Paylaş
Ünlü sanatçının hafta sonu oynanan Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında sarı-lacivertli futbolcu Samatta’nın kaçırdığı bir pozisyon sonrası verdiği tepki anlarını eşi Ece Dağıstan Say, “Taşkın aşkım” mesajıyla sosyal medyadan yayımladı. Büyük ilgi gören görüntüler, kısa sürede binlerce kullanıcıya ulaştı.
Bu görüntülerin trend topik olduğu pazartesi sabahı Fazıl Say, Instagram hesabından da başka bir video yayımladı.
Maç izlerken çekilen ‘çıldırma’ görüntüsü Twitter’da ‘Meksika dalgası’ şeklinde yayılırken diğer videoda aslında ‘çılgınlık’ olarak nitelendirilebilecek başka bir projesini anlatıyordu Fazıl Say.
İki buçuk ay önce başladığı Türk bestecileri kayıt projesinin ilk aşamasının bittiğini ve ilk kaydın bir-iki gün içinde dijital platformlarda yayımlanacağı müjdesini verdi.
Her ayın başında da yeni bir kaydın yayına konulacağını söyledi.
İlk kayıt, eski kuşak bestecilerden ve halen hayatta olan İlhan Usmanbaş’ın eserleri olacakmış. 100 yaşına basan Usmanbaş’ın üç eserinin yer aldığı kayıtta sanatçının, ‘Ölümsüz Deniz Taşları’ ve ‘Soruşturma’ adlı piyano eserleri ile Ece Ayhan’ın şiirlerini bestelediği ve bariton Atilla Gündoğdu’nun seslendirdiği ‘Bakışsız Bir Kedi Kara’sı bulunuyor.
Nisanda yayına girecek kayıtta, geçen aylarda kaybettiğimiz besteci Muammer Sun’un eserleri, mayıs ayında Ahmet Adnan Saygun’un, haziranda Ulvi Cemal Erkin’in, temmuzda İlhan Baran ve Turgay Erdener’in eserleri olacak.
“Tüm dünyada bunca konserler verdim ama kendi ülkemin bestecilerinin kayıtlarını neden yapmadım diye suçluluk hissettiğim de olmuştur zaman zaman” diyen Say, pandemi döneminde kendini bu işe adamış. Oldukça zor koşullarda yapılmış kayıtlar. Arter mekânını açmış ve İKSV piyanosunu vermiş. Her kayıt için ayrı ayrı özel bir ekiple videolar çekilmiş. İlk yayın bu cuma İlhan Usmanbaş’la başlıyor.
Türk bestecilerini dünyaya tanıtmayı amaçlayan bu projesini sonbaharda da kendi kuşağı ve daha genç bestecilerin kayıtlarıyla da devam ettireceğini söylüyor.
Fazıl Say’ın maç anında ‘çıldırdığı’ görüntüler milyonlarca kez görüntülendi. Projesini anlattığı videosu ise en son baktığımda 80 bine yakın izlenmişti.
Çıldırmak başka, çılgınlık başka.
Fazıl Say’ın gerçek çılgınlığı bence Türk bestecileri için başlattığı bu kayıt projesidir.
MÜZEDEKİ EN YAŞLI ZİYARETÇİ!
PANDEMİ sürecinde yapılan sanal sergi turlarından eminim pek çok kişinin artık başı dönmüştür. Benim döndü doğrusu.
Hem biraz hava alayım, hem de gerçek sergi göreyim diye geçen hafta ilk önce Pera Müzesi’nin kapısına dayandım.
Yalnız değilmişim, uzunca sayılabilecek bir kuyrukla karşılaştım. Ama sonra bu kuyruğun içeriye sınırlı sayıda ziyaretçi alınmasıyla ilgili olduğunu anladım.
Müzede şu anda yeni açılan ‘Zevk Meselesi’ sergisi var. Endüstri devrimi sonrası Almanya’da ucuz ve popüler resimleri betimlemek için kullanılan ‘kitsch’ sözcüğünü ve buradan doğan kavramı konu alan bir karma sergi.
Soru: Beğeniyi sınıfsal bir gösterge olarak tanımlamamak mümkün olabilir mi? Mesela hapishanede yapılan boncuklu hediyelikler sanat eseri sayılır mı?
Yerli ve yabancı pek çok sanatçının bu kavram çerçevesinde ürettiği işler var sergide.
Hemen sonrasında da yakınındaki İstanbul Modern’e geçtim.
İstanbul Modern’de ise Selma Gürbüz’ün ‘Dünya Diye Bir Yer’ adlı sergisi devam ediyor. Sanatçının son 35 yılda ürettiği işlerden oluşan, tematik olarak kurgulanmış bir tür retrospektifi.
Her iki müzede de salonlara sınırlı sayıda ziyaretçi alındığı için sergiyi daha rahat gezebiliyor ve eserlere daha uzun zaman ayırabiliyorsunuz.
Eserle selfie çekmek isteyenler üzerinize çıkmıyor.
Eser açıklamalarını omuz darbesi yemeden okuyabiliyorsunuz.
Bütün bu iyi hissettiren şeylerden sonra tek kötü olanla, acı gerçekle yüzleşmek zorunda kaldım. 65 yaş üzeri sokağa çıkamadığı için bütün ziyaretçiler gençlerdi ve müzedeki en yaşlı bendim!
KİTAP TEMEL İHTİYAÇTIR
SOKAĞA çıkma yasağının uygulandığı hafta sonlarında doğru bir kararla gazete bayilerinin açık kalması sağlanmıştı. Fransa şimdi bu kararı bir adım daha ileriye götürmüş ve kitapçılar da ‘temel ihtiyaç maddesi satan ticarethane’ kapsamına alınmış.
Her ne kadar internet üzerinden kitap satışları artmış olsa da pandemi sürecinde genel satışlar düştü. O da kitap mağazalarının kapalı olmasından kaynaklanıyor.
Kitabı temel ihtiyaç maddesi saymak bile başlı başına güzel bir karar değil mi?
Paylaş