Paylaş
Bizim kendi yoğun gündemimizde pek fark etmedik ama bu hafta içerisinde Oslo'da önemli bir toplantı düzenlendi. Oslo Özgürlük Forumu adı verilen bu toplantı bu yıl beşinci kez yapıldı. Burası önemli bir platform. Zira, her yıl tüm dünyadan insan hakları ve barış aktivistlerini bir araya getiriyor. Özellikle de Ortadoğu ve Asya'dan gelen katılımcılar, ülkelerindeki durumu, çarpıklıkları anlatabilecekleri bir sahne buluyor.
Ancak bu yıl öyle bir şey oldu ki, üç günlük toplantıda konuşulan, edilen her şeyi gölgede bıraktı...İki yılı aşkın bir süredir ortada olmayan, akıbeti hakkında kimsenin bir şey bilmediği ve özellikle insan hakları ve demokrasi çevrelerinde oldukça yakından tanınan Bahreynli bir akvitistin forumda bir konuşma yapacağı açıklandı.
"Online aktivizm" çevrelerine bomba gibi düşen bu haber, önce büyük bir sevinç ve hayretle karşılandı. Ardından herkes aynı soruyu sormaya başladı: Peki ama neredeydi bunca zamandır ve Oslo'ya nasıl geldi?
BAŞROLDE 35 YAŞINDA BİR BAHREYNLİ
Sonra ayrıntılar ortaya çıkmaya başladı. Birazdan okuyacağınız bu film gibi öykünün başrolünde Ali Abdülimam var.Bahreynli bir aktivist… 35 yaşında… Evli ve iki çocuk sahibi…
1999'da kurduğu "Bahrain Online" bloguyla Bahreyn'deki insan hakları ihlallerini ve yaşananları dünyaya duyuran bir aktivist. Ve tabi, başı da sıkça belaya giren bir genç adam.Daha Arap Baharı'nın A'sı ortada yokken, ülkesinde düzenlenen gösterilerde, yürüyüşlerde, eylemlerde hep başı çekti. 2010 yılında tutuklandı. Çeşitli işkencelerden geçti, bir süre hapiste yattı. Sonra biraz da Batı'nın baskısıyla serbest kaldı ve faaliyetlerine kaldığı yerden devam etti.
ÜVEY EVLAT OLMANIN ŞANSI
Sonra Arap Baharı başladı… Bahreyn'de de gösteriler başlayınca bir anda daha geniş kitleler tarafından bilinir oldu.Ancak Abdülimam gibi, Bahreyn'de devrime inanan, demokrasi yanlısı, genç aktivistler, Mısır, Tunus ve Libya'daki muadilleri kadar şanslı olamadılar. Olamdılar, çünkü, Bahreyn, Arap Baharı'nda üvey evlat muamelesi gördü.
Tüm dünya, Arap dünyasındaki "demokrasi yanlısı" eylemleri desteklerken, Sünni bir monarşinin Şiilerin çoğunlukta olduğu halkı yönettiği Bahreyn'deki isyanlar kanlı şekilde bastırıldı.Komşu Suudi Arabistan'ın ordusu, Bahreyn'e girdi ve desteklediği rejime destek verdi. Eylemlerin merkezi İnci Meydanı buldozerlerle dümdüz edildi.
Sonra da cadı avı başladı. Arap coğrafyasındaki halk eylemlerine alkış tutan Batı ülkeleri ve Ortadoğu'nun Sünni devletleri, Bahreyn'deki kıyım ve baskı karşısında üç maymunu oynamayı tercih etti.
Bu nedenledir ki, Bahreyn örneği yaşanan sürecin Arap değil, esasen İran çevresinde bir kuşak oluşturulmasını hedefleyen "Sünni Baharı" olduğunu savunanların en önemli argümanına dönüştü.İşte tüm dünyanın Suriye'ye yüklenmeye başladığı bu dönemde, Bahreyn'de kapı kapı toplanacak aktivistler listesinde Abdülimam başı çekiyordu.
TELEFONU KAPATTI VE BUHARLAŞTI
Ne var ki, çok güvendiği bir arkadaşı bir gece önceden "Seni almaya geliyorlar" diye SMS atınca, Abdülimam da sırra kadem bastı.17 Mayıs 2011 günü, yani tam olarak iki yıl önce bugün Twitter'da "Telefonumun çalmasından çok yoruldum, kapatıyorum. Lütfen gereksiz dedikodular çıkarmayın" yazdı ve Oslo'da tekrar ortaya çıkana kadar buhar oldu!
Bu sene başına kadar Abdülimam'ın yakalandığı, hapsedildiği ve dahası öldürüldüğü düşünüldü. Hatta serbest kalması için internette çok sayıda kampanya düzenlendi.Ancak Oslo Özgürlük Forumu'nun organizatörlerinden İnsan Hakları Vakfı (HRF), bu yıl başında Abdülimam'ın ailesiyle birlikte Bahreyn'de saklandığını öğrenince, bir kurtarma operasyonu içinde kolları sıvadı.
HRF, bu konularda çok deneyimli bir örgüt. Daha önce de yine forum için Küba'ya gizlice girerek, rejim karşıtı iki kişiyle görüşmeyi başarmış, Vietnam'da ev hapsinde tutulan Budist keşiş Tik Cuang Do'yla foruma canlı bağlantıyla katılmasını sağlamıştı.
ÖZEL KUVVETLER’DEN DESTEK
HRF, kaçış planı için ilk olarak Uluslararası Af Örgütü'nün Norveç'teki Genel Sekreteri John Peder Egeneas ile bağlantıya geçti. Diğer başka örgütlerden de destek istendi.Operasyon için bir yandan olası senaryolar, diğer yandan da iletişimde kullanılacak şifreler geliştirildi. Abdülimam'a "Bjorn", Bahreyn'e ise "Fiji" takma adı verildi.
Bjorn'un Fiji'den kaçırılması için Danimarka Özel Kuvvetleri gönüllü danışmanlık yapmayı kabul etti. Özel Kuvvetler tarafından onaylanan plan ise hemen yürürlüğe konuldu…
KİM KARDASHIAN BİR İŞE YARADI!
Operasyonun merkezinde Bahreyn rejiminin, Kim Kardashian'ın ziyareti sırasında yazdığı olumlu ancak büyük tepki toplayan tweetlerden dolayı, son dönemde bu tarz üst düzey ziyaretlere kucak açması oturdu.Bunun için Los Angeles merkezli sanatçı Tyler Ramsey ile görüşüldü. Yaptığı ilginç eserlerle haber sitelerinin foto galeri köşelerine sık sık konuk olan Ramsey, bir "sanat çalışması" için Bahreyn'e gitmeyi, yani operasyona gönüllü destek olmayı kabul etti.Hemen insan hakları aktivistlerinden ve daha önce bu tarz operasyonlarda yer alanlardan bir heyet oluşturuldu. Ramsey hariç heyet üyelerinin tamamı farklı bir kimlikle seyahat ediyordu.
Ramsey'nin sahte menajeri, sahte danışmanı, sahte gazeteci, sahte kameraman… İşin ironik tarafı, Bahreyn yönetimi de Ramsey ve heyetine her türlü kolaylığı gösterdi ve heyeti "VIP konuk" kapsamına aldı.Böylece, heyet, girişte ve çıkışta parmak izi bırakmayacak, basit bir pasaport kontrolünden geçecek ve sorgulanmayacaktı.
FAST FOOD RESTORANINDA DEĞİŞ-TOKUŞ
Heyete, Abdülimam'a benzeyen iki kişi daha yerleştirildi.
Ramsey'nin grubu, dönüş için havaalanına giderken "sanatçının karnı acıktığı" için bir fast food restoranında durulacak ve restoranın tuvaletinde gerçek Abdülimam kendisine benzeyen kişinin yerine geçip, sorunsuz bir şekilde Bahreyn'den ulaşımı sağlayan özel uçakla Güney Kıbrıs'ın Larnaka havaalanına inecekti.
Sahte Abdülimam'la heyetten bir kişi de ilk tarifeli uçağa binerek, Londra'ya geçecek ve operasyon tamamlanacaktı…Tı diyoruz, çünkü bu muhteşem plan hayata geçirilemedi. Larnaka'dan Bahreyn'e gidecek olan ve heyeti taşıyan özel uçağın havalanmasına 14 saat kala, tüm hazırlık boyunca Abdülimam'la kurulan bağlantıları sağlayan tek kişi olan bir aktivistin attığı SMS'le operasyonda iptal oldu:
“İPTAL EDİN! İPTAL EDİN!”
"Plan iptal! Bjorn, Fiji'yi terk etti."
Çünkü Bjorn, yani Abdülimam etrafındaki çemberin iyice daraldığını, zamanının iyice azaldığını hissedince kendi planını uygulamaya koymuş ve akıllara, Soğuk Savaş döneminde komünist ülkelerden kaçışları getiren çok daha riskli bir şekilde ülkeyi çoktan terk etmişti.Abdülimam, kendisine başından beri yardımcı olan bir arkadaşının teklifiyle, arabanın koltuğunun altında hazırlanan gizli bir bölmeye saklanıp, Suudi Arabistan'a gitti.
Suudi Arabistan'ın çöl ve denetimi az olan bir noktasından Kuveyt'e geçti. Burada da önceden haberdar olan balıkçılar, Abdülimam'ı alıp, Basra yakınlarındaki bir limana götürdü. Sonrası ise tereyağından kıl çeker gibi… Basra'dan karayoluyla Necef ve oradan da Irak Havayolları'na ait tarifeli uçakla ver elini Londra…Abdülimam, İngiltere hükümetinin, zaten elinde hazır beklettiği iltica hakkını da alınca, bu hafta içinde kendini Oslo'da buluverdi.
HAYALİ AİLESİYLE LONDRA’DA YENİ BİR HAYAT
Şimdi ailesinin Bahreyn'den çıkışını organize etmeye çalıştığını söylüyor ve yokluğunda kazandığı ödüllerin paralarını toplayıp, Londra'da ailesiyle yeni bir başlangıç yapmayı planlıyor…Abdülimam, Arap Baharı'nın üvey evladı Bahreyn'e ilişkin en bilinen örnek… Talihi varmış ki, kendisine sahip çıkanlar sayesinde bugün yeni bir başlangıç yapma fırsatına sahip.
Bahreyn'de öyküleri "haber niteliği taşımayan" diğer binlerin bu kadar talihli olabileceklerini düşünmekse çok güç.Ve üvey evlat Bahreyn, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki dönüşümün "halk devrimlerinden" çok farklı olduğunu, çok daha geniş kapsamlı bir oyunun içinde durduğunu gösteren en önemli örnek olarak tarih kitaplarındaki yerini almaya hazırlanıyor...
Yazarın son yazıları |
#10 Mayıs 2013 İsrail'in "Gizli Mesajı"
#3 Mayıs 2013Ve “O kitap“ çıktı
#26 Nisan 2013Kanser metastaz yaptı!
#19 Nisan 2013Türkiye'nin en büyük rakibi
#12 Nisan 2013Avrupa’daki ‘Doha derbisi’nin sırrı
#5 Nisan 2013 Dijital kriz çağı
Paylaş