Paylaş
Geçen pazar Hürriyet’teki köşesinde yazdığına göre onu çıldırtan “Nâzım Hikmet’in dedesinin Yahudi olduğu” iddiasıydı. Cehaletsavarlığıyla tanınan İlber Hoca, sürekli ısıtılarak gündeme sokulan bu ‘uçurma’yı düzeltmek zorunda hissetmiş kendisini.
“Bu saçmalık bir yana, Konstantin Borzecki (Borjenski okunur) Polonyalı bir konttur. 1848 İhtilali sırasında cumhuriyet ilan eden Macar Kossuth Lajos’un kıtalarıyla birlikte Avusturya ve Rusya’ya karşı ayaklandılar. İhtilal ciddiydi, Avusturya baş edemeyince başbakan Metternich Rusya’dan yardım istedi. I. Nikola’nın amansız mareşali Ivan Paskevich Macar alaylarına karşı galiba bir parça daha merhametliymiş. Polonyalıları ise feci şekilde bastırıyordu. Macar-Polonyalı müşterek kuvvetinin başında Polonyalı General Jozef Bem vardı. Bize sığındılar. Türkiye bu sığınan askerleri Avusturya ve Rusya’ya iade etmedi. General Bem (Murad Paşa) ve Borzecki (Mustafa Celâleddin Paşa), tıpkı Czajkowski (Sadık Paşa) ve Koscielski (Sefer Paşa) gibi Müslüman olanlardandır.
Albay Borzecki’nin bütün vücudu yaralarla doluymuş. Tam bir savaşçıydı. Osmanlı ordusunda haritacılık ve topçuluk alanında önemli katkıları olduğu bilinir. Kırım Savaşı’nın komutanı Ömer Rüştü Paşa’nın kızıyla evlendi ve 1875 Karadağ Savaşı’nda şehit düştü.”
İlber Hoca’nın bu düzeltmesi beni Haluk Oral’ın 2019 yılında İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan ‘Nâzım Hikmet’in Yolculuğu’ kitabına götürdü. Haluk Oral tamamen belgelere dayanarak yazmıştı kitabını. Orada Konstantin Borzecki ya da Müslüman olunca aldığı adla Mustafa Celâleddin Paşa’nın hayatının ilginç detaylarını bulabilirsiniz. Hatta anneannesinin babası Müşir Mehmet Ali Paşa’nın da Nâzım’a devrolan şiir geninin izini buradan takip edebilirsiniz. Bu arada Müşir Mehmet Ali Paşa’nın hayatının da en az Mustafa Celâleddin Paşa kadar ilginç olduğunu göreceksiniz.
PASTERNAK KOMŞUSUYDU
Haluk Oral kitabın önsözünde, belgeye dayandıramadığı için özel bir bölüm ayırmadığı bir tesadüfü anlatıyor, asıl dikkatimi çeken o oldu.
Anlatmasam olmazdı hissiyle yazdığı bölüm şöyle:
“Doktor Jivago’nun yazarı Boris Pasternak Nâzım Hikmet’in yazlık evinin bulunduğu Peredelkino’da komşusuydu. Pasternak’ın, kitabında karısı ve bir hemşireye duyduğu aşk arasında kalan şair doktor Yuri Jivago’yu anlatırken Nâzım Hikmet’ten etkilenip etkilenmediğini hep merak ederim. O sırada Nâzım Hikmet özel doktoru (ya da hemşiresi) Galina ile yaşıyor ve Münevver’i düşünüyordu. Kitabı ilk defa basan İtalyan sosyalist yayımcı da Nâzım Hikmet’in yabancısı değildi.”
Pasternak, Dr. Jivago’yu 1954 yılında tamamlamış ancak SSCB’nin resmi görüşüne uymadığı için yayımlanamamıştı. Kitabın el yazması bir İtalyan gazeteci tarafından kaçırıldıktan sonra ilk kez 1957’de İtalya’da İtalyanca basıldı.
ANILARINDA YAZDI
- 1950’li yıllarda SSCB’de İtalya radyosunun muhabirliğini yapan Sergio D’Angelo, ‘Pasternak’ın Dosyası: Tanığın Hatıraları’ (2007) adlı kitabında Nâzım Hikmet’le ilgili anılarına da değinmişti. Gazeteci, Nâzım’ın yanında gördüğü, şairin özel doktoru Galina Kolesnikova ile ilgili anılarını da paylaştı. Bu arada D’Angelo, SSCB’de yayımlanması yasaklanan Boris Pasternak’ın ‘Doktor Jivago’ romanını 1957 yılında İtalya’ya kaçıran kişiydi.
- ‘Doktor Jivago’ 1965’te sinemaya uyarlanmış ve Ömer Şerif, Julie Christie, Geraldine Chaplin’in rol aldığı film 5 Oscar kazanmıştı.
Paylaş