Paylaş
Küçük yaşlarımda kendisini hayranlıkla izler, hayaller kurardım. Zaman öyle hızlı akıp geçti ki; yıl 1968'i gösterdiğinde Gençlerbirliği formasını giymeye başladım. Ve küçükken acaba karşı karşıya yada yan yana oynayabilir miyim diye hayaller kurduğum Metin Oktay, Galatasaray formasıyla karşımda duruyordu. Ankara 19 Mayıs Stadı'nda Metin Oktay ve arkadaşlarına karşı oynamak için sahaya çıktığımızda oldukça heyecanlıydım. Ancak arkadaşlarım sahadayken ben o anda yedek kulübesinde oturuyordum.
Henüz maçın başında takım arkadaşım Burhan Tözer'in serbest vuruştan attığı golle 1-0 öne geçtik. Soyunma odasına da bu üstünlükle gittik. İkinci yarıda ise Metin Abi, kendine has vuruşlarından biriyle beraberliği getiren golü attı. Golden sonra hocam bana "İlhan sahaya" dedi. Maçın başındaki heyecanım bir anda gitmişti. Oyun 1-1 devam ediyordu ve maçın bitmesine kısa bir süre kalmıştı.
Sağ taraftan Burhan oldukça güzel bir orta yaptı. Galatasaray kalesinde Nihat Abi vardı. Ondan önce yükseldim ve top ağlarla buluştu. İnanılmaz bir sevinç yaşıyordum ve benim golümle Galatasaray'ı 2-1 yenmiştik.
Maç bittiğinde soyunma odasına doğru yürürken Metin Oktay yanıma geldi. Küçüklüğümün kahramanı yanımdaydı ve benimle konuşuyordu. "Küçük" diye başlamıştı cümlesine ve devam etti, "Seni sahanın öbür ucundan izledim. Kafaya çıktığını gördüm. Zamanlaman nefisti. Attığın gol ise çok çok iyiydi. Böyle devam et" dedi ve yanaklarımdan öptü.
Bunu söyleyen Metin Oktay olunca sevincim ikiye katlanmıştı. Efsanenin son senesiydi. Ben de o yıllarda Deniz Kuvvetleri'nde askerlik yapıyordum. Matan sonra da karargaha döndüm. O dönem, Albay Muzaffer Ataklı’nın postasıydım. İzin kağıdı almak için günün geçmesini bekliyordum. Güler yüzüyle tanıdığım albayın suratı asıktı. Nedenini merak ediyordum. En sonunda “Şu paltomu tut. Bir daha da Galatasaray’a gol attığını görmeyeceğim. Ama senin attığın gol de güzeldi" deyince rahat bir nefes almıştım.
Futbola 9 yıl daha Gençlerbirliği formasıyla hizmet ettim. Zamanı geldiğinde ise antrenörlük yerine gazeteciliği tercih ettim. Milliyet’te görev aldım. Metin Oktay ise İzmir de Milliyet’te yazarlık yapıyordu. Yeşil sahalarda birlikte oynama şansı elde ettiğim Metin Oktay'la bu kez gazetecilik mesleğinde bir aradaydık. Göztepe, Altay ve Karşıyaka gibi büyük takımların maçlarında birlikte olmaya başladık. Artık abi kardeştik. Onunla birlikte olmak her zaman ayrıcalıklıydı. İstanbul ‘da Metin abi yaş gününü kutladık. Galatasaray adasında yapılan toplantıda neşesi yerindeydi, güldük eğlendik... İki gün sonra ise o acı haberi duyduk. Metin abiyi trafik kazasında kaybetmiştik.
Bu büyük futbol adamını hem yeşil saha içinde hem dışında tanıma şansını elde etmiş biri olarak oldukça gururluyum.
Paylaş