Paylaş
Yasan, festivale ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda “700 bin nüfuslu Afyon’da Caz Festivali’ne kimler katılır? Yüzde bir olsa 7 bin kişi eder. Gelen bini bile bulmaz. Onun da yarısı protokol. O zaman niye?” diye sormuştu.
Şemsettin Yasan, paylaşımı üzerine gelen bir yoruma da “Ne yapılırsa halk için, halka göre yapılmalı. Halkın çoğunluğuna göre yapılmalı. Caz Festivali halkta karşılığı olmayan bir şey, bir etkinlik. Bize, yani çoğunluğa göre gereksiz ve lüzumsuzdur. Bu da benim bireysel düşünce tezahürümdür. Doğrulara sahip çıktığımız gibi yanlışı da görmezden gelemem” yanıtı vermişti.
Sosyal medyadaki tartışma Afyon’a neyin yakışıp yakışmayacağı üzerine ilerledi.
Sayın Yasan, siz caz yerine neyi yakıştırıyorsunuz kentinize? Son dönemde moda olduğu gibi Afyon’un orta yerine dikilecek kaymak ve sucuk heykeli mi?
Afyon’da 20 yıldır klasik müzik ve caz festivali düzenleyen müzik öğretmeni Hüseyin Başkadem’in özverili mücadelesinin yakından tanığıyım. İki festivali de yaşatmak için ne gibi zorluklara göğüs gerdiğini biliyorum.
KLASİK MÜZİK NASIL OLUR
Bütün bu tartışmalara neden olan Caz Festivali sona erdi, şimdi sırada 20. Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali var. Festivalin açılış konserini 9 Temmuz’da NG Afyon’un bahçesinde bir piyano üçlüsü olan ‘Puella Trio’ (Eva Krestová, Aneta Sudáková, Adèla Tická) verecek. 6 gün boyunca 10 konserin gerçekleşeceği festival, 1978 yılında Kore’de doğan ve şimdiye kadar Kore, Japonya, Almanya, İtalya ve Türkiye’de yüzden fazla solo resital ve oda müziği konseri veren Hyun Sook Tekin’in piyano resitali ile sona erecek.
Bakalım başkan klasik müziği Afyon’a yakıştıracak mı?
LEYLA GENCER ARŞİVİNİ DİJİTALE TAŞIDI
OPERA dünyasının ‘La Diva Turca’sı Leyla Gencer için dijital ortamda yeni bir arşiv çalışması yapıldı ve erişime açıldı. 20’nci yüzyılın en eşsiz divalarından biri olan ve opera tarihinde büyük bir öneme sahip Leyla Gencer’in hayatı ve sanatı üzerine kitaplar yazıldı, belgesel hazırlandı. Bu çalışmalar Batı’yla karşılaştırıldığında çok az olsa da Türkiye şartları için hiç de fena sayılmaz. Zeynep Oral’ın kaleme aldığı ‘Tutkunun Romanı: Leyla Gencer’ ve Evin İlyasoğlu’nun daha yakın zamanda çıkan kitabı ‘Ben Leyla Gencer: La Diva Turca’ sanatçı hakkında yapılmış iki önemli ve kapsamlı çalışma. Yine Selçuk Metin’in Zeynep Oral’ın senaryosundan yola çıkarak çektiği, İKSV yapımı bir belgesel de mevcut. Ayrıca Bakırköy Belediyesi, sanatçının adını 2013 yılında açtığı ‘Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde yaşatıyor.
Halen Borusan Kocabıyık Vakfı Genel Koordinatörlüğü görevini sürdüren Ahmet Erenli, tamamen kişisel tutkusundan yola çıkarak kapsamlı bir Leyla Gencer arşivi oluşturarak erişime açtı. İKSV’de uzun yıllar çalışan ve Müzik Festivali’nin yöneticiliğini yapan Erenli, şahsen tanıdığı Gencer’in ilk ağızdan verdiği bilgileri de eklemiş arşivine.
Hayatı boyunca dünya çapında 76 farklı opera binasında 71 opera seslendiren büyük sanatçı hakkında Türkiye’de ve dünyada çıkmış haber, yorum ve bilgileri olabildiğince derlemiş. Yayınlanmış plak ve CD’leri, onların eleştirileri, hangi rejisörlerle kaçar defa hangi operalarda çalıştığı, hangi bestecileri seslendirdiği...
Erenli, 2015 yılından beri üzerinde çalıştığı ve kişisel imkânlarıyla oluşturduğu Leyla Gencer Arşivi’ni Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde hazırlamış.
‘Tutku’su ile tanımlanan Leyla Gencer için ‘tutkuyla’ yapılmış profesyonel bir çalışma: leylagencerarchive.com veya leylagencer.blogspot.com
‘DUDUK’UN HÜZNÜ
HABERİ Kalan Müzik’in sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda gördüm. “Kurucumuz Hasan Saltık’ın yakın dostu, kıymetli sanatçımız Djivan Gasparyan’ın vefat haberini duyurmaktan dolayı derin üzüntü içerisindeyiz. Ailesine ve sevenlerine başsağlığı dileriz” deniyordu. Kısa süre önce kaybettiğimiz Hasan Saltık’la ikisinin fotoğrafı kullanılmıştı.
İlk ne zaman duydum emin değilim ama her zaman bende tarifi mümkün olmayan bir hüzün duygusu uyandırmıştır duduk. O duygu çok daha katlanarak yükseldi içimde. Djivan Gasparyan’ın Erkan Oğur ile yaptığı ‘Fuad’ adlı albüm 2001’de Kalan Müzik etiketiyle yayınlanmıştı. Belki de o zaman dinlemiştim kendisini ilk kez.
Duduk çalgısını dünyaya tanıtan Ermeni sanatçı Djivan Gasparyan, 92 yaşındaydı. Geleneksel Ermeni müziğinin örneklerini sergilediği grubuyla birlikte dünyanın her yerinde konserler veren Gasparyan’ın eserleri, aralarında ‘Gladyatör’ gibi popüler filmlerin de olduğu çok sayıda filmin müziğini oluşturdu.
Sting, Peter Gabriel, Hüseyin Alizade, Michael Brook, Brian May, Lionel Richie, Derek Sherinian, Ludovico Einaudi, Hans Zimmer, Andreas Vollenweider gibi dünyaca ünlü sanatçıların albümlerinde çalan, birçok sanatçıyla ortak projelere imza atan duduk virtüözü, Kronos Quartet ve Los Angeles Filarmoni Orkestrası gibi önemli orkestralarla albümler de kaydetti.
Paylaş