Paylaş
Sosyal medya, hayatımıza sinsi sinsi girip bir anda bütün zamanımızı ele geçirir oldu. Sloganımız belli; “Ama önce izin ver bir fotoğraf çekeyim!” Hal böyle olunca bazen abartabiliyoruz. Konu çocuklarımız olunca sınır koymaya çalışıyoruz ancak ipin ucunu sadece çocuklar değil, biz de kaçırıyoruz.
Açın facebook, instagram hesabınızı, gereksiz bilgiler paylaşan teyzeniz, öz çekimde yanlışlıkla arka tarafta kiloduyla oturan kocasını paylaşan komşunuz, sosyal medyada kavga edenler, snapchat’te alenen dedikodu yapan fenomenler! Neler neler…
Daha biz yetişkinler bile sosyal medyayı doğru düzgün kullanamıyoruz. Hal böyle olunca, gençler için durum daha da kritik olabiliyor. Mesela, daha geçen gün oyuncak bebekleriyle oynayan küçük kuzeniniz bir anda karşınıza makyajlı, seksi pozlarla çıkabiliyor!
ÇİVİ ÇİVİYİ SÖKER
Eskiden olsa, annelerimiz telefonu alırdı elimizden konu kapanırdı. Ama şimdilerde pedagoglar “çocukların alanına saygı duyun”, “ceza vermeyin”, “özeline müdahale etmeyin” diyor. E mantıklı da geliyor. Ancak “sosyal medya kuralları” gibi hassas konularda ne yapmamız gerektiği konusunda çok belirleyici olmuyor.
Benim bu konuda yol göstericim Amerikalı baba Chris Burr Martin oldu.
Chris, instagramda kızının seksi pozlarını görmekten bıkmış milyonlarca babadan biri. Kızına “artık böyle pozlar koyma” demenin bir işe yaramayacağını da biliyor ve konuya müthiş bir çözüm buluyor. Kendi instagram hesabında, kızının fotoğraflarıyla dalga geçen fotoğraflar paylaşmaya başlıyor.
Arkadaşlarınızla ilk defa sinemaya giderken sizinle birlikte salonun içine kadar giren annenizden ne kadar utandığınızı hatırlayın, işte bu onun bin katı utanç olsa gerek! Ama etkili mi etkili! Kızın, ördek dudaklı öz çekimlerine saygı duyulacaksa, babanın da mizah anlayışına saygı duyulmalı! Zamanla birlikte evrilip, çağın problemlerine yaratıcı çözümler bulan anne-babalara bayılıyorum.
BLACK MIRROR
“Teknoloji, sosyal medya, dijital dünya… Neler oluyor? Dünya nereye gidiyor?” diye soranlar için müthiş bir dizi tavsiyem var. Black Mirror, teknolojinin karanlık tarafını ön plana çıkartan, insanları nasıl uyuşturduğunu gösteren bir dizi.
İzlerken “yahu biz bu duruma asla gelmeyiz” diye düşünüp, ancak hemen sonra aslında tam da o durumda olduğunuzu farkediyorsunuz. Dizi sizi müthiş rahatsız ediyor ancak aynı zamanda da ekrana kilitliyor. Haftasonu ne izlesem diye düşünenlere duyrulur!
TEKNOLOJİ Mİ, LAHMACUN MU?
Black Mirror’a göre teknoloji geliştikçe bizler yemek yapmayı bırakacağız ve yapay besinlerle beslenmeye başlayacağız. Dizide beni en çok rahatsız eden nokta da bu oldu. “Evlerden ırak” diyor, lahmacun tarifimi paylaşıyorum.
Yarın yine beklerim!
MALZEMELER:
300 gram Un
200 ml ılık su
1/2 yemek kaşığı Toz Maya
250 gram Kuzu Kıyma
2 adet rendelenmiş Domates
2 adet doğranmış Sivri Biber
1 adet rendelenmiş Soğan
3 diş rendelenmiş Sarımsak
1/2 yemek kaşığı Domates Salçası
1/2 tatlı kaşığı Biber Salçası
1/2 demet Maydanoz
Tuz, Karabiber
ADIMLAR:
1-Mayayı ılık suya koyun ve köpürene kadar 15 dakika bekleyin. (hazır maya kullanırsanız gerek yok)
2-Una, biraz tuz ve mayalı suyu ekleyerek hamurunuzu elde edin. 10 dakika yoğurun. Ilık bir yerde 1 saat mayalanmaya bırakın.
3-Kıyma, domates, biber, soğan, sarımsak, salça ve maydanozu bir kasede birleştirin ve elinizle yoğurun.
4-Mayalanan hamuru 8 eşit parçaya bölün. 25 cm çapında incecik açın. Üzerine kıymalı harçtan sürün ve 230 derece fırında 8 dakika pişirin.
5-Bol limon, maydanoz ve sumak ile servis edin. Afiyet olsun!
PÜF NOKTASI: Çalışmayan fırınınızın alt tabanına 1 kase kaynar su koyun ve hamurunuzu fırınınızda mayalanmaya bırakın. Sıcak sudan yükselen buhar fırınınızı ısıtacak ve hamurun mayalanması için ideal ortamı yaratacak!
NOT: Biber salçanız acı değilse, pul biber ekleyin!
Paylaş