PaylaÅŸ
Bir takımı sahaya süreceği oyunculardan kurarken, diğer takıma da idman yelekleri giydirir. Yelek giyenlere de "Fazla hücum etmeyeceksiniz, kaleye şut atmyacaksınız, yalnız rakibinize oyalama taktiği uygulayacaksınız" der.
Esas takım habire gelir, yelekliler ise o takımı takip eder dururlar.
İşte buna örnek olacak bir Fenerbahçe-Gaziantepspor maçı izledik.
Gaziantepspor, sanki Fenerbahçe forması giymişti. Fenerbahçe ise yelek giymiş gibi görüntü verdi.
Aykut Kocaman, herhalde idman manzaralarını silmek istememiş, "Sizler yelek giydiniz, oyunu bozmayın" demiş. Ama yelekliler, habire kaleye gidiyorlar. Artık kızmaya başlamış olacaklar ki, bir pozisyonda "bunu atalım hiç olmazsa" diyerek golü attılar. Aykut'u hüzün kaplamıştı. "Bu takım dediğimi yapmıyor" diyerek beklemeye başladı.
Çünkü bir yandan defans açık veriyor, orta alanda Baroni, Mehmet Topuz ve Gökay'lı sitem, bir türlü çalıştırmıyor, ileride Semih yanlış yerlere koşup duruyor, kendisine top atacak arkadaşları nereye atacaklarını düşünüp dururken de mecburen yön değiştiriyordu.
İlk yarının sonunda Stoch'un arkadan bileğine basan Kerim Zengin, ikinci sarı kartla oyun dışında kaldı.
Soyunma odasına giden Kocaman, takımın yarısını değiştirecekti ama, değişiklik sınırı üçtü. O da seçmece yaptı, Gökay ve Semih'e "Siz soyunun, duşunuzu alın. Nerede oturursanız oraya oturun", Caner ve Bienvenu'ye ise "Yeleklerinizi çakartın, formanızı giyin, arena çıkın" dedi.
İşin şakası yoktu, Fenerbahçe vapuru, Kadiköy'den kalkıp Karaköy'e gitmek zorundaydı. Halatlar çözüldü. Rüzgar vardı, vapur dalgadan düz gidemiyordu, ayrıca zaman geçip gidiyordu ama iskeleye götürecekleri vardı.
Kaptan Alex, çımacı Stoch, makine dairesinde pistonu çalıştıran Stock... Ne yaptılar, ne ettiler vapuru Karaköy iskesine yanaştırdılar.
Maçın hakemi HatipoÄŸlu, gösterdiÄŸi tüm kartlarda doÄŸru karar verdi, maç sonrasında kendisini alkışlayan Elyasa'ya gösterdi art da doÄŸruydu.    Â
PaylaÅŸ