Gazeteciler için tehlike çanları

ABD Başkanı Obama, beş yıl önce "değişim" vaadiyle başkanlığa seçildi. Aradan geçen zaman içerisinde neyi, ne kadar değiştirdi tartışılır elbette, ancak şu ana kadarki icraatlarına bakınca en önemli mirası basın özgürlüğüne verdiği zarar olacak gibi duruyor.

Haberin Devamı

ABD'de üst üste gazetecileri rahatsız eden gelişmeler yaşanıyor. Geçen hafta içerisinde, neredeyse hemen tüm basın kuruluşlarını ayağa kaldıran yeni bir olay yaşandı.

ABD'de Federal Temyiz Mahkemesi 4. Dairesi, New York Times muhabiri ve yazar James Risen'ın gizli bilgileri sızdırmakla suçlanan eski bir CIA görevlisiyle ilgili davada tanık olarak dinlenmesine hükmetti.

Dava esasen eski bir dava…

Risen, Bush yönetiminin CIA'yi yasadışı nasıl kullandığını anlatan "State of War" adlı kitabını 2006 yılında yayımladı. Kitap, çıktığında deyim yerindeyse kıyamet kopardı.

Haberin Devamı

Kitabın özellikle Clinton yönetimi sırasında İranlı bilim adamlarına yanlış enformasyon servis edilmesiyle ilgili kısmı büyük yankı uyandırdı.


KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARDILAR

Kitaba göre, CIA, Rusya'da kendilerine çalışan bir çift taraflı ajanı kullanarak, İranlılara hatalı nükleer bomba tetikleme mekanizmasının planlarını servis etmeyi amaçlıyordu. Ancak, kitapta, söz konusu operasyonun büyük bir sorumsuzlukla icra edilmesinden dolayı, esasen İranlıların eline, ellerine geçmemesi gereken bir bilginin geçmiş olabileceği öne sürülüyor.

Kitabın yarattığı tartışmalar sürerken, Aralık 2010'da Adalet Bakanlığı, eski bir CIA ajanı olan Jeffrey Sterling hakkında Risen'a gizli bilgi ve belge sızdırdığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Mahkeme Risen'ı suçlu buldu. Daha önemlisi, dava sırasında davaya bakan yargıç Leonie M. Brinkema, savcılığın Risen'ın tanık olarak dinlenmesi taleplerini kabul etti ancak Risen'a haber ve bilgi kaynakları hakkında soru sorulamayacağına hükmetti.

Brinkema, bu kararını, ABD Anayasası'nın birinci değişiklik maddesi çerçevesinde gazetecilerin ve daha önemlisi basın özgürlüğünün korunması gerektiğine dayandırdı.

Haberin Devamı


YA KAYNAĞINI SÖYLEYECEK YA DA HAPİS YATACAK

Şimdi ise bu hassas karar, Temyiz Mahkemesi tarafından tersine çevrildi. Mahkemenin üç yargıcından ikisi, meselenin ulusal güvenlikle ilgili olduğunu savunarak, Risen'ın haber kaynakları konusunda mahkemeye ifade vermesi gerektiğini söyledi.

Diğer yargıç ise, bunun "üzücü bir karar" olacağını ve soruşturmacı gazetecilik ve basın özgürlüğüne zarar vereceğini söyleyerek, Risen'ın dinlenmesi talebine itiraz etti.

Risen mahkemeye ifade vermezse, hapis cezası riskiyle karşı karşıya kalacak. Ki zaten, bu tecrübe gazetecide mahkeme celbi eline ulaştıktan sonra yaptığı ilk değerlendirmede, kaynaklarını açıklamaktansa hapis yatmayı göze alacağını söyledi.

Haberin Devamı

ABD'de son 30 yıl içerisinde yaklaşık 20 gazeteci, kaynaklarını açıklamayı reddettiği için hapis yattı. Dolayısıyla Risen'ın ifade vermeyip hapis yatması, çok da alışılmadık bir durum olmayacak.


NE İLK NE DE SON

Esas vahim olansa, ABD basınının Obama yönetiminin baskısını giderek daha çok üzerlerinde hissediyor olması...

Risen meselesinde Adalet Bakanlığı'nın ısrarcı tutumu, ne ilk, ne de son olacak gibi duruyor.

Daha önce de Associated Press ajansının haber kaynaklarını öğrenmek için telefon kayıtlarını ele geçirdiği ortaya çıkmıştı.

Fox News muhabiri James Rosen'ın da Dışişleri Bakanlığı'na yaptığı ziyaretleri, telefon görüşmeleri ve kişisel e-postalarının izlendiği tespit edilmişti.

Haberin Devamı

Hatta, Adalet Bakanı Eric Holder, "suçlu bir işbirlikçi" olarak nitelendirdiği Rosen için çıkartılan arama emrini bizzat kendisi imzalamıştı.


EN FAZLA DAVA OBAMA’DAN

En çarpıcı olanı ise Obama yönetimi tarafından "bilgi sızdırmak" için açılan davaların sayısı şu ana kadar yediye ulaştı. Önceki tüm yönetimlerde bu sayının toplamı sadece üçtü...

Klasik bir söylem olacak ancak dünyanın demokrasi hamiliğine soyunan ve hemen tüm ülkeleri insan hakları, basın özgürlüğü konularında eleştiren ABD'de Obama yönetimiyle birlikte tehlike çanları da çalıyor.

Her ne kadar Türkiye, Çin, İran gibi ülkelerle kıyaslanamayacak boyutta olsa da, Obama yönetiminin basın ve gazeteciler üzerindeki baskısı artıyor.

Haberin Devamı

Bu dönemde alınan mahkeme kararları ya da yapılan uygulamalar, ilerisi için de örnek teşkil edeceğinden, Obama'nın en önemli mirası da tırpanlanmış basın özgürlüğü olacak gibi duruyor.

Yazarın son yazıları


#19 Temmuz 2013 CNN Türkiye'yi nasıl kurtardı?
#12 Temmuz 2013 Kadınsız değişim de Devrim de olmaz
#5 Temmuz 2013 Ortadoğu'da her şey silbaştan
#28 Haziran 2013Onların derdi de Penguen değil,Muffin
#21 Haziran 2013Kolay ama yanlış yolu seçmek
#14 Haziran 2013O gece neler oldu?
#7 Haziran 2013Siz ne cool'muşsunuz,be abi!


YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>


Yazarın Tüm Yazıları