Değeri sonradan anlaşılan bir ‘İncir Reçeli’ öyküsü

Herkesin ağzında bir ‘İncir Reçeli’... Geçen Şubat’ta vizyona giren ama sadece iki hafta barınabilen film vizyondan çıktıktan sonra keşfedildi! Geçen hafta DVD’si de çıkan ve listelerde iki numaraya yükselen film 24 Haziran’da yeniden vizyona giriyor. Nasıl mı? Hikayesi aşağıda...

Şubat ayıydı... Bir arkadaşım ‘İncir Reçeli’ diye bir filmden bahsetti. “Mutlaka izle” dedi; izleyemedim. Zaten iki hafta filan kaldı vizyonda. Geçenlerde bir başka arkadaşım vizyondayken izlediği ‘İncir Reçeli’ için “DVD’si çıktı” dedi ve mutlaka izlenmesi gereken bir aşk filmi olduğunu söyledi. Sosyal medyada da herkesin ağzında bir ‘İncir Reçeli’.
Hafta ortası nasıl canım sıkkın; çıktığı hafta D&R’ın listesinde iki numaraya yerleşmiş ‘İncir Reçeli’ni gördüm, aldım. Öyle kafam dağılsın diye koydum DVD’ye.
Sabun köpüğü bir romantik komedi beklerken; bir de baktım ki karşımda oyuncusuyla, çekimleriyle, senaryosuyla, diyaloglarıyla, müzikleriyle dört dörtlük bir yapım...
Hollywood’un başı sonu olmayan pek çok yapımına şapka çıkartacak şahane bir aşk filmi.
Sezai Paracıklıoğlu, Melike Güner, Sinan Çalışkanoğlu, Barbara Louress, Selim Akgün ve diğerleri...
Öyle bir oynamışlar ki, sanki hiç oynamamışlar...
(Bu isimlerin hiçbirini magazin sayfalarından tanımıyoruz ya, galiba işin sırrı bu; inandırıcılık... Selim Akgün’ün gerçekten bir apartman görevlisi, Sinan Çalışkanoğlu’nun yırtmaya çalışan bir senarist olduğuna kalıbımı basabilirim.)
Filmin senaristi ve yönetmeni de daha önce ufak tefek rollerde gördüğümüz Aytaç Ağırlar.
Filmi izlerken başlayıp, bittikten sonra da devam eden hıçkırarak ağlama seansım durduktan sonra Ağırlar’ı aradım.
Öyle ya ‘Issız Adam’, ‘Babam ve Oğlum’, ‘Eyvah Eyvah’, ‘Aşk Tesadüfleri Sever’ vs. gibi Türk filmlerinde ortalık ayağa kalktı da ‘İncir Reçeli’ neden bu kadar sessiz sedasız girdiği vizyondan aynı sessizlikle çıktı?
Ağırlar netti: “Çünkü param bitti.”

24’ÜNDE YENİDEN VİZYONDA

58 kopyayla girmiş film gösterime ama aynı dönem ‘ünlü’ oyuncuların yüksek bütçeli filmleri de gösterimde olduğu için sinemalar ‘İncir Reçeli’ne iki haftada kapıyı göstermiş. Aslında direnmiş Ağırlar; mesela Kayseri’de tek bir sinemada da olsa film hala gösterimdeymiş. Dolayısıyla teoride 17 haftadır film vizyonda kalmış görünüyor ama tek kopyayla...
‘İncir Reçeli’nin sonradan keşfedilmesinden mutlu. Önümüzdeki 24 Haziran’da bu kez ‘sinemalardan gelen istek üzerine’ tekrar 58 kopyayla gösterime gireceğini söyledi.
Peki ama o zaman DVD niye çıktı? İzleyici sayısını olumsuz etkilemez mi?
- Etkiler tabii ama ben filmin sonradan patlayacağını bilemezdim ki... Dayanacak gücüm yoktu. Bankadan kredi aldım da çektim. 800 bin liraya mal oldu. Taviz verecek gücüm kalmamıştı. DVD ve TV gösterimi haklarını satmak zorunda kaldım. Zorunlu bir anlaşmaydı. Film vizyondan çıktıktan üç ay sonra DVD’si çıkar. Üç ay sonra da TV’de gösterilir; anlaşma budur. Eğer bu anlaşmayı şimdi, bugünkü koşullarda yapmış olsaydım en az iki katı fiyat isteyebilirdim ama kısmet... O zaman, paraya çok ihtiyacım vardı. Alacaklılardan başka arayanım yoktu...”
Kaç kişi izledi filmi bugüne kadar?
- 121 bin kişi. Buna da şükür ya 10 bin kişi filan izleseydi, tamamen batardım...
Borcunuz kaldı mı?
- 1450 lira. Ödeyeceğim onu da...
Yeni filme cesaretiniz var mı?
- Ben mecburiyetten yapımcı-yönetmen oldum. Kimse senaryomu bile okumadı çünkü. Elimde senaryomla geziyordum. Şimdi yapımcılar arayıp yeni senaryo soruyor. 11 yıldır yazıyorum ben. E, bugüne kadar hiçkimse onları okumadığına göre yeni sayılır onlar! Bir tanesi üzerinde anlaştık gibi.
Filmdeki Metin sizsiniz o halde?
- Kesinlikle benim... Karakteri yazarken tamamen kendimden esinlendim. (Gülüyor)

İKİNCİ KEZ İZLEDİM

Ve ben ertesi akşam ikinci kez izliyorum ‘İncir Reçeli’ni.
Bu kez kafam dağılsın diye değil; gerçek aşkın varlığına olan inancım tazelensin diye...
Filmin sloganı:
“Saklandıkları yerden aşk için çıktılar”
Aşkı görenin saklandığı bir dönemde...
Siz de biraz ‘İncir Reçeli’ almaz mıydınız?

‘Oda’larda ışıksızım

Akbank Oda Orkestrası kapanıyor...
1996 yılından bu yana Türkiye’nin Orta Anadolu ve Güneydoğu başta olmak üzere çeşitli illerinde sayısız konser vermiş, üniversite festivallerinde sahneye çıkmış, gençlere Liszt’den Beethoven’a klasik müziği sevdirmiş, dünyanın sayılı sanatçılarıyla Türk izleyicisini buluşturmuş toplulukta yolun sonuna gelindi...
Önce turneler bitti...
Şimdi konserler...
Sebep?
Para...
Artık gelirler giderleri karşılamıyor.
Muhtemelen geçen perşembe günü Aya İrini’de verdikleri konser de son konserleri oldu.
Henüz orkestranın daimi şefi Cem Mansur ve 22 kişilik orkestra dışında kimsenin bu karardan haberi yok.
Belki bir başka kuruluş bu muhteşem oda orkestrasına sahip çıkar, Akbank Oda Orkestrası’nın ışığı sönmez.
Bir umut...
Yazarın Tüm Yazıları