Yöneticisi Hamit Görgen’e göre yerel üretimi desteklemek büyük önem taşıyor. Görgen, “Küçük Menderes Havzası’nın dünya çapında bir potansiyeli var. Yerel üretimin güçlendirilmesi hem çiftçimize katkı hem de bölgesel kaynakların daha etkin kullanımını sağlayacak. Görgen Süt olarak peynirde marka olabilmek için Ödemiş’in her türlü avantaja sahip olduğuna inanıyoruz” diye konuşuyor.

Yazının Devamını Oku

Hayvan bakıcılığına yeni bakış geliyor

2 Mayıs 2014

TİRE Süt Kooperatifi’nin Halk Eğitim Merkezi ile birlikte açtığı “Profesyonel Hayvan Bakıcılığı” kursunun ikinci etabı tamamlandı. Bu sıradan bir olay değil. Daha açık söyleyelim; çok kimsenin küçümsediği çobanlık artık böyle eğitim çalışmalarıyla çok farklı bir boyuta taşınıyor.

İneğin tekmesi
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Profesyonel Hayvan Bakıcılığı” kursunun Türkiye’de ilk defa ilçelerinde açılmasının önemine dikkat çekerken, şunları söylüyor:
“Tire’de süt hayvancılığı hızla gelişiyor. Ayrıca kaliteli süt daha iyi para veriyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın, burada Avrupa’nın en nitelikli sütü üretiliyor. Bu arada üzerinde çok durduğumuz şu hususu tekrar gündeme getirmek istiyorum. Süt mutlaka kooperatifler eliyle toplanmalıdır. Kuracağımız eğitim amaçlı çiftliklerde uygulamalı eğitim vermeye devam edeceğiz. İneğin tekmesini yemeden gerçek anlamda bu işi öğrenmek mümkün değil.”

Bilgili çobanlık
Ege Üniversitesi Tire Kutsan Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Harun Uysal ise, “Öğrencilerimizin kurs boyunca edindikleri bilgileri diğer üreticilerle paylaşmasını istiyoruz. Böylelikle bilgili ve bilinçli hayvan bakıcılığı daha da yaygınlaşacak” diyor. Sonuç olarak eğitimini başarıyla tamamlayan 24 kursiyeri yenileri izleyecek ve hayvan bakıcılığı veya diğer adıyla çobanlık layık olduğu ekonomik ve sosyal prestije kavuşacak. Gıda, tarım ve hayvancılık sektörünün bilgili üreticilerle çok daha güçleneceğini öngörmek zor değil.

Yazının Devamını Oku