Paylaş
Prof. Muammer Aksoy 1965 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde talebe oldu. Ama tanışmamız çok daha ilginçtir. Bu tarihten 1.5 sene evvel... Ankara’da Alman Kütüphanesi’nde arkeolog Dr. Mübin Beken ve Nalan Kuşlu’nun röprodüksiyonlarından oluşan bir sergide gözcülük yapıyordum. İçeri giren bir beyefendinin ilgisi ve bilgisi herkesin dikkatini çekti. Sohbet ettik. Kendisiyle daha evvel bir Bach konserinde de karşılaşmıştık.
‘BEN HUKUKÇUYUM’ DEDİ
O salonda kurulan bu sergide çok ilginç bilgileri olduğunu gördük. Bu sefer sordum: “Ben sizin müzikolog olduğunuzu zannediyorum” dediğimde uzatmadı ve “Ben hukukçuyum” dedi. Bu ilginç müzik ve arkeoloji bilgisi olan hukukçunun petrol meselesi etrafında konferanslar verdiğini de gördük. Bütün ODTÜ ve Ankara Üniversitesi talebeleri salonları dolduruyordu.
ALMANCASI NEFİSTİ
Bir müddet sonra Turizm Bakanlığı’nda davetli bir Norveçli hanıma rehberlik yaptım. Randevu listesinde Prof. Muammer Aksoy da vardı. Nefis bir Almanca konuştu. 20 yaşından sonra Almancayı bu derece iyi öğrenmek için zekâ yetmez, aşırı gayretli de olmak gerekirdi. Bize medeni hukuku öğretti. En sıkıcı ve zor konulara kolayca intibakımızı sağlayacak bir belagat ve hitabeti vardı. Siyasi davalar için büyük bir enerjiyle yüzlerce sayfa rapor yazabilir ve topluma hitap edebilirdi.
SİYASAL’DAKİ KOMİSYONDA
Bir gün onu Sanatseverler Kulübü’nde (o tarihte tiyatro eleştirileri yapılırdı) gördüm. Şurasını söylemeliyim, o neslin içinde değişik alanlarda bilgi edinmiş Fransızca, Türkçe, Almanca fevkalade düzgün hitabeti olan bir hocaydı. ‘Siyasal’da Anayasa hukukuna geçmişti. O dönemde kendisini yüz yüze tanımam mümkün değildi ama 1961 Anayasası’nın hazırlanmasında ‘Siyasal’daki komisyonda aktif bir rolü olduğunu sonradan öğrendim.
SUİKASTIN 32’NCİ YILIYDI
31 Ocak günü ona yapılan suikastın 32’nci yılıydı. Cenazesini hatırlıyorum. Ankara Adliyesi’nin önündeki tabutun yanındaki kalabalık, birden bir manzarayla karşılaştı. Demiryolu köprüsünün üstünden geçmekte olan lokomatif durdu. Makinist trenin düdüğünü çalarak Hoca’yı selamlıyordu. Yolcular pencerelerdeydi. Hoca’nın cenazesine el salladılar. Anladım ki Muammer Aksoy sevgisi ve saygısı sadece adliyenin önündeki kalabalıkla sınırlı değil.
24 SAAT KOŞUŞTURURDU
Hukukçuydu ama hukuk dışında da konuşacak konuları çok olan, derin sohbetli bir kişilikti. Ama şu kadarını söylemek gerekir: Uzun uzun sohbet yapacak bir hoca da değildi. Aktifti. 24 saat koşuştururdu. Erken kalkması, dosyalarla gezmesi, devamlı yazı yazması ve et yemezliği ile meşhurdu. Türkiye için yeri doldurulamayacak çok önemli bir değerdi.
Paylaş