Heykelin büyük ustası Auguste Rodin Kıbrıs’a yerleşmiş

Oysa geçmişi Roma dönemine dayanan dini yapıları, binlerce yıllık arkeolojik eserleri, Kıbrıs’ın tarihinde önemi olan Çıkarma Plajı gibi mekânları, her daim yeşil doğası ziyaret için yeterli gerekçeyi veriyor insana.

Buna sanatı da ekleyebilirsiniz rahatlıkla.

Geçen hafta sanatçı ve akademisyen arkadaşım Turan Aksoy’un Kıbrıs’taki Art Rooms Galeri’de ‘Bütün Cinler’ sergisinin açılışına davetliydim. Girne’nin tek sanat galerisi Art Rooms. Oya Silbery’nin yönettiği galerinin 11 yıllık bir geçmişi var ve 70’ten fazla sergiye ev sahipliği yaptı şimdiye kadar.

Turan Aksoy’un, Gabriel Garcia Marquez’in ‘Aşk ve Öbür Cinler’ kitabına atfen ‘Bütün Cinler’ adını koyduğu sergisinde farklı dönemlerde ürettiği, aşk ve cinsellik temalı ‘Aldanış Resimleri’, ‘Kadınlar’, ‘Biblo Resimler’, ‘Işıltılı Şey’, ‘Cinsellikle İlgili Hafızamın Kısa Tarihi’ serilerinden örneklerin yanı sıra bazı 3 boyutlu işleri ve son dönem dijital resimleri yer alıyor. Hayata, zamana, mekânsal değişimlere, aşka, aşkın öteki bedenle kurduğu düşe bakışını ve hesaplaşmalarını görmek mümkün sergideki eserlerinde.

TUTKUNUN HEYKELTIRAŞI

Galeriden çıktığınızda sizi yolun karşısında başka bir sürpriz bekliyor. Büyük bir saat kulesinin de bulunduğu ve adını verdiği The Clock Tower’da bulunan The Arkın Rodin Collection Gallery, dünyaca ünlü Fransız heykeltıraş Auguste Rodin’in 27 eserinin yer aldığı çok özel bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Binanın dış cephesinde bir başka çağdaş sanatçı, İngiliz heykeltıraş Maurice Blik’in yüksek rölyefi karşılıyor.

Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi’nin (ARUCAD) kurucusu, işinsanı Erbil Arkın’ın özel koleksiyonu 2021 yılından beri kalıcı olarak burada sergilenmeye başlanmış. Geçen yıl aralarında ‘The Kiss’ (Öpücük), ‘Eternal Spring’ (Sonsuz Bahar), ‘The Falling Man’ (Düşen Adam), ‘Havva’ ve ‘Düşünen Adam’ın da aralarında olduğu 22 eser, Antalya Kültür Sanat’ta açılan ‘Tutkunun Heykeltıraşı: Rodin’ sergisi için Antalya’ya kadar gidip gelmişler.

Buradaki serginin de küratörü olan Oya Silbery, Doğu Akdeniz’in bilinen en büyük Auguste Rodin koleksiyonerinin Erbil Arkın olduğunu söylüyor. Öğrencilik yıllarında Londra’daki Tate Gallery’de açılan Auguste Rodin sergisinde sanatçının ‘The Kiss’ (Öpücük) heykelini görmesiyle Rodin tutkusu başlamış Arkın’ın ve ilk heykelini 2005 yılında satın almış. Her biri dünya mirası kabul edilen Rodin koleksiyonunu da ilk olarak ARUCAD’ın açılışında sanatseverlerle paylaşmıştı.

Rodin gibi dünya çapında bir sanatçının 27 heykelini bir arada bulundurmak kolay iş değil. Bu nitelikte ve sayıda eser, koleksiyonu dünyanın sayılı Rodin koleksiyonlarından biri yapar.

Kısaca dünya üzerinde Rodin’in bir evinin de Girne’de olduğunu söylemek yanlış sayılmaz.

BELLAPAİS MANASTIRI

GİRNE’de görülmesi gereken en önemli tarihi yapılardan biri Bellapais Manastırı. Beşparmak Dağları’nın eteğinde kayalıklar üzerinde 12. yüzyılda Roma döneminde kurulan manastır, ortaçağda yapılan eklentilerle gotik sanatın bölgedeki en etkileyici yapılarından biri haline gelmiş.

Girne’ye tepeden bakan manastırın söylentiye göre avlusunda kralın kızına bekçilik yapan dört rahibeyi temsil eden görkemli dört servi ağacı bulunuyor.

Manastırın ilk binası 1198 ve 1205 yılları arasında yapılmış. Günümüzdeki yapının büyük bir kısmı ise Kral III. Hugh tarafından 1267 ve 1284 yılları arasında inşa ettirilmiş. Kıbrıs’ın Osmanlılar tarafından fethinden sonra manastır, Kıbrıs Ortodoks Kilisesi’ne verilmiş, 1974 Barış Harekâtı ile Rumlar adanın güney kesimine göç edince Bellapais Manastırı eski eserler ve müzeler dairesi himayesine alınmış. Yemekhane bölümünde konserler de düzenlenen manastırın etrafındaki küçük kafe ve restoranlar bölgeyi oldukça cazip bir hale getirmiş.

KİTAP MABEDİ: RÜSTEM

KIBRIS’ta görülmesi gereken yerlerin başında geliyor Lefkoşa’daki Rüstem Kitabevi. Yerden tavana kadar kitapla dolu raflarıyla kitapseverler için bir mabet gibi.

Kemal Rüstem tarafından 1937 yılında açılmış kitabevi, kuruluşundan 1970’lere dek Kıbrıs adasında İngilizce kitap satan en büyük kitabevi olarak faaliyet göstermiş. Kıbrıs üzerine yazılmış her türlü kitabın bulunabileceği kitabevinin üst katı 2012 yılında Kıbrıs yemeklerinin sunulduğu bir restoran olarak da hizmet verecek şekilde düzenlenmiş. Arkasındaki avluda kahvesi ve bitişinde bir sanat galerisi var. Kıbrıs’ın kültürel nabzının burada attığını söylemek mümkün. Nadir kitapların bulunduğu Rüstem’de belirli aralıklarla müzayedeler de yapılıyormuş.