İlk konser işçilere

Baret takmış, yelek giymiş orkestra üyeleri, bir inşaat sahasında enstrümanlarının akortlarını yapıyor.

Haberin Devamı

Onların seslerine aynı kıyafeti giymiş inşaat işçilerinin çalışırken çıkardıkları sesler karışıyor. Herkes hummalı bir şekilde kendi işini yapıyor. Bu arada alana Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile ekibi giriyor. 

Bir süre sonra bu düzensiz sesler kesiliyor ve işçi kıyafeti giymiş orkestra üyeleri Mozart’ın ‘Küçük Bir Gece Müziği’ni çalmaya başlıyor. İşçilerin kimi çalan müziğin ritmine kendini kaptırmış, kimininse elinde telefon, video çekiyor.

İlk konser işçilere

Son dönemde izlediğim en güzel konser kayıtlarından biri.

Yer, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın (CSO) Ankara’da yapımı devam eden yeni binası. Konser, Kültür Bakanı’nın inşaatı incelemek için yaptığı ziyaret sırasında işçilere teşekkür etmek için düzenlenmiş.

Haberin Devamı

Önce sosyal medyada kısa bir versiyonu paylaşılan konserin tam kaydı şimdi CSO’nun YouTube hesabından yayına girdi.

CSO’nun yeni şefi Cemi’i Can Deliorman, binanın 29 Ekim’de açılacağını, açılışa kadar da bu tür küçük sürpriz video kayıtları yayınlayacaklarını söylüyor.

Bir konser salonu inşaatını bile merak edilir ve izlenir hale getirmeyi başarmışlar.

Hem orkestrayı hem de yöneticileri, ilk konseri binayı yapan işçilere verdikleri için alkışlıyorum.

İstanbul’daki Atatürk Kültür Merkezi inşaatından da böyle görüntü beklentisi oluyor insanda.

YARIM PORTRE MÜZEYE YAKIŞIR

SANAT dünyasında gündem, ressam Alican Leblebici’nin ‘MMXI’ isimli portre eserini yüzde 50 indirim isteyen koleksiyonere ikiye bölüp yarısını göndermesi...

Leblebici’nin Instagram hesabında yarısı kesilmiş resmin fotoğrafını koymasıyla ortaya çıkan olay hayli tartışıldı. Sanatçıyı Banksy’e benzetenler de oldu, eserin fiyatının böylelikle ikiye katlandığını söyleyen de...

İlk konser işçilere

Ece Çelik’in haberinden öğrendiğimize göre koleksiyoner eseri Leblebici’ye geri göndermiş ve şu anda sanatçının atölyesindeymiş. Tablo, olay yaşanmadan önce 17 bin TL’ye satıştaymış.

Haberin Devamı

Sanatçı sosyal medya dışında olayla ilgili detaylı bilgi vermemiş. “İndirimi ben istedim ve sanatçı bana yarım bir tablo gönderdi” diyen bir koleksiyoner de yok ortada.

Gerçekten böyle bir olay yaşandı mı, yoksa bu sanatçı-koleksiyoner ilişkisini sorgulayan başlı başına kavramsal bir sanat çalışması mı belli değil.

İster kurgu ister gerçek olsun, resmin değerinin hem maddi hem sanatsal olarak arttığı bir gerçek. Eseri kısa sürede müzayedede görürüz diyenler de var.

Ressam-koleksiyoner ilişkisini sorgulayan bir eser olarak tablonun müzayedeye değil müzeye yakışacağını düşünüyorum.

İtalyan heykel sanatçısı Maurizio Cattelan’ın ‘Komedi’ adını verdiği ve koli bandıyla duvara yapıştırılmış bir muzdan oluşan sanat eserinden çok da zayıf değil fikir olarak bu ikiye bölünmüş tablo.

Haberin Devamı

Art Basel’in Miami’de 120 bin dolara satılan ‘Komedi’, en son ismi açıklanmayan bir bağışçı tarafından New York Manhattan’daki Solomon R. Guggenheim Müzesi’ne bağışlandı.

BABAYA MEKTUP

HÜRRİYET’te uzun yıllar birlikte çalıştık gazeteci Neyyire Özkan’la. Hürriyet’in hafta sonu eklerinin efsane yayın yönetmeniydi. Uzaktan da olsa biliyordum eşi Veli Yılmaz’ın hikâyesini. Basın cezasında dünya rekoru sahibiydi Veli Yılmaz.

İlk konser işçilere

12 Eylül mahkemeleri tarafından yazıişleri müdürlüğünü yaptığı gazetede yayımlanan yazılardan dolayı 748 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 10.5 yıl yattığı cezaevinden çıktıktan 748 gün sonra Beşiktaş vapur iskelesinde kalp krizi geçirip aramızdan ayrıldığında 43 yaşındaydı.

Haberin Devamı

Veli Yılmaz’ın yaşam öyküsü, yeğeni, tarihçi ve akademisyen Eray Yılmaz tarafından kitap haline getirildi ve İletişim Yayınları’ndan çıktı.

Kitabın ek bölümünde yer verilen Neyyire Özkan-Veli Yılmaz mektuplaşmalarından alıntılar, her şeye rağmen heyecanla süren bir ilişkinin çarpıcı tanıklığı niteliğinde.

Veli Yılmaz cezaevindeyken dünyaya gelen, kısa özgürlük günlerini hiç ayrılmadan birlikte geçirdiği, Beşiktaş iskelesindeki son gününde de yanında olan kızı yazar ve fotoğrafçı Hazal Yılmaz’ın duygusal mektubu ise insanın gözünü yaşartıyor.

Yazarın Tüm Yazıları