Hırsızlarla centilmenlik anlaşması mı yapıldı

Yok böyle bir uygulama! Bazı bölgelerdeki müze ve ören yerlerinin güvenlikçileri bütçe tasarrufu için birkaç aylığına işten çıkarılıyor

Tarihi eserlerimizi ne kadar koruyoruz? Gözlerimle gördüm Sümela Manastırı’nda fresklere verilen zararı... Pek çoğunun üstü kazınmış, karalanmış hatta bununla da yetinilmemiş, fresklere “Kerem Elif’i seviyor”, “Ben buradaydım imza bilmem kim...” minvalinde yüzlerce yazı yazılmış.
Tarihi eserlerimiz bir bir ayaklanıp (!) gidiyor zaten, elde kalanlara da halkımız tarafından anı defteri muamelesi yapılıyor...
Kültür ve Turizm Bakanlığı, müze ve ören yerlerinin güvenliğini özel sektöre devretti ama sıkıntı yine bitmiyor. Hatta büyüyerek devam ediyor, çünkü belirli dönemlerde bütçe tasarrufu için güvenlikler birkaç aylığına işten çıkartılıyor.
Örneğin Muğla İl Kültür Müdürlüğü hala güvenlik elemanı için ihale açmadı.
Bu demek oluyor ki, 1 Ocak itibariyle ucu açık bir şekilde bölgedeki hiçbir müze ya da ören yerinde güvenlik elemanı bulunmayacak!
‘İstanbul’da da durum aynı mı?’ diye İstanbul İl Kültür Müdürlüğü’nü aradım. Sistem orada da aynı ama işleyiş farklıymış. Neyse ki İstanbul’da hala bekçiler var. (Yeni bekçi alımı yapılmıyor artık, görevde olanların da emekliliği bekleniyor ama en azından şimdilik müdürlük bünyesinde henüz emekliliği gelmemiş yeterli sayıda bekçi varmış.)
Ama Muğla’da tek bir bekçi yok!
Bu da demek oluyor ki, 1 Ocak’tan itibaren Bodrum Kalesi ve Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, Milas Müzesi, Fethiye Müzesi, Zeki Müren Sanat Müzesi, Marmaris Müzesi ve bölgedeki tüm ören yerleri korunaksız!
Şaka gibi değil mi?

SUPERMAN GİBİ MEMUR LAZIM

İçeri girip çıkana müze çalışanları göz kulak olacak. Mesela gişede bilet kesen görevli fırsat buldukça tarihi eserlerin yerinde durup durmadığını ya da içeride kurallara uygun davranılıp davranılmadığını da kontrol edecek!
Tıpkı geçen sene olduğu gibi.
Bölge, geçen sene de dört aydan uzun süre güvenliksiz kalmış meğer...
Her ne kadar ziyaretçi sayısı kışın azalsa da müzeler ve ören yerleri ziyaretçilere açık.
Olacak iş mi bu?
Yoksa hırsızlarla, kaçakçılarla ya da tarihi eserlere anı defteri muamelesi yapanlarla bir centilmenlik anlaşması imzalandı da bizim mi haberimiz yok?
NOT: Temizlik elemanları da taşeron olduğu için bu dönemde işten çıkarılıyormuş meğer. Aynı anda hem gişeci, hem güvenlikçi, hem devlet dairesi çalışanı, hem de temizlikçi olabilen tüm memurlara gönülden tebrikler...

Muzaffer Kuşhan Dubrovnik’te

2008 yılında Polonezköy’deki zayıflama kliniğinde 19 yaşındaki Dila Kunt’un hayatını kaybetmesi üzerine Dr. Muzaffer Kuşhan’ın pek popüler olan zayıflama kliniği kapatılmıştı. Kuşhan önce Kunt’un ölümüyle bir ilgisinin bulunmadığını, kliniği yeniden açacağını filan söylemiş sonra da sırra kadem basmıştı.
Birkaç hafta önce bir arkadaşım, Kuşhan’ı yanında yabancı uyruklu sevgilisiyle birlikte sosyetenin yeni gözbebeği Dubrovnik’te beş yıldızlı bir otelin kumarhanesinde gördüğünü söyledi.
Ben de Kuşhan’ın Dubrovnik’te beş yıldızlı bir otelin içine zayıflama kampı açtığını duymuştum. Haftalık 700 Euro’ya zayıflama vaat ediyor ve hatta eski müşterilerini Polonezköy yerine buraya davet ediyormuş.
En doğru cevabı Kuşhan’dan alırım diye düşündüm.

TELEFONLARA ÇIKMIYOR

Ne de olsa bir dönem her telefonumuza çıkan, her röportaj teklifini kabul eden isimdi...
Kuşhan’ın bu medya sevgisine-ilgisine güvenerek kendisini aramaya başladım ancak hangi kapıyı çalsam, ‘Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor’ durumuyla karşılaştım.
Polonezköy’deki kapatılan kliniği bile aradım.
Karşıma çıkan telesekreter, “Kuşhan Konaklama Tesisleri’ne hoş geldiniz, operatöre bağlanmak için lütfen bekleyiniz” deyince irkildim.
Bir ölünün telesekreter mesajını dinlemek gibiydi...
Çünkü o ses, konaklama tesisi olarak bilinen zayıflama kampı için ‘hala faaliyette’ izlenimi veriyor...
Bağlandığım operatöre, Kuşhan’la görüşmek istediğimi söyledim. Önce bir dakika bekletildim, o arada Kuşhan’a soruldu sanıyorum ve bana yine, ‘Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor’ tadında, “Kendisi yurtdışındaymış” cevabı verildi.
İlerleyen günlerde birkaç kez daha aradım ve en sonunda operatör tarafından uyarıldım:
“Hanımefendi, biz notlarınızı iletiyoruz. Kendisi görüşmek isterse sizi arar!”
Ha, bu arada ‘operatör’ aynı zamanda güvenlik elemanı olduğunu ve Polonezköy’deki tesisin ‘kesinlikle kapalı’ olduğunu da söyledi... Dubrovnik’teki tesisi soramadan da telefonu kapattı...
Yazarın Tüm Yazıları